Büyük
İnsanlık yürüyüşünde zaman zaman duraklamalar, gerilemeler olabilir. Asla
moralinizi bozmayın. Bu duraklama sadece bir nefeslenme molasıdır. Gerileme ise
daha ileri fırlamak için güç toplama hamlesidir.
Korkmayın!
Tarih insanın kendi
kendisi ile yüzleşme ve arınma sürecidir. Hayatın önüne koyduğu şekilsiz,
başlangıcı ve sonu olmayan bir aynada sürekli olarak ayıplarını gören insan
bunlardan kurtulmak için hep bir kavga içinde olmuştur.
Antik dünden, çağdaş
bugüne gelen yolculuk, yaşanan tüm acılara karşın, soylu bir arınma sürecidir.
Vicdan ve pişmanlık duygusu, bu yolculukta insanı yönlendiren güçlü
rehberlerdir.
Dünya minik bir köye
dönüştükçe, insanlar üretimin ve piyasanın etrafında işbirliğini geliştirdikçe,
birbirini daha iyi tanıyor. Düşmanlığın yerini ortak insanlık değerleri alıyor.
Bu süreci en iyi turizm
sektörü anlatır. Piyasanın işletmecileri terbiye etmesinin en somut örneği
turizm sektöründedir. Adil, eşit, estetik, dürüst, temiz olmayan silinir.
Zaman ile insanlığın hem
bireysel, hem toplu ayıpları arasında bir ters orantı vardır.
Üretim ve paylaşım
yaygınlaştıkça, yaşam kalitesi yükseldikçe, insanlık, ayıplarına karşı daha
objektif bir duruş sergiler. Bu, biraz da insanın hem kendisini hem de
birbirini tanıması ile yakından ilgilidir.
Bugün uygarlığın zirvesi
olan Batı’nın karanlık taassup çağı sekiz yüz yıl sürdü. Farklı olanlara
tahammülsüzlük, cadı damgası vurarak kadınları yakmak, meleklerin cinsiyetini
tartışmak hemen aklımıza geliveren ayıplar.
Kent yaşamı ve piyasa
ekonomisi, insanı ortak bir zeminde bir arada ve işbirliği içinde yaşamaya
zorladıkça, insanlık defolarından daha hızlı kurtulma olanağı elde etti.
Zira, kent yaşamında
bireyin özgürlüğünün sınırı diğerinin hoşgörüsüne kadardır. Öteki bireyin
özgürlüklerinin başladığı yerde biter. Bu arınmanın 1960lar sonrasında daha da
hız kazandığını görüyoruz.
Çocukluğumda, magazin
dergilerinin sayfalarını vizon kürk giymiş hanımefendiler süslerdi. Bir gün
insanlık, üretim sisteminin dayattığı yeni bir bakış açısı ile tanıştı. Hayvan
hakları, insanlığın ortak hukukuna girdi.
Bugün kürk ile dolaşan
kadınlara neredeyse katil muamelesi yapılıyor.
Artık, büyük insanlık, her
gün başka bir ortak suçu ile yüzleşip özeleştiri yapmaktan çekinmiyor.
Bu yüzleşme sadece sosyal
alanlarla sınırlı değil. Aydınlanan insan, hayatının hiçbir aşamasında, dolaylı
ya da doğrudan, suça ortak olmamak tercihini güçlendiriyor.
Büyük insanlık, suça ortak
olmamak iradesinin odak noktasına tüketimi alıyor. Bu süreci kavrayamayan ve
şimdiden önlemlerini alamayan şirketler yakın gelecekte büyük sıkıntı
yaşayabilir. “Ben kafama estiği şekilde üretirim, müşteri de bu ürünü alır”
ezberini bozmak zamanı geldi, geçiyor.
Yakın gelecekte elinizden
sabun gibi kayabilecek pazar payının arkasından ağıtlar yakmanız büyük bir
ihtimal. Üretim süreçlerinizdeki hijyen, ürününüzdeki kalite, fiyat avantajı ve
sunum aşamasındaki bütün atraksiyonlarınız işe yaramayacaktır bu aşamaya
gelindiğinde.
Bir başka örnek vereyim.
Bundan on-onbeş yıl önce mutfakların arkasına dadanan kedi, köpek gibi
hayvanları tekme tokat kovdururdu Otel yöneticileri. Müşterilerin gözü önünde
hem de. Çuvallara doldurup kilometrelerce öteye bırakılırdı hayvanlar.
Bugün kimi oteller
biliyorum, bu konuda son derece uygar önlemler almış, bu hayvanların
müşterileri rahatsız etmeyeceği özel mekanlar oluşturmuş ve düzenli olarak
besliyorlar.
Yakın gelecekte üretim
süreçlerinizin arka planı önem kazanacak müşteri tercihlerinde. Birkaç kriter
söz konusu bu arka plana ait. Karar verme aşamasındaki insan kolayca
ulaşabileceği mecralardan çalışanlarınızın sosyal koşullarını sorgulayacak.
Hiç kuşkunuz olmasın,
bilginin ışık hızı ile seyahat ettiği dünyamızda bu koşulları öğrenmesi hiç zor
olmayacak. Birkaç tık bunun için yeterli.
Zenginleşen insanın
önündeki yeni gündem kendisi ile hesaplaşmaktır. Bu hesaplaşmaya, tatil yaptığı
ülkelerde ve tatil mekanlarında insana verilen önem de dahildir.
Bakın, büyük insanlık
çocuk işçilere yaptırılan üretimi boykot etmeye başladı bile. İşveren, müşteri,
çalışan denklemini adil çözümlere ulaştıramayan şirketlerin işi giderek
zorlaşacak.
Otellerinize gelen müşteri
odalarda, eğlence ünitelerinde, havuzda, plajda, restaurantlarda sunacağınız
kalite ve ihtişam kadar, çalışanlarınızın gözbebeklerinde de bir ışıltı
arayacak.
Yaptığı işten, verdiğiniz
yemeklerden, aldığı maaştan, gördüğü muameleden, giydiği üniformadan,
geleceğine duyduğu güvenden kaynaklanan ışıltı olmazsa işiniz zor.
Büyük insanlık sadece
çalışanların durumunu dikkate alıyor dersek, bu soylu süreci eksik anlatmış
oluruz. Doğaya saygı da çok önemli bir kriter olmak üzere. Enerjisini, doğayı
tahrip etmeden sağlayan işletmelerin bir adım öne geçeceğini tahmin etmek zor
değil.
Doğal kaynakları ekonomik
kullanan, geri dönüşümlü ürünlere öncelik veren Oteller hayati bir rekabet
avantajı elde edecek.
Büyük insanlık yakın
gelecekte Otellerinizde yediği yiyeceklerin kaynağını da sorgulayacak.
Doğal,
hormonsuz, ilaç kullanılmamış, organik gıdalar bugün maliyeti yüksek olsa da
gelecekte sizin tercih edilmenizi sağlayacak.
Ayıp/Zaman eğrisini takip
edin. Zaman geçiyor, büyük insanlık daha büyük bir istek ile ayıplarından
kurtuluyor. Birey vicdanı giderek daha güçlü bir silaha dönüşüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder