Tanrı, Musa’ya 10 Emir
göndermişti..
2021 yılında ise, hayat
turizmcilere 10 Emir gönderiyor. Bu yeni
emirleri görmezden gelenlerin işi çok zor olacak.
Son yılların moda kavramı olan
sürdürülebilirlik için 10 emir.
1.
Çalışanlarınızı
maliyet olarak görmekten vazgeçin
Onları gider kalemi olarak
görmeyi bırakın.
Sadece müşterilerinizin
değil, çalışanlarınızın da insan olduğunu kabul edin artık. Onların da
beklentilerinin, zorunlu gereksinimlerinin, mutlu olma haklarının olduğunu
anlayın.
Önceki roller tarih oldu. Önceki
konumlar da. ..
Çalışanlarınız ile
aranızdaki ilişkiyi, onlara bakmak şeklinde tanımlamaktan vazgeçin.
Kimse kimseye bakmıyor.
Artık bu işin bir iş ortaklığı olduğu kabul edilmelidir.
Bu yaklaşım gençleri
kızdırıyor.
Bunu hissettiği anda işi
bırakıyor. Sizi yanıltan yöneticiler
ise, meseleyi sadece 50-100 liralık fark ile açıklıyorlar. Sizi yanlış
bilgilendiriyorlar.
Özellikle gençler..
İşten ayrıldığında, daha
fazla ücrete değil, mutlu olacaklarını düşündükleri, saygı ve sevgi görecekleri
işyerlerine koşuyorlar.
Kaldı ki, kimin kime baktığı
da tartışılır artık. Bakmak fiilinin tanımı da değişti. Onlar, sizin kurduğunuz
hayalleri gerçekleştirmeniz içini size, zamanlarını, güçlerini, akılarını
veriyor.
Bu durumda, kim kime
bakıyor?
2.
Dehşet
bir çevre krizi geliyor! Uyanın
Kötü zamanlar geliyor.
4.752.852 - Bu yıl yok olan
orman alanı (hektar)
6.398.624 - Erozyonunun yok
ettiği toprak (hektar)
33.210.051.601- Bu yılki
karbon dioksit CO2 emisyonu (ton)
10.967.011- Bu yıl çölleşen toprak (hektar)
8.949.427 - Bu yıl salınan
endüstriyel zararlı atık (ton)
Uzay araştırmalarını, çevre
ile ilgili uyarıları, üst düzey toplantıları ve erişebildiğimiz kadarıyla gizli
gündemleri toplayınca ortaya kötü bir manzara çıkıyor.
Büyük fotoğrafa bakın. Felaketin
çok uzakta olmadığı açık ve net olarak görülecektir.
Çok uzak olmayan bir
gelecekte, sıcaklıklar, tsunamiler, seller, devasa yangınlar insanlığı acı ve
çaresizlik içinde bırakacak. Buna lütfen inanın.
İçme suları kirleniyor.
Denizler plastik ve çöp
deryasına döndü.
Beslenme hataları
insanoğlunda genetik sakatlıklara neden olmaya başladı.
Tarım alanları zehirlendi.
Ormanlar hızla yok oluyor.
Atmosfer karbon sanılımı
nedeniyle işlevini yitiriyor.
Herkesin anlayabileceği
basitlikte ifade edelim. Dünyada hayat bitiyor.
Bu süreçte, turizmin de payı
var.
Oteller, uçaklar, transfer
araçları. Hepsinin bu bozulmada rolü var.
Hemen yarın bu konu masaya
yatırılmalı. Turizm sektörü, çevreye dost, karbon ayak izi olmayan bir turizm
modeli için hızla çözüm üretmeli.
Plastikler kalkmalı.
Oteller sıfır atık
uygulamasına geçmeli.
Karbon ayak izi
sıfırlanmalı.
Yoksa sektör insanlık
vicdanında hızla değer ve saygı kaybetmeye başlayacak.
3.
Hayvan
haklarını tanıyın
Bakınız, Bu önerimi sakın
bir şaka gibi algılamayın. Komik bir şeyler paylaşma niyetinde değilim. İş
artık çok farklı bir noktaya geldi. Dünyada, hayvan dostlarımız ile ilgili
hassasiyet had safhaya yükseldi. Bu hassasiyet hem evcil hem de vahşi olanlar
için geçerli.
Avcılık lanetleniyor.
Hayvanlara eziyete büyük
tepkiler var.
Deneyler için hayvan
kullanma uygulamalarına karşı nefret had seviyede.
Kedilere ve köpeklere
düşmanca uygulamalar yapan oteller topun ağzında.
Bir zamanlar, çuvallara
doldurup dağlara bıraktığınız kediler ve köpekler vardı. Böylece çözüm üretildi
sanıyordunuz. Geçti o devirler.
Bir anda boykotu yersiniz.
Hayvan hakları savunucuları çok güçlendi.
Otellerinizi yeniden
düzenleyin. Hayvan sahiplerine yer açın. Birlikte tatil yapabilmeleri için
mekanlar ve paketler hazırlayın.
Bu, size çıkıştan önceki son
uyarıdır.
4.
Turizmi
bir israf sektörü olmaktan çıkarın
Türkiye’nin her yerinde
açlıktan ölen kediler, köpekler var.
Hayvan barınaklarında
yetersiz beslenmeden kaynaklanan hastalıklar patlamış durumda. Bu nokta hayvan
dostlarımız ile ilgili olan tarafıdır. Sadece bu kadar mı? Gelelim açlıktan
ölen insanlara. Ya da açlıkla mücadele eden milyonlarca insana.
856.647.662 - Dünyada aç
insan sayısı
1.719.487.505 - Dünyada
aşırı kilolu insan sayısı
797.098.883 - Dünyadaki obez
insan sayısı
18.264 - Bugün açlıktan ölen
insan sayısı
Dünya otelleri, çöpe
attıkları gıdaları değerlendirseler, açlık sorunu kökten çözülür.
Her ülke kendi içinde bir
yapılanma oluşturabilir. Sivil irade ve kamu işbirliği ile çok başarılı
sonuçlar elde edilebilir. STK’lar ve yerel yönetimler sadece bir
toplama/taşıma/ulaştırma sistemi kurarak bir yemek tedariki zinciri
oluşturabilirler.
İddia ediyorum..
Otellerin ekmek ve yemek
israfı giderilirse, ülkemizdeki 81 ilin yoksullarına her gün taze ve sağlıklı
yemek ve ekmek ulaştırılabilir.
Belirttiğim üzere, oteller
ile bu yapı arasında, internetin de sağladığı kolaylıklar ile hızlı bir
iletişim ağı kurulabilirse, gıdalar bozulmadan toplanabilir.
Toplanan gıdalar, yerel
yönetimler aracılığı ile mahallelerde evlere ulaştırılabilir.
Önce niyet..
Önce israfa karşı yüksek bir
duyarlılık.
Yapabiliriz.
5.
Turizm
bir toplumsal dayanışma vasıtası olmalı
Turizm sektörü çok yönlü ve
çok kollu bir alan. Ekonomik etki anlamında, onlarca farklı sektör ile
etkileşim halinde. İstihdam boyutu çok yüksek.
Toplumsal refaha katkısı
büyük.
Son birkaç on yılda çok
sayıda yatırımcıya büyük servetler kazandırdı.
Profesyoneller bu sektör
sayesinde mesleklerinde yükseldiler. Kendilerine yüksek standartlara sahip bir
yaşam biçimi oluşturdular.
Ama bu misyon artık yetersiz
kalıyor.
Turizm, toplumlara bundan
daha fazlasını verebilecek potansiyele sahiptir. İnsanlar bu sektörün hayatlarına
daha fazla dokunmasını bekliyor.
Yerel topluluklar, turizmin
sağladığı olanaklara daha kolay ulaşmak istiyor. Yerel ekonomilerin
desteklenmesini talep ediyor. Ki bunun için her türlü olanak var.
Yerel ekonomiler
desteklenirse..
Köylere kadar uzanan bir
dayanışma ağı oluşturulursa..
Çalışanların gelirleri,
yaşam kaliteleri yükseltilirse..
Turizm bir toplumsal sigorta
olarak, çok önemli bir misyonu yerine getirir.
6.
Turizm
bir eğitim platformuna dönüşmelidir.
Turizmin insanları
dönüştürmek gibi bir misyonu vardır.
Bu sektör, kuralları ve
gelenekleri ile insanları doğru ve iyi olmaya yönlendirir.
Yeni başlayanlar, önlerinde
başarılı rol modelleri görür. Onları örnek alırlarsa, kendileri de her anlamda
değişir ve gelişir.
Şimdi, önümüzde çok daha
geniş bir alan var. Bu alanda doğru adımlar atarak turizm sektörü çalışanlarını
birer örnek modele dönüştürebiliriz.
Turizm sektörü,
çalışanlarının hayatına dokunarak onlara çok büyük katkılar sağlayabilir.
Onların iyi birer aile
üyesi..
İyi birer yönetici…
İyi birer insan olmalarına
destek verebilir.
Turizmciler, iyi, çalışkan,
şeffaf, temiz ve dürüst birer rol modeli olarak içinde yaşamakta oldukları
toplumları da olumlu etkilerler.
Onlara..
Nezaketi…
Sevecenliği…
Konukseverliği..
Dayanışmacılığı…
Kendini ifade etmeyi..
Dinlemeyi..
Öğretin..
7.
Profesyonellerden
daha fazla yararlanın
Artık değişim zamanı.
İnsanların..
Profesyonellerin.
Departmanların tamamen yeni
bir felsefe ile ele alınması gerekiyor.
Turizm profesyonelleri, son
30 yılda, geçen yüzyıldan kalma iş modellerine mahkum edildi.
Neredeyse hiç değişmeden
kalan bir dizi görev tanımına uyarak çalıştılar.
Bu antik dönem görev
tanımları, profesyonellere, adeta bir anayasa maddesi gibi dayatıldı.
Değişmedi. Değişmesi teklif
dahi edilemedi.
Hayatın ritmine uymayan bir
iş yapma süreci herkesin ayağına pranga gibi takılı kaldı.
İşleyiş yavaşladı.
Süreçlerin çıktıları
değersiz birer veri olarak kaldı.
Ölçümlenemedi.
Süreçler ve bireysel
performanslar ölçümlenemeyince, başarı muğlak bir kavrama dönüştü.
Tanımlanamayan başarı
nedeniyle, bu alandaki ödüllendirme mekanizmaları ortadan kalktı.
Başarının doğru tanımı
yapılamayınca, insanların başarılı olma iradeleri zayıfladı.
Çalışanlar, vasatlığın bile
yeterli olduğunu düşünmeye başladılar. Ortalama bir performans genel bir modele
dönüştü. Kimse elini taşın altına koymadı.
Bireysel düşüş, genele
yansıdı. Heyecan kalmadı. Moraller düştü. Üretkenlik bitti.
Şimdi bir mola ve durum
değerlendirmesi zamanıdır. Duralım. Seviyemizi görelim.
Sorunları tespit edelim. Bu
sorunların kaynaklarının analizini yapalım.
Sonra sıçramaya
hazırlanalım.
Ama önce turizm
profesyonellerine iade-i itibar edelim.
Onları kazanalım.
Yüceltelim. Yükseltelim. Heyecan ocaklarını harlayalım.
Heyecanlı ve yeni hedefler
verilmiş profesyoneller sektörü ayağa kaldırır.
8.
Sektördeki
stajyer kaosuna son verin.
Gelin bu maddeyi daha doğru
ifade edelim.
Liseli stajyerleri ucuz
işgücü olarak görmekten vazgeçelim. Olmuyor. Attığımız taş ürküttüğümüz
kurbağaya değmiyor.
Lisede okuyan gencecik
çocuklar bu işin gerektirdiği ağırlığa sahip değiller.
Kurumsal hiyerarşiyi
taktıkları söylenemez.
Misafir karşısında doğru
beden diline sahip değiller. Hitap etme noktasında zayıflar.
Kıdemli çalışanların, uzun
yıllar sonrasında elde edebildikleri iletişim ve konuşma becerilerini, birkaç
ayda ve doğru olarak edinmeleri mümkün değil.
Hayat onlara hala bir oyun
gibi geliyor.
Sorumlulukları yok. İşi
ciddiye almıyorlar.
Çevreleri ile ilişkileri dengeli
değil.
İşletmeye sadakat ve markayı
saygınlığını korumak gibi bir hassasiyetleri yok.
Çalışma ve üretim
standartlarına uyum sağlamakta zorlanıyorlar.
İtiraf edelim. Bu uygulama
çok büyük yararlar sağlamıyor. Hatta zararı daha büyük oluyor.
Ama onları kaybetmeyelim.
Turizm eğitimine olan ilgi
azalıyor.
Bu nedenle Liseli
stajyerlerimizi kazanmak için yeni olanaklar yaratalım.
Onlara otellerde ucuz işgücü
olmanın ötesinde pozisyonlar tanımlayalım. Gerçek anlamda eğitim almalarını
sağlayalım.
9.
Artık
otel esnaflarını üveylikten çıkarın.
Otel esnafları ile otel
yönetimlerinin çıkarları bir değil mi?
Otelin başarısızlığı esnafı,
esnafın başarısızlığı oteli sıkıntıya düşürmüyor mu?
Onların varlığı otele değer
katmıyor mu?
O mağazalarda, saygılı,
güzel konuşan esnaflar otellerin prestijini yükseltmez mi?
Onlar bir anlamda otellerin
elçileri değil mi? Esnafların kurduğu dostluklar otellere de kazanç sayılmaz
mı? O dostlar bir dahaki seneye yine aynı otele gelmeyecekler mi?
Bunun değeri az mıdır?
Otel esnafları da o ailenin
bir parçasıdır. Onlara bunu hissettirin. Bundan kazançlı çıkarsınız.
Düşünülürse, otel
yönetimleri ile esnaflar arasında birçok işbirliği alanı ortaya çıkar. Bu
fırsatları değerlendirin. Oteller yeni ve güçlü iletişim kanalları kazanır.
Esnafların etki gücünü,
iletişim becerilerini, hizmetlerini oteller için birer fırsata dönüştürün.
Her alanda değerlendirin.
10.Turizm
bir barış ve kaynaşma fırsatıdır
Dünya hala bir düşmanlıklar
ve nefret gezegeni.
Bu nefret gezegenin ateşini
yükseltiyor.
Gezegenimiz hasta.
Bu hastalık, gezegenimizde
yaşayan bütün canlılara da bulaşıyor.
İnsanlar, hayvanlar,
bitkiler de hasta.
Hastalıklarla boğuşan yaşam,
insanlığa sağlıklı bir bugün ve yarın sunamıyor.
Dışardan bakıldığında, hemen
hemen herkesin, her topluluğun, her milletin bir ötekisi var.
Öfkeleneceği, bileneceği bir
düşman olmadan yaşayamıyorlar adeta. Her olayı ötekini aşağılamak ve ona öfke
kusmak için değerlendiriyorlar.
Bunun
çözümü turizmdedir.
Turizm, birbirlerini
tanımayan insanları bir araya toplar. Onlara tanışma ve yakınlaşma fırsatı
sunar. Güzelliklere vesile olur. Güzel ilişkiler doğar.
İnsanlar birbirini tanırsa,
severse, bu dijital çağda, çok sıcak dostluk ağları örülür. Sosyal medya bu
ağları büyütür. Güçlendirir.
Seyahat, bu hastalığın
köklerinden çözümlenmesi için büyük bir fırsat. Seyahat eden insan başka
kültürleri, başka coğrafyaları, başka toplulukları tanır.
Onları anlar.
Sever.
Saygı duyar.
Anlamak, sevmek ve saygı
duymak uzlaşmanın başlangıcıdır.
Turizme bir de bu gözle
bakalım.
Önemli bir not ve bir özür
Değerli Dostlarım. Bu yazıda
verilen bazı sayısal veriler ile ilgili olarak, Darüşşafaka Lisesi’nden sınıf
arkadaşım Zeki Apak’tan son derece nazik ve bir o kadar da keyifli bir uyarı
aldım. “ Bir de kaynak zikretme alışkanlığı edinsen 😘😘😘😘😘”. Yerden göğe kadar haklı olan bu
uyarıya saygı duyuyorum. Darüssafakalı
için etik herşeydir. Emeğe ve kaynağa saygılıdır. Teşekkürler Zeki Apak.
Bu
veriler www.worldometer.com sitesinden
alıntıdır.