30 Ekim 2012 Salı

Mengenliler ne yapmalı?



Bir yıl sonra Mengenlilerin önüne seçim sandığı gelecek.

Bir olasılık daha var. Yasal düzenlemeler başarılı olmazsa seçimlerin zamanında yapılması da ihtimal dahilinde.

Bir ya da iki yıl sonra Mengenliler oyları ile kentlerinin beş yıllık geleceğini bir başkan adayına teslim edecekler.

Son dakikada bir şeyler gevelemek yerine şimdiden devreye giriyorum ve hepinizle birlikte soruyorum;

Mengen’li ne yapmalı?

Önce bir soru sormalı kendisine…

“ 2012 yılındaki Mengen’den memnun muyum?”

Bu soruya cevap evet ise yapılacak şey basit. Yerel seçimlerde, memnun oldukları Mengen’i kendilerine sağlayanları iş başına getirmek…

Eğer cevap ‘hayır’ ise…

Yani, 2012 yılındaki Mengen’den memnun değilse… O zaman nasıl bir Mengen istediğine karar vermek. Şimdiki Mengen’de neleri beğenmediğini belirlemek ve bunların yerine nelerin olması gerektiğini ortaya koymak.

Ben biraz yardımcı olayım…

Mengen Türkiye’nin en hızlı ve en yoğun göç veren kentlerinin başında geliyor.

Gurbetteki Mengen’lilerin sayısının, köyler de dahil olmak üzere kasabada yaşayanların sayısından birkaç kat daha fazla olduğunu tahmin etmek zor değil…

2012’de Mengen fotoğrafına bakınca ben bir emekli cenneti görüyorum. Tabi böyle bir manzaraya cennet demek ne ölçüde doğru, o da ayrı bir konu…

Tıklım tıkış erkek erkeğe kahvehanelerde al papazı, ver kızı ile geçen saatler, heba olan toplumsal enerji ve törpülenen gelecek umutları.

Boşalan mahalleler… Boşalan köyler… İnsan nefesinden ve kokusundan yoksun kaldığı için küsen, sararan, solan bahçeler, tarlalar…

Sokaklarda yüzlerce genç ve çocuk var.

Her birisi geleceğin gurbetçisi…

Büyük bir çoğunluğu askerliğini yapar yapmaz sahillerdeki otellerin mutfaklarına doluşacak, bıçaklar, tencereler, tezgahlar arasında ömür tüketecek.

Çocuklar bu durumda… Peki yaşlılar?

Uzun ve kahırlı gurbet yıllarının ardından köyüne, kasabasına dönmüş yaşlı emeklilerin hiç şaşmayan günlük rotası var.

Ev ve kahvehane…

Mukadder bir vuslat için sözleşmiş olduğu Mengen toprağının son çağrısına kadar hep sürecek bir rotada gidip gelmeler…

Velhasılıkelam…

Mengen de insanlık tarihinin saklı kıvrımlarında bir hatıra olarak yerini almış binlerce tarihi kentten birisi olma yolunda hızla ilerliyor.

Tıpkı taş ve moloz yığınına dönmüş Likya kentleri gibi… Lidya kentleri gibi… Frigya gibi… Bitinya gibi… Roma gibi… Selçuklu gibi…

Özetle…

Dostlar ben bana hüzün veren bir Mengen görüyorum her gelişimde…

İçimi yakan… Üzen. Mutsuz eden bir fotoğraf çıkıyor hep karşıma…

Gökkuşağının canlı renkleri yerine hep pastel, uyuşuk, tatsız renkleri çarpıyor gözüme her seferinde…

Bu durum tersine dönebilir mi?

Elbette!

Mengen insanlığın ortak hazinesine büyük değerler yaratan muhteşem bir Anadolu kasabası olarak hayatını sürdürebilir mi?

Kesinlikle!

Bunun için gereken tarihsel, doğal, sosyal miras var mı?

Fazlasıyla!

Bir sonraki yazıda konuyu sürdüreceğiz. O zamana kadar bu konuyu daha da ısıtalım isterim. Yazın, eleştirin, yorumlayın.

Gelen seçimler Mengen için bir kırılma anı. Yol ya bitişe ya da çıkışa çıkacak.

Bir sonraki yazıya kadar kendinize şunu sorun;

Beş yıl sonra nasıl bir Mengen görmek istiyorum? Nasıl bir Mengen’de yaşamak istiyorum?