Gelecek planlarını, Avrupa
Birliği’ni esas alarak yapanlar kaybeder. Şöyle de ifade edilebilir; gelecek
planlarında Doğu’yu temel alanlar kazanır.
Türkiye turizmi pazarlar
noktasında bir sürdürülebilirlik arıyor ise, yönünü Doğu’ya çevirmek
zorundadır. Batı olarak isimlendirilen Avrupa ülkeleri belirsiz bir geleceğe
doğru kürek çekiyor. ( Bana göre ) ölü doğmuş bir proje olan AB’nin gelecek 10
yılda ne olacağı sorusunun net ve güvenilir bir cevabı yoktur.
AB Komisyon Başkanı’nın
geçtiğimiz günlerde Katalonya krizi ile ilgili olarak sarf ettiği cümle bu
konudaki büyük korkunun ifadesidir. Doğrudur, AB zirvesi Katalonya’nın
tetikleyeceği bir parçalanmanın birliği yüze bölmesinden korkuyor.
Gelecek 10 yılda Batı Avrupa’nın
bağımsızlıkçı hareketler ile daha çok karşılaşacağı gerçeğine hazırlanmak
gerekiyor.
İngiltere
ile AB boşanması zor gibi görünüyor
İngiltere ile AB ayrılış ile
ilgili hesabı henüz kapatamadılar. AB’nin kuruluş felsefesi ve yasaları
İngiltere’ye elini kolunu sallayarak bırakıp bu kadar kolayca gitme özgürlüğünü
vermiyor. Birleşik Krallığın bu nedenle başı ağrıyacak, bu kesin.
AB bu ayrılığı kolayca
kabullenecek gibi değil. Brüksel’de bu ‘boşanma’ karşılığında İngiltere’den 100
milyar Euro tazminat istenmesi konuşuluyor.
Turizm sektörü bu tazminatı
dikkate almalıdır. Birkaç yıl içinde bu parayı ödemesi halinde, Birleşik
Krallığın hem ekonomik dengeler anlamında, hem de moral olarak bir sarsıntı
geçirmesi ihtimali yüksektir.
Temel tatilci kitle olan orta
sınıfların tatile çıkmak için yeterli morale ve motivasyona sahip
olmayacaklarını düşünmek zorundayız. Ülkenin bir kemer sıkma havasına girmesi
tatile çıkma alışkanlıklarını frenleyecektir.
Avrupa Birliğini terk etme
düşüncesi tahmin edilenden daha yaygındır. Ayrılma eğilimi, Birliğin temel
güçlerinden olan Fransa’da bile güçlüdür.
Şu iki bilgi bu konuda bir
fikir verecektir.
Fransa’nın Beaucaire
kentinde aşırı sağcı belediye başkanı Julien Sanchez bir sokağa “Brexit” adını
verdi.
İngilizler'e destek vermek
için bunu yaptıklarını söyleyen Sanchez “Fransa da aynı yolu izleyerek Avrupa
Birliği’ne veda etmeli” dedi. Sanchez’in üye olduğu FN partisinin lideri Marine
Le Pen de, “Fransa’da da ayrılmak için referandum yapılmalı” demişti.
AB
parçalanma eşiğinde mi?
Avrupa birleşme sürecinin
başında refahı ve yaşam kalitesini yükseltmek ve Dünya’da güçlü bir jeopolitik
oyuncu olmak gibi amaçlarla yola çıktı.
Birleşik Avrupa daha çok
üretim, daha çok refah, daha çok güvenlik amaçlayan halklarının beklentisini
karşılamayı hedefliyordu. Bu gelişmelere bağlı olarak da Dünya’da ‘sözü geçen’
güçlü bir stratejik oyuncu olacaktı.
Olmadı!
Bu kadar farklı kültürlere,
alışkanlıklara, yaşam biçimine sahip milyonların, tek Avrupa ideali çevresinde
kaynaşması başarılamadı.
Avrupa ülkelerinin
bütünleşmesini bir tarafa bırakın, Batı Almanlar henüz Doğu Almanlar ile tek
bir çatı altında yaşamayı içlerine sindirebilmiş değiller. Batı ve Doğu Almanya
bile henüz tam anlamı ile entegre olamadı.
Gelecek
10 yılda kazan kaldıracak çok halk var
AB üyesi ülkeler halen
herhangi bir kategoriye tamamen oturtulabilmiş değil. Askeri, kültürel,
ekonomik, siyasal ve sosyal alanlarda farklı koalisyonlar ortaya çıkabiliyor.
Doğu ve Batı ve Kuzey ve Güney ayrışmalarını yönetme noktasında zafiyet var.
Bırakınız büyük ölçekli bir
birliği, henüz yaşadıkları ülkeye tam olarak entegre olmamış birçok halk var.
Bu halkların yeni kuşaklarında bağımsızlık düşüncesi giderek daha geniş bir
zemin kazanıyor.
Brexit sonrası krize girme
riskleri çok yükselen Birleşik Krallığı terk etmeye hazır bölgelerde kazan
kaynıyor. Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda’da her an her şey olabilir.
Danimarka orta vadede Faroe
Adaları ve Grönland ile bir baş ağrısı yaşayabilir.
Katalanların bağımsızlık
yürüyüşündeki başarısı İspanya’nın Bask Bölgesi’nde külleri tekrar
alevlendirecektir.
Korsika bağımsızlık
rüzgarına kapılmaya en yakın adaylardan birisidir. Yakın bir gelecekte
Fransa’nın siyasi gündeminin ilk sırasında Korsika olacaktır.
Daha sırada İtalya’nın
‘tembel’ bölgelerine bakmaktan bıkan Kuzey Ligi var. Veneto bölgesinde de
ayrılıkçı söylemler yaygın.
İtalya'da Venedik kentinin
bulunduğu Veneto bölgesi halkı, egemen federal bir cumhuriyet olmayı talep
ediyor
İtalya'da Venedik kentinin
bulunduğu Veneto bölgesinde bulunanlar, ülkeden ayrılıp, egemen federal bir
cumhuriyet olmayı istedi.
En büyük bombayı yazmadım.
Bavyera. İşte haberi;
Almanya'nın en zengin
eyaletlerinden Bavyera'da faaliyet gösteren Bavyera Partisi, Katalanlardan etkilenerek
Almanya'dan ayrılmak için çalışma başlattı
İspanya'da Katalonya'nın
bağımsızlığı için yapılan referandum, Almanya'da da Bavyera'ya da örnek oldu.
Bavyera Partisi, Almanya'dan
ayrılmak için bağımsızlık çalışmalarına başladı. Irak ve İspanya'dan sonra
Almanya da önümüzdeki günlerde referandum tartışmalarının odağında olacak.
Bavyera Partisi'nin resmi
Facebook hesabından yapılan açıklamada, ' 'Bavyera'nın özgürlüğü, Bavyera'nın
Federal Almanya Cumhuriyeti'nden ayrılması bizim meşru hakkımızdır!'' ifadelerine
yer verildi. Ayrılıkçı Bavyera Partisi, Bavyera'nın sahip olduğu zenginliğin
Almanya ile paylaşılmasına karşı çıkıyor. Bavyera'nın şimdiden Katalonya'daki
gelişmelerin etkisi altına girdiği belirtiliyor.
Avrupa önümüzdeki 10 yılda
sarsılacak. Süreç paramparça olmaya kadar gider mi, şu aşamada bu kadar
kötümser bir kehanette bulunmak zor.
Bu sarsıntılar ile boğuşan
Avrupa halklarının gündeminde tatil çok önemli olur mu?
Tartışmaya değer.
Batı
ile Türkiye arasındaki kopuş hızlandı
Ortada çok net olarak
görülebilen bir algı değişimi var. Ortalama Batı insanı Türkiye’yi artık terör,
muhafazakarlık, baskı ile birlikte görmeye başladı. Batılıların gözünde Türkiye
bir Orta Doğu Ülkesidir. Araya kültürel ve sosyal kopuş girdi. ( Yoksa bu güne
kadar hep bir yanılsama mı yaşadık? Batı ile hiçbir şekilde bir yakınlaşma
olmadı mı? )
Geçmişte, birkaç 10 yıl
boyunca Batı ile Türkiye arasında yaşanan duygusal yakınlaşma aslında tam bir
aşk değil de, bir ‘One Night Stand’ mıydı?
Korkarım cevap evet.
Her yıl milyarlarca dolar ve
mark gelir nedeniyle şımarmış İspanya, Yunanistan, İtalya gibi destinasyonları
hizaya çekmek için seçenekler arayan Avrupalı turistin aklına önce Türkiye
geldi. Sahillerimiz bir anda milyonlarca
Avrupalı ile doldu. İlk 10-15 yıl kadar bakir koylarımız, tertemiz denizimiz,
henüz betona boğulmamış sahil kentlerimiz Avrupalının gözünü de, gönlünü de
cezbetti. ( Ya da sadece cüzdanını mı? )
Bir sonraki yazıda: Artık
ana pazarlar Türkiye ve hinterlandındaki ülkelerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder