5 Kasım 2015 Perşembe

James Bond’dan Oteller hakkında neler öğrendik?

Bu ayın sonuna doğru 24. James Bond filmi – Spectre- vizyona giriyor ve artık biz bu ikonik karakteri otelcilik bağlamında da değerlendirmek durumundayız. Bu korkusuz trend belirleyici, Ajan 007, Kraliçe ve Vatan için küresel misyonunu yerine getirirken, şimdiye kadar bir çok kusursuz otelde konakladı. 


İşin doğrusu, bu seride oteller ile ilgili olmayan tek bir filmi bulmanız bile neredeyse olanaksızdır.  Kısa bir Google araştırması bile,  önünüze bu centilmen ajanın ‘saklandığı’ eşsiz otelleri listeleyen düzinelerce websitesi koyacaktır. Spesifik referanslara girmeyelim. Ama bir not olarak benim en çok beğendiklerimden iki tanesi Goldfinger filmindeki Fontainebleau ve Octopussy filmindeki Taj Lake Palace.

Adı James Bond olan bu kişi orta sınıf zevklerden uzak durur ve otelcilikle ilgili ağzı tadı gerçekten de birinci sınıftır. Kafa dinlemek için sadece en iyi yerleri seçer ve servisin en rafine olanını talep eder. Otelinizin bu tehlike peşinde koşan ajanın gündeminde olması ve kullanılması müthiş bir onurdur. James Bond bir filmde otelinizde dinlenmişse, bu tesisinizin benzersiz bir yer olduğunun doğrulanması anlamına gelir. Keza otelinizin konumlandığı destinasyon da olağanüstü bir coğrafya olarak tescillenmiş olur. Yıllardır bu filmleri seyreden bir uzman olarak size ‘Bond’a Uygun’ bir otel olabilmek için 5 ders sunuyorum;

1.Çok yönlülük asla stil dışına çıkamaz.

James Bond bacak bacak üstüne atıp da bir lobi köşesinde martinisini yudumlamaya başladığında, o lobi bölgesi sadece onun tercihi olan bir yer olarak kalmaz. Rahatlamak için seçtiği konum ve mobilyalar – ya da rahatlama bahanesi altında, aslında bir ajanlık formu- her zaman için çok özel yönlerde bir örnek teşkil eder. Bu arka planda bir deri arkalıklı ve süslü koltuk olabilir. Bu koltukların hemen arkasında cilalanmış mermer korkuluklar, göz kamaştıran smokini, gıcır gıcır personel üniformaları, özen gösterildiği çok belli olan çiçek aranjmanları ve hatta elindeki kristal kadehin hafif ışıltısı… Her durumda, bu fotoğrafın yapısında her zaman bir entrika havası ve kozmopolitlik vardır. Bu yüzden James ne yapıyor ise, sizin oteliniz de aynısını denemeli. Bond birkaç dili çok iyi konuşur- sahi otelinizde iki ya da daha çok dili efektif olarak konuşan çalışanlarınız var mı? Bond alabildiğine zengin partilere katılır- geçen yıl siz ne gibi üst düzey partilere ev sahipliği yaptınız? Ah, bu arada unutmadan, Bond’un barmeni ‘sallamak’ ile ‘ karıştırmak’ arasındaki farkı iyi bilir.

2. Erkeği görgüsünden anlarsınız

Centilmen ( ya da kibar bir kadın) ajan ne demektir? Bu özlü soru hakkında meşhur Kingsmen tarafından bilgilendirilmiştim.  Ki bu bir Bond paylaşımı değildir. Bu cümle aslında Oxford Üniversitesi’nde Yeni Kolej’in de mottosudur. Birkaç yüzyıldır da kullanmakta oldukları için bu filmi geçen bir popülaritesi vardır. Neyse, aslında sonuç değişmiyor. James Bond, kibar, tatlı ve düzgün bir adamdır. ( Sadece, insan öldürme iznini kullanmak durumunda olduğu zamanlar hariç). Buna karşılık otel çalışanları da onun tavırlarını aynen yansıtırlar. Bu önemli konuğun isteklerine her zaman öncelik verirler ve elbette saygı duyarlar. Hatta, bu özel konuk arada bir şiddet kullanma aşamasına gelse bile, otel çalışanları hiç etkilenmezler ve aynı zarif çalışma yöntemlerini sürdürürler. Bu onlarla ilgili görev tanımının bir parçasıdır. Görgü kurallarına bağlı kalmadan bir centilmen olamazsınız. Bu görev tanımını yeni ‘Lifestyle’ segment otellerine de gerekli olduğunu eklemeliyim.

3.Kusursuz servis

Evet, nihai olarak şunu kabulleniyorum, en iyi otel çalışanlarını görgü kurallarına bağlılık yaratır. Ama biraz yakından bakarsanız, onların serviste her zaman biraz fazlasını sunduklarını göreceksiniz.  İşletme çalışanları genellikle Bond’un gereksinimlerini önceden sezerler ve hatta onun taleplerine karşılık, eğitimlerde öğrendiklerinden çok daha ötesini sunarlar. Hatta bunu gülümseyerek yaparlar ve yardımcı olabilmenin mutluluğunu yansıtırlar. Onlar konuklara hizmet etmeye adanmışlardır. Bu asil detektiflerin konuk odalarında geceliği 1000 dolara konaklıyor olması elbette çalışanların cüzdanlarına da hatırı sayılır bir katkı yapıyor. Eğer bir gün bu yüksek fiyatların geçerli olduğu işletmelerin başında olmak isterseniz, her şey doğru ekip davranışı ile başlayacaktır.

4. Klasik Yiyecek ve İçecek, Mükemmel Yorum

James Bond ne yiyeceğini ve ne içeceğini bilir. En iyi lokantalarda yemek yer ve ekip arkadaşlarını, konu ile ilgili herhangi bir insanı ya da bir ‘Femme Fatale’yi o muhteşem damak zevki ile etkilemeyi başarır.  Dahası lezzetleri hep bilinen yemekler ve içeceklerdir. Hemen hazırlanan bir Votka Martini, mükemmel pişmiş et ve patates ya da bir şişe Fransız şarabı. Başka tercihleri hakkında da söylenecek çok şey var. Örneğin basit bir cin tonik bile en yüksek kalitede sıvı bileşenlerden yapılır. Dünya çapında şeflerin her zaman saygı duydukları etin suyu ile soslanmış bir rosto. Evet, yemeklerinizle ilgili yaratıcı olun, ama işin esaslarından da kopmayın. He ne pişiriyorsanız, detaylara en azami dikkati gösterin.

5. Yerin inkar edilemez anlamı

Ajanların ajanının ziyaret ettiği her otel bir gümüş perdeyi hak eder. Bond’un konakladığı her otel seyircinin o coğrafyada görmek istediği ne varsa hepsini adeta tek tek yansıtır. Örneğin muhteşem bir huzurun adresi olan bir Karayipler tatil köyünü hemen görkemli bir Moskova tarzı bir mekandan ayırmanız mümkündür. Ve, evet her iki mekanı da ziyaret etmek için hayaller kurarsınız. Bu saygın gizli ajanın ziyaret ettiği her yer, onun olmadığı her mekandan farklı bir hava yaymalı ve hayranlık uyandırmalıdır. Buna göre siz de sorun, insanların zevk almasalar da Dünyadaki diğer benzerlerinden bir bakışta ayırt edecekleri bir mekanı nasıl ortaya çıkarabilirsiniz.


Larry Mogelonsky’den çeviren: Adil Gürkan – Kaynak: www.lma.ca