20 Aralık 2016 Salı

Büyükelçi Suikastını Nasıl Okumalıyız?

Turizmciler, 2015 Kasım Rus savaş uçağının düşürülmesinden itibaren derin bir karamsarlığın dibine gömüldü.

Birkaç yıldan bu yana aniden bastıran krizler de süreçleri doğru okuma kapasitemizi ciddi oranda düşürdü.

Sabır… Sağduyu… Objektiflik… Akılcılık..
Hepsi kayboldu…

Acelecilik… Korku… Panik… Telaş..
Boşluğu doldurdu.

Dün gece Rusya’nın Ankara Büyükelçisi’nin bir suikast sonucu öldürülmesinden sonra da aynı telaş ve panik hali patladı.

Okumuş yazmış, donanımlı olduğu kabul edilen birçok turizmciden korku ve panik kokan yorumlar peş peşe geldi;

“ Putin bunun hesabını bizden sorar… Mahvolduk… Türkiye bu sefer bitti… Bunun faturası bizden sorulur..”

Turizm gibi bir sektörü omuzlamış üst düzey profesyonellerden beklenmeyecek ölçüde bir panik hali… Korku… Olayın önünü arkasını analiz etmeden yapılan gelişi güzel bir yorum…

Bayanlar baylar, böylesine zor zamanlarda bizlerin sokaktaki adam gibi davranmaya ve hiçbir dayanağı olmayan yorumlar yapmaya hakkımız yoktur…

Öncelikle biraz beklemek gerekir.

Olayın hemen ardından sıcağı sıcağına yapılan analizler çok sağlıklı olmaz. Zira ortada bir tespit yapabilmek için yeterli veri yoktur.

Dün gece birçok turizmci panik halinde bedel ödemekten, faturanın bize çıkacağından bahsederken, saldırının ve mesajın asıl muhatabı Putin mükemmel bir tespit yaptı.

“ Bu cinayet gelişmekte olan Ankara ve Moskova ilişkilerini çökertmeye yönelik bir provokasyondur.  Hedef gittikçe normalleşen Türkiye Rusya ilişkilerini sabote etmektir. Bu suikast ile, Türkiye, Rusya ve İran tarafından hayat geçirilmekte olan Suriye Barış sürecine de zarar vermek amaçlanmaktadır. Buna tek bir cevap olacaktır: Terörizme karşı mücadeleyi yükseltmek. Haydutlar bunu hissedecekler.”

Putin istihbaratın en derin aşamalarından geçerek Rusya gibi bir devin başına geçmiş bir lider gibi davranıyor. Suikastı öncesi ve sonrası ile doğru okuyor. Dar bir bakış açısının tetiklediği intikamcılıkla değil, geniş bir bakış açısına dayalı bir serinkanlılıkla davranıyor.

Bir başka sakin ve mantıklı açıklama Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zakharova’dan;
“ Olayı bir terör saldırısı olarak değerlendiriyoruz. Suikastı bütün boyutları ile araştırmak için kararlı olan Türk güvenlik güçleri ile kontak halindeyiz. Suikastın arkasındakiler kesinlikle cezalandırılacak. Bu olayı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine taşıyacağız. Terörizm kazanamayacak. Bu sürece karşı kararlı adımlar atacağız.”

Bu sözleri, Rusya adına en yetkili ağızlardan bir tanesinden duyuyoruz. Rusya dış politikası adına açıklama yapmaya yetkili bir görevli konuşuyor. Dış İşleri sözcüsü Rusya’nın bu suikastın arka planını nasıl okuduğunu ifade ediyor. Bu açıklamalardan Türkiye’nin hedef tahtasında olduğu sonucu çıkarılabilir mi?

Putin’in en yakın yönetim çevresinden senatör Franz Klitsevich suikastın hemen ardından yaptığı açıklamada faili biraz daha net tanımlıyor.

“ Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi’ne yapılan suikast NATO gizli servisleri tarafından organize edildi. Bu saldırı bir provokasyondur ve Moskova’ya açık bir kavga davetidir. BU bir terör saldırısıdır. İntikam alacağız.”

Suikaste uğrayan Büyükelçi Karlov’un Türkiye ile ilgili görüşleri ve önerileri de yaşanan bu terör saldırısını çözmek için birçok ipucu veriyor. Karlov, Türkiye’yi, Batı ile Avrasya arasında yükselen ayrışmada, Şanghay Beşlisi içinde görmek isteyenler arasında yer alıyor. Aşağıdaki sözler Büyükelçiye ait;

Karlov, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ŞİÖ'ye katılmayı değerlendirebileceği yönündeki sözlerine ilişkin, hem Kazakistan'ın hem de Çin'in Türkiye'yi ŞİÖ üyesi olarak görmek istediklerini belirterek, "Her şey tamamen Ankara'nın kararına bağlıdır. ŞİÖ'ye üyelik sürecinde biz Rusya olarak Türkiye'den Avrupa Birliği'yle (AB) ilişkilerin soğutulmasını veya durdurulmasını hiçbir şekilde talep etmeyeceğiz" demişti.

Nasıl?

Şimdi bu derin suikaste biraz daha farklı bakıyor musunuz?

Bayanlar Baylar,

Zor, kanlı ve sabrın çok gerekli olduğu vahim zamanlardan geçiyoruz. Atılacak bir yanlış adım, söylenecek bir yanlış söz akıl almaz derecede tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Sakin bir akıl, 360 dereceyi gören ve analiz edebilen gözler ve bilimsel bakış açısı her zamankinden daha önemlidir. Sektörü iyice panikletecek yorumlar gelecek yılları da rehin alacak bir yılgınlık havasını getirir. 

Yapmayın!

Her şeyden önemlisi;


İktidarlar gelir, gider ve yerine yenileri gelir. Ama Türkiye dimdik ayakta kalır. Geçmişi, geleceği, müthiş potansiyeli, milleti ile bu büyük Ülkeye güvenmeye devam..