Bu otel eğitim modelini
değiştirmek gerekiyor.
Vazgeçmemiz gereken birçok
inanç ve ön kabulümüz var. En başta da artık çalışma hayatına giren Y ve Z
kuşaklarına bakış açımızın değişmesi gerekiyor.
İş gücümüzün büyük bir
bölümü Y ve Z kuşağından oluşuyor. Bu gençler kendilerine has beklentilerle,
öğrenme alışkanlıkları ile geliyorlar.
Onların çalışma hayatına
bakış açıları da çok farklı. Bir işyerine aşk ile bağlanmak ya da sadakat
duymak konusunda bir yaklaşımları yok. Onlar tamamen ben algısı ile yetiştiler.
Önceliği kişisel mutluluklarına veriyorlar. Kişisel hedefleri her şeyin önünde
yer alıyor.
O zaman bu kuşaklar için
farklı çalışma ve eğitim modelleri geliştirmek zorundayız.
Yazımızın hemen başında,
artık demode olmuş bir eğitim biçimine değinelim.
Artık eskimiş ve gençlerin
asla ilgi duymadığı konu başlıkları;
İletişim
Beden Dili
Empati
Ekip Çalışması
Liderlik
Stres Yönetimi
Bunlar yaklaşık 30 yıldır
piyasada tekrar tekrar veriliyor. Hiçbir şekilde güncellenmiyor. Bilinen
içerikler, ayakta bir konuşmacı tarafından aralıksız, nefes almadan
tekrarlanıyor. Gençlerden de çıt çıkarmadan dinlemeleri isteniyor. Bu da asla
olmuyor.
Gençler en fazla 10 dakika
sonra kopuyor. Eğitimden çıktıktan sonra hiç kimsenin aklında bir şey kalmıyor.
Kalsa da bir süre sonra unutuluyor.
Yapılan onca eğitim
yatırımı, harcanan zaman boşa gidiyor.
Sezonda da eski hamam ve
eski tas varlıklarını sürdürüyor.
Aşağıdaki başlıklarda en
temel sorunlardan yola çıkacağız. Çözümler önereceğiz.
İnsan
Kaynaklarında İhtilal
Buraya kadar
anlattıklarımızdan ortaya çıkıyor ki, artık çalışanlar sadece emredileni yapan
birer canlı robot olmak istemiyor.
Onların sadece talimat
alan ve bunu hemen yerine getirmek zorunda olan ‘personel’ olduğu düşüncesini değiştirmek
için daha ne kadar beklemeliyiz?
Onların, işletmenize ve
ideallerinize en yüksek değeri katabilecek potansiyele sahip birer yol arkadaşı
olduğunu kabul etmekle başlamalıyız işe.
Böyle düşünmeye
başladığınızda, rakiplerinizden sıyrılırsınız. En başta misafirinizin aklında
ve gönlünde en saygın yere kurulma şansınızı yaratırsınız.
Çalışanlarınızı
Pazarlama Şövalyelerine Dönüştürün
Yıl 2019. Her şey hızla
değişiyor. Artık onlara farklı bir gözle bakmak zamanı gelmedi mi?
Onlara farklı bir gözle baktığınızda,
size katacakları birçok yeni değeri de fark edeceksiniz. Kapasitelerinin
tamamından yararlanamadığınızı göreceksiniz. Örneğin, onları birer tanıtım
şövalyesine dönüştürmek mümkündür. Yapabiliriz.
Asıl
pazarlama gücünüz işletmenizin içinde
Oysa hemen yanı başımızda
dev bir güç var. Bize, oteldeki misafiri kazandıracak ve devamlı müşteriye
dönüştürecek bir güç bu.
Çalışanlarımız. İşin
doğrusunu isterseniz, misafiri size düşman da edebilir, hayran da bırakabilir.
İnanın tesisinizin kaderi onların elinde.
İşletmenizde konaklayan
insanlara kendilerini Dünyanın en önemli varlıkları gibi hissettirebilecekleri
gibi, geldiklerine pişman da edebilirler.
Birincisini sağlamak için
anahtar sizin elinizde. Çalışanlarınıza yapacağınız yatırım size müşteri
sadakati olarak geri döner. Hem de akıl almaz oranlarda. Çalışanlarınıza 1 TL.-
yatırım yapın, karşılığında 10 TL alın. Nasıl, sizin için verimli ve karlı bir
etkileşim değil mi?
Doğru
insana doğru yatırım önemli
Çalışanlarınız arasında
bazıları diğerlerinin arasından sıyrılır ve parıldar.
Duruşu, konuşması, beden
dili ve kısaca her şeyi ile kendisini işletmenizin başarısına adadığını
gözlemlersiniz. Kendisine ve konuklarınıza olan saygısını her an yansıtır.
Misafire, keyif aldığı için hizmet eder, sadece görevi olduğu için değil. İşte
yatırımı bu yıldızlara yapmalısınız. Daha da ötesi, çalışanlarınıza sürekli
olarak şans vererek ve fırsatlar sunarak bir yıldız adayı olmaya teşvik
etmelisiniz.
Otelcilikte yıldız
denildiğinde anlamı şudur; Bir çalışan vardır. İster departman müdürü olsun,
ister meydan görevlisi. İşini aşkla yapar. Yaptığı işten keyif alır. Keyifle
yaptığı işin enerjisi otelin her tarafına yayılır. İşte yıldız budur.
Yıldız
oyuncu elmas gibidir, işlenmesi gerekir
Yapmanız gereken
bellidir. Çalışanlarınız arasında yıldız
olanları ve olmaya aday olanları bulup eğiteceksiniz. Motive edeceksiniz.
İçlerindeki adanmışlık duygusunu güçlendireceksiniz. Onları daha yüksek
seviyede becerilerle donatacaksınız.
Hem mesleki olarak hem de
kişisel anlamda geliştireceksiniz. Onlara önemli ve değerli olduklarını
hissettireceksiniz. Onların hayatlarının renkli ve keyifli olması için yardımcı
olacaksınız. Çalışanlarınıza, hayatın tamamen işten ibaret olmadığını
anlatacaksınız.
Dünyada insanlar iş
dışında eğlenmek ve mutlu olmak için neler yapıyor ise, çalışanlarınızın da
yapması için imkan sağlayacaksınız. Onlara sosyal yaşam rehberliği
yapacaksınız. Keyif aldığınız bir hayat sürmek için yaptıklarınızı çalışanlara
da göstereceksiniz.
Bir
gün Oteliniz yıldızlarla dolu olduğunda;
Şundan emin olabilirsiniz;
çalışan yıldızlarınız, kapıda asılı olan yıldızlardan daha fazla saygınlık
uyandıracaktır.
Bir gün çalışanlarınızın
büyük bir çoğunluğu yıldızlaştığında işletmenizde mucize gibi gelişmelerle
karşılaşacaksınız;
Çalışanlarınız işletmenizi
evi gibi görecek. Evine nasıl özen gösteriyor ise aynısını işletmenize de
göstermeye başlayacak. Kırılan her bir tabak için üzülecekler. Bir köşede minik
bir kir gördüklerinde hemen eğilip temizleyecekler.
Otele gelen konukları
evlerine gelmiş gibi kabul edecekler. Aynı özeni, aynı sevgiyi ve saygıyı
gösterecekler.
Otelinizi
çalışanların evine dönüştürmek?
Ya da, otelinizde çalışan
arkadaşlarınızı gerçek birer ev sahibine dönüştürmek… Ve elbette müşterileri de
onların evine gelen konuk..
Mümkündür elbette.
İşletmenizde
çalışanlarınızı sahiplenir iseniz
Çalışanlarınızı yılın 12
ayında eğitirseniz
Onları sosyal hayatta
aktif ve yaratıcı olmak için teşvik ederseniz
Çalışanlarınızı,
müşterileriniz karşısında işletmenizin birer elçisi yapabilirseniz
Onlar da her bir
müşterinizi dışarıdaki hayatlarında işletmenizin ateşli birer elçisine
dönüştürürler.
Personel
değil, paydaşlar
İşletmeler artık
çalışanları sevmeyi, saygı duymayı, onlara fırsatlar vermeyi öğrenmek
zorundalar. En iyileri bulmak ve elde tutmak için en önemli şartlar bunlar.
Özellikle oteller yeni müşteriler bulmak ve ellerinde tutmanın yanı sıra yeni
yetenekler bulmak ve ellerinde tutmak zorundalar. Müşteri de bunu talep ediyor. Bir tesise ikinci kez tatile gittiğinde,
işletmede, önceki tatilde dostluklar
kurduğu yüzleri görmeyi umut ediyor.
Bu
mümkün müdür?
İşletmeler müşteri
sadakatinin yanına bir de çalışan sadakatini ekleyip her gün yükselen bir
başarı ivmesi yakalayabilir mi?
Bir işletme günün birinde
neredeyse 70%’leri bulan bir REPEAT GUEST silahı ile pazardaki rakiplerine ve
kendisine hep fiyat baskısı uygulayan ‘Tüccarlara’ meydan okuyabilir mi?
Evet!
İstatistiklere göre,
repeat misafir oranı 55%’i yakalayan otellerde pazarlama giderleri toplamda 25%
azalıyor. Kaldı ki, bu oranda bir repeat oranı yakalamış otelin pazarı domine
edecek bir reputasyona ulaşması da çok kolaydır.
Tur operatörlerine kendi
fiyatlarını ‘dayatma’ şansını yakalar. Fiyatlarından taviz vermeyecek güce
ulaşır. Daha yüksek ciroları yakalayan tesis daha üstün hizmet için bütçelerini
yükseltir. Muazzam bir etkileşim döngüsü başlar.
Karlılık arttıkça tesis
çalışanlarına ve maliyetlere daha yüksek bütçeler ayırabilir. Mutlu çalışanlar
tesiste müşteri memnuniyetini hayranlık seviyesine yükseltir. Tesis sektörün
önde gelen yıldız markası olur.
Yıldız
Oyuncu yaratma süreci nereden başlar?
İşe en baştan başlamak
gerekir. Bu nedenle aşağıdaki adımlar hayati öneme sahiptir.
İşletmedeki bütün
görevlerin anlaşılır bir tanımı olmalıdır. Bu tanım hem sorumlulukları, hem de
yetkiyi net olarak belirlemelidir.
Bu görev tanımına uyan
özelliklere sahip çalışma arkadaşları seçilmelidir. İnsanların özelliklerine
göre iş yaratılmamalıdır.
Aramaların sonunda elde
edilen başvurular titizlikle taranmalı ve duygularımızı asla işe katmadan
objektif kriterlere göre adaylar belirlenmelidir. ( Kriterler mutlaka tarafsız
ve performans ile ilgili olmalıdır.)
Aranan aday
belirlendiğinde, bir kez de ilgili departman üyeleri ile görüşmeleri sağlanmalıdır.
Böyle bir jest ileride yaşanabilecek muhtemel çatışmaları önleyecektir.
Departman çalışanları,
başlarında bir amir olmadan aday ile rahat bir görüşme yapmalı ve ekibin
görüşlerini üst yönetim ile paylaşmalıdır.
İşbaşı yapan aday, Genel
Müdür, İnsan Kaynakları Müdürü ve ilgili Departman Müdürü’nün rehber olarak yer
aldığı bir Oryantasyon Eğitimi almalıdır. Bu eğitim ile içinde çalışacağı
çevre, binalar, arkadaşlar, prensipler, her şey anlatılmış olmalıdır.
İşletmenin bütün
birimlerinin verimliliği ve başarısı, dönemsel performans değerlendirmeleri ile
ölçümlenmelidir. Performans değerlendirmesi çalışanlarımızı başarılı/başarısız
olarak kategorize etmek için yapılmamalıdır. Bu değerlendirme, çalışanların
eksikliklerinin giderilmesi ve daha başarılı olmalarına katkı için
uygulanmalıdır.
Eğitim,
devamlı olması gereken bir gelişim yolculuğudur
Eskiden, işletmelerde
eğitim ile ilgili dar bir anlayış vardı. O da, çalışanlarımızı yılın belirli
bir döneminde mesleki/kişisel gelişim eğitimlerine tabi tutmak ve sonra sahaya
sürüp yüksek performans beklemekti.
Şimdi yılın 12 ayı ve 365
günü çalışanlarımızın gelişmesi için değerlendiriliyor. Yılın tamamı, daha iyi
olma yolunda bir yolculuk süresi olarak kabul ediliyor.
Evet! Her gün bir renk
katmalı, her gün bir şeyler öğretmeli ve ona hak ettiği değeri verdiğinizi
hissettirmelisiniz. Öğrenmek zenginleşmektir.
Eğitime
Yeni ve Farklı Bir Yaklaşım
Bu yeni yaklaşım ile
çalışanlarınız için neler yapabilirsiniz?
Kitap okumak: Okumak her
zaman bir güç kaynağıdır. İnsanın bakış açısı genişler. Kitap okuyan insan
olgunlaşır. Kendisini daha doğru ve güzel ifade eder. İşletmede ya da lojmanda
bir kitaplık önerilir.
Sosyal sorumluluk
projelerinde takımdaşlık yapmak. Ortak idealler uğruna güçleri birleştirmek.
Birlikte başarmak duygusunu yaşatmak.
Takım ruhu:
Çalışanlarınıza, arkadaşları ile birlikte hayata geçirecekleri aktiviteler,
oyunlar ile birlikte yaşamanın, eğlenmenin, öğrenmenin, keşfetmenin, sorun
çözmenin, paylaşmanın mutluluğunu tattırabilirsiniz.
·
Satranç,
dama, tavla gibi akıl oyunları
·
Sportif
turnuvalar. Survivor benzeri yarışmalar
·
Keşif
gezileri. Tarih turları. Bisiklet, yürüyüş, doğa aktiviteleri, piknikler.
·
Sinemalar.
Müzeler. Tiyatrolar.
·
Bilgi
yarışmaları.
·
Periyodik
Ders/Sohbetler/Konferanslar
·
Çalışanların
hobilerine katkı ( Resim, müzik, spor vb)
·
Kültürel
gelişme seansları
·
Üniversite
ile ortak gelişim programları
·
Birlikte
üretecekleri sosyal sorumluluk projeleri
Yukarıda sıralanan
etkinlikler gönüllülük esasına dayanmalıdır. Çalışanlarınız içlerinden gelerek
bu etkinliklere katılmalılar.
Zorlama olursa tam ters
etki yapar. Zorla dahil edilenler çıkışları ve tavırları ile ekibin enerjisinin
düşürür. Motivasyonu bozar. Ekip ruhuna zarar verirler. Bu nedenle, kimi minik
jestler, ödüller ile gönüllülük teşvik edilmelidir.
Bu çalışmalara katılan ve
başarılı olan çalışanlar terfilerde öncelik sahibi olur. Maaş zamlarında
ayrıcalık tanınır. Ödül olarak izinler kullanılabilir.
Üstün başarıyı
yakalayanlar sezon dışı zamanlarda farklı ülkelerde otellerde staja/eğitime
gönderilebilir. Teşvik gönüllü katılım oranını yükseltir.