Bu ayın sonuna doğru 24. James Bond filmi
– Spectre- vizyona giriyor ve artık biz bu ikonik karakteri otelcilik
bağlamında da değerlendirmek durumundayız. Bu korkusuz trend belirleyici, Ajan
007, Kraliçe ve Vatan için küresel misyonunu yerine getirirken, şimdiye kadar
bir çok kusursuz otelde konakladı.
İşin doğrusu, bu seride oteller ile
ilgili olmayan tek bir filmi bulmanız bile neredeyse olanaksızdır. Kısa bir Google araştırması bile, önünüze bu centilmen ajanın ‘saklandığı’
eşsiz otelleri listeleyen düzinelerce websitesi koyacaktır. Spesifik referanslara
girmeyelim. Ama bir not olarak benim en çok beğendiklerimden iki tanesi
Goldfinger filmindeki Fontainebleau ve Octopussy filmindeki Taj Lake Palace.
Adı James Bond olan bu kişi orta sınıf
zevklerden uzak durur ve otelcilikle ilgili ağzı tadı gerçekten de birinci
sınıftır. Kafa dinlemek için sadece en iyi yerleri seçer ve servisin en rafine
olanını talep eder. Otelinizin bu tehlike peşinde koşan ajanın gündeminde
olması ve kullanılması müthiş bir onurdur. James Bond bir filmde otelinizde
dinlenmişse, bu tesisinizin benzersiz bir yer olduğunun doğrulanması anlamına
gelir. Keza otelinizin konumlandığı destinasyon da olağanüstü bir coğrafya
olarak tescillenmiş olur. Yıllardır bu filmleri seyreden bir uzman olarak size
‘Bond’a Uygun’ bir otel olabilmek için 5 ders sunuyorum;
1.Çok
yönlülük asla stil dışına çıkamaz.
James Bond bacak bacak üstüne atıp da bir
lobi köşesinde martinisini yudumlamaya başladığında, o lobi bölgesi sadece onun
tercihi olan bir yer olarak kalmaz. Rahatlamak için seçtiği konum ve mobilyalar
– ya da rahatlama bahanesi altında, aslında bir ajanlık formu- her zaman için
çok özel yönlerde bir örnek teşkil eder. Bu arka planda bir deri arkalıklı ve
süslü koltuk olabilir. Bu koltukların hemen arkasında cilalanmış mermer
korkuluklar, göz kamaştıran smokini, gıcır gıcır personel üniformaları, özen
gösterildiği çok belli olan çiçek aranjmanları ve hatta elindeki kristal
kadehin hafif ışıltısı… Her durumda, bu fotoğrafın yapısında her zaman bir
entrika havası ve kozmopolitlik vardır. Bu yüzden James ne yapıyor ise, sizin
oteliniz de aynısını denemeli. Bond birkaç dili çok iyi konuşur- sahi
otelinizde iki ya da daha çok dili efektif olarak konuşan çalışanlarınız var
mı? Bond alabildiğine zengin partilere katılır- geçen yıl siz ne gibi üst düzey
partilere ev sahipliği yaptınız? Ah, bu arada unutmadan, Bond’un barmeni
‘sallamak’ ile ‘ karıştırmak’ arasındaki farkı iyi bilir.
2.
Erkeği görgüsünden anlarsınız
Centilmen ( ya da kibar bir kadın) ajan
ne demektir? Bu özlü soru hakkında meşhur Kingsmen tarafından
bilgilendirilmiştim. Ki bu bir Bond
paylaşımı değildir. Bu cümle aslında Oxford Üniversitesi’nde Yeni Kolej’in de
mottosudur. Birkaç yüzyıldır da kullanmakta oldukları için bu filmi geçen bir
popülaritesi vardır. Neyse, aslında sonuç değişmiyor. James Bond, kibar, tatlı
ve düzgün bir adamdır. ( Sadece, insan öldürme iznini kullanmak durumunda
olduğu zamanlar hariç). Buna karşılık otel çalışanları da onun tavırlarını
aynen yansıtırlar. Bu önemli konuğun isteklerine her zaman öncelik verirler ve elbette
saygı duyarlar. Hatta, bu özel konuk arada bir şiddet kullanma aşamasına gelse
bile, otel çalışanları hiç etkilenmezler ve aynı zarif çalışma yöntemlerini
sürdürürler. Bu onlarla ilgili görev tanımının bir parçasıdır. Görgü
kurallarına bağlı kalmadan bir centilmen olamazsınız. Bu görev tanımını yeni
‘Lifestyle’ segment otellerine de gerekli olduğunu eklemeliyim.
3.Kusursuz
servis
Evet, nihai olarak şunu kabulleniyorum,
en iyi otel çalışanlarını görgü kurallarına bağlılık yaratır. Ama biraz
yakından bakarsanız, onların serviste her zaman biraz fazlasını sunduklarını
göreceksiniz. İşletme çalışanları
genellikle Bond’un gereksinimlerini önceden sezerler ve hatta onun taleplerine
karşılık, eğitimlerde öğrendiklerinden çok daha ötesini sunarlar. Hatta bunu
gülümseyerek yaparlar ve yardımcı olabilmenin mutluluğunu yansıtırlar. Onlar
konuklara hizmet etmeye adanmışlardır. Bu asil detektiflerin konuk odalarında
geceliği 1000 dolara konaklıyor olması elbette çalışanların cüzdanlarına da
hatırı sayılır bir katkı yapıyor. Eğer bir gün bu yüksek fiyatların geçerli
olduğu işletmelerin başında olmak isterseniz, her şey doğru ekip davranışı ile
başlayacaktır.
4.
Klasik Yiyecek ve İçecek, Mükemmel Yorum
James Bond ne yiyeceğini ve ne içeceğini
bilir. En iyi lokantalarda yemek yer ve ekip arkadaşlarını, konu ile ilgili
herhangi bir insanı ya da bir ‘Femme Fatale’yi o muhteşem damak zevki ile
etkilemeyi başarır. Dahası lezzetleri
hep bilinen yemekler ve içeceklerdir. Hemen hazırlanan bir Votka Martini,
mükemmel pişmiş et ve patates ya da bir şişe Fransız şarabı. Başka tercihleri
hakkında da söylenecek çok şey var. Örneğin basit bir cin tonik bile en yüksek
kalitede sıvı bileşenlerden yapılır. Dünya çapında şeflerin her zaman saygı
duydukları etin suyu ile soslanmış bir rosto. Evet, yemeklerinizle ilgili
yaratıcı olun, ama işin esaslarından da kopmayın. He ne pişiriyorsanız,
detaylara en azami dikkati gösterin.
5.
Yerin inkar edilemez anlamı
Ajanların ajanının ziyaret ettiği her
otel bir gümüş perdeyi hak eder. Bond’un konakladığı her otel seyircinin o
coğrafyada görmek istediği ne varsa hepsini adeta tek tek yansıtır. Örneğin
muhteşem bir huzurun adresi olan bir Karayipler tatil köyünü hemen görkemli bir
Moskova tarzı bir mekandan ayırmanız mümkündür. Ve, evet her iki mekanı da
ziyaret etmek için hayaller kurarsınız. Bu saygın gizli ajanın ziyaret ettiği
her yer, onun olmadığı her mekandan farklı bir hava yaymalı ve hayranlık
uyandırmalıdır. Buna göre siz de sorun, insanların zevk almasalar da Dünyadaki
diğer benzerlerinden bir bakışta ayırt edecekleri bir mekanı nasıl ortaya
çıkarabilirsiniz.
Larry Mogelonsky’den çeviren: Adil Gürkan
– Kaynak: www.lma.ca