20 Kasım 2021 Cumartesi

Kayıp bir Otel Genel Müdürü aranıyor

Türkiye turizmi, bundan yıllar önce kaybolan bir Genel Müdürü arıyor.

Hangi Genel Müdür bu?

Bir zamanlar Türkiye’de bir Genel Müdür vardı.

Sabırlı bir kariyer yolculuğunun sonunda zirveye tırmanabilmiş, yolculuğunun her aşamasını içine sindirmiş bir Genel Müdür. 

Sürekli gelişime gönül vermiş.

Hem kendisinin, hem de çalışma arkadaşlarının gelişimini çok önemseyen bir Genel Müdür.

Kariyer yolculuğunu, keyifli bir öğrenme ve ekibini de eğitme süreci olarak değerlendirebilmiş bir Genel Müdür.

Bu yolculuk boyunca dost biriktirmiş ve çevresinde sevgi ve saygı çemberi oluşturabilmiş, bu çemberi bu gün de koruyabilen bir Genel Müdür.

Saygın.

Yetenekli.

Karar verme noktasında güçlü.

Sözü ve tavırları önemsenen bir Genel Müdür.

Özel hayat ve iş hayatını doğru harmanlayan

Hayatında iki ana yaşam alanı olan ve her ikisini de dengeli biçimde yönetebilen bir Genel Müdür vardı. Huzurlu. Sağlıklı. Kendisi ile barışık. Gülümseyen bir Genel Müdür.

İş ve özel Dünya.

Yani hayatını kazanmak için çalışması gereken profesyonel alan.

Aile. Dostlar. İlgi alanları. Hobiler. Sanat. Kültür. Spor. Etkinlikler.

24 saatini bir cerrah titizliği ile planlayan ve buna uyan bir Genel Müdür vardı.

Bütün hepsine bağlı olarak, kendisi de, çevresi de mutlu idi.

Ailesine zaman ayırırdı

İş ve aile arasında bir tercih noktasına gelmemek için çabalardı.

Ama iş, ailesine ait zaman ve enerjiyi yutmaya başladığında, tercihi elbette aile olurdu.

İşinin, aile değerlerinin önüne geçmesine asla izin vermezdi.

Kitap okurdu

Kitaplara aşk ile bakardı.

Yazarlarına büyük saygı duyardı

Bu Genel Müdür kitap okur ve okuduğu kitaptan gerekli özü alırdı.

Bu nedenle okuması keyifli ve yararlı olanlardan bir liste yapardı.

Yararsız kitaplara zaman ayırmazdı.

Doğru kaynaklardan doğru bilgilere ulaşırdı. 

Müzik dinlerdi.

Hem de güzel müzikler dinlerdi.

Kulağa hoş gelen…

Agresif mesajlar vermeyen hoş müzikler dinlerdi.

Dinlediği güzel müziklerin felsefesini bilirdi.

Hissederek dinlerdi.

Yaratılan güzel eserlerin sahiplerine saygı duyardı. Korsan olarak dinlemek yerine mutlaka kasetlerini ya da plaklarını satın alırdı ve evinin en güzel köşesinde tutardı.

Spora meraklı idi.

Genellikle üç büyüklerden birisinin sıkı taraftarı idi.

Ama ölçülü bir fanatiklik ile..

Asla bel altına vurmadan..

Asla kabalaşmadan..

Asla rakip takım taraftarını rencide etmeden..

Her kulübün tarihine, kurumsal varlığına saygı duyarak.

Otelin her noktasına ve birimine vakıftı.

Belboy

Ya da komi

Ya da meydancı

Ya da mutfak elemanı

Her nereden başlamış ise, oradan tepeye ve yana doğru yaratıcı bir merak ile bakardı.

Otelin damarlarına kadar merak ederdi.

Muhasebe.

Satış.

Kat ve meydan.

Teknik.

Bahçe.

Eğlence ve müzik

Mutfak.

Bar.

Lokanta.

Hepsine zaman ve enerji ayırırdı. Hepsine hakimdi. Her alana yetecek bilgi ve birikime sahipti. Bunu da başarılı yönetimi ile kanıtlardı.

Ekip arkadaşları da bunu bilirdi. Hepsi Genel Müdüre saygı ve sevgi ile bağlı idi.

Bu Genel Müdür zaman yönetimi ustası idi.

Titiz bir planlama ile gününü en verimli biçimde yaşardı. İşine, çalışma arkadaşlarına, dostlarına, kendisine ve ailesine zaman ayırırdı.

Otelin her birimi onun varlığını hissederdi.

Şimdi?

O Genel Müdür kayboldu.

Yerine bambaşka bir model geldi.

Bakın, mesaisi demiyorum,  ömrü neredeyse tamamen, otelin yiyecek ve içecek üniteleri, eğlence alanları ve lobisi arasında geçen bir gözlemci geldi.

Bir parça da işletme ile müşteri arasında elçilik görevi olan bir gözlemci.

Günün birinde yatırımcı birden odak değiştirdi.

Farklı bir bakış açısı gelişti.

 “ Otel her şey dahil sistem ile işletiliyor. Senin bütün dikkatin büfelere, barlara yönelmeli.  Bütün mesele cost yönetimidir. Aman maliyetleri düşür. Yoksa kaybedersin.”

Ardından, cost her şeydir gibi bir algı ortaya çıktı. Yöneticilerin başarısı neredeyse tamamen cost hakimiyetine indirgendi.

Otel Genel Müdürleri tamamen yiyecek ve içecek departmanı kökenli olmalıdır, düşüncesi bütün sektörü teslim aldı.

Sonra Türkiye turizmine özgü yeni görev tanımları türetildi.

Önce Otel Müdürü..

Sonra İşletme Müdürü..

Şimdi, Otellerde İşletme Müdürleri var.

Bakın tekrar yazıyorum.

Mesaileri değil, ömürleri, büfeler, barlar, lobiler arasında geçiyor. Biraz da eğlence alanlarına göz atıyorlar.  Geriye sadece uyumak için zaman kalıyor.

İş körlüğü böyle başlar

Hayatı, büfeler, barlar, lobiler arasında geçen bir insan, buna ne kadar dayanabilir?

Bu nafile turlamalardan daha ne kadar keyif alabilir?

Heyecanını daha ne kadar canlı tutabilir?

Sosyal yaşamı sıfırlanan yönetici daha ne kadar sağlıklı kalabilir?

Akıl ve beden sağlığı daha ne kadar sağlam olabilir?

Yaratıcılık kalır mı?

İnce noktalara odaklanma becerisi kalır mı?

Müziğe, kitaba, sanata, spora, araştırmaya olan iştahını sürdürebilir mi?

Böyle bir tekdüzeliğin sondan bir önceki durağı iş körlüğüdür.

Son durak ise, istifa ya da işten çıkarma.

Böylece Oteller birer yetenek ve değer öğütme değirmenine döner.

Müşteri memnuniyeti düşer.

Onları tekrar çekebilmek için tek çare fiyatları indirmektir.

Gelirler düşer.

Sonrası malum.

Gelin, yeni bir döneme geçelim. İlk adım, donanımlı, otoritesi sağlam, yetki ve sorumluluk alanları geniş, iş ve özel hayatı dengeli Genel Müdürü geri getirmek olsun.

Oteller kazanır…

14 yorum:

Adsız dedi ki...

Yazınız çok güzel, sektörden ayrılmış biz genel müdürlerin duygularına tercüman olmuşsunuz,
Yazınız benim olmadığım ama eşimim bulunduğu ve bir çok yöneticinin olduğu bir whats ap grupta paylaşılmış, eşim de okumak istermisin diye bana yolladı.
Yazıyı sonuna kadar okudum,
Yazınıza hiç kimse yorum yapmamış

Niye biliyor musunuz?
Ya okumadılar
Ya da yazacak bir şeyleri bulamadılar.

Tek bir yorum bile yok
Çok ilginç değil mi

Neyse kaleminize sağlık
Teşekkürler

Adil Gürkan dedi ki...

Çok teşekkür ederim. Ben görevimi yerine getireyim, yeter.. Selamlar

Mustafa YALMAÇ dedi ki...

Müdürüm gerçekten nokta atışı ile 12 den hedef vurulmak istense bundan daha iyi bir atış olamazdı yazınızı yorumlarınızı tüm samimiyetimle söylüyorum hayranlıkla okuyorum ve okudukça ümitleniyor ve bir nebze yaptığım işe saygım artıyor. Şuan otel ve turizm sektöründe çalışan personele çok afedersiniz maaşlı köle gibi davranılıyor sanki çalışanın bir ailesi yahut bir sosyal hayatı yokmuş gibi çalışsın isteniliyor. Her zaman personelin elini taşın altına koyması istenilmektedir. Örneğin yıllık izine bile ne zaman çıkılacak personele sorulmadan karar veriliyor...Yazınız ve emeğiniz için çok teşekkür ederim sağlıklı günler.

Unknown dedi ki...

Genel Müdürüm ne güzel ifade etmişsiniz durumu. Şu anda Yönetmiyor İdare ediyoruz. İşletmelerin en önemli varlıkları çalışanlar. Görev tanımlarına bakmadan çalışanlar. Benim kitabımda da yer verdiğim bölüm var; İnsanın en önemli uzuvları olan Beyini Yürek ve Eli anlattığım. Bu uzuvları iş yaşamında da; Sermayedarın Yüreği, Yöneticinin Beyni, Çalışanın Eli olarak tanımlıyorum. Günümüzde kar amacı güden işletmeler ağırlıklı olsa da uzun vade de az kar etsede sürekliliği olan işletmeler kazanıyor. Kıymetimiz bilinmesede heyecanımızı kaybetmeden devam edelim. Sevgi ile kalın.

erhan66 dedi ki...

Adil bey, bunu okuyunca sizin değinmediğiniz daha nelerin kaybolduğunun farkına vardım. O kadar noktalara dokunmuşsunuz ki 30 yıl geriye gittim, ileri gitmemiz gerekirken. Genel Müdür gibi kaybolmayan RUHUNUZA sağlık. 👏👏👏Erhan Yakut

erhan66 dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Unknown dedi ki...

Üstat, elinize, dilinize sağlık. Bir dev(r)in duygularına tercüman oldunuz. Saygılar..

Unknown dedi ki...

Adil bey, elinize, kaleminize sağlık.. bundan daha güzel anlatılamazdı...
Saygılar, Yaşar Göçer

Unknown dedi ki...

Adil Bey,
Emeğinize yüreğinize ve kaleminize sağlık.
Sizi tanımak çok güzel

Halil OCAKLI dedi ki...

Adil hocam,
Cesaret ve nezaketle paylaştığınız yararlı görüşleriniz için çok teşekkür ederim.
Saygılarımla

Unknown dedi ki...

Eğitimi turizm olan, yaklaşık 13 yılını(1986-1999) bu sektöre adamış ama pes etmiş, eşini bile sektörden seçmiş biri olarak yazınız için çok teşekkür ederim.
Maalesef her şeyde olduğu gibi bu sektöründe kısır hale gelmesine neden olanlar, eserleri ile mutlu olsunlar... Basit bir deyimle " bacasız sanayi Turizmide" bitirdiniz...

Unknown dedi ki...

⭐⭐⭐⭐⭐

Unknown dedi ki...

Ruhsuzlaşma tehlikesinde hakikaten GM kademesi, çünkü yatırımcı öylesini kârli sayıyor, F&B kökenli yöneticiyi yeterliydi gibi düşünüp neticede yanıldığını görüyor. Otel bambaşka bir dünya, o dünyayı avucunun içine alacak bilgi - görgü, kapasite ve vizyon olmadan sürekliliği olamaz. Sonuna kadar size katılmamak mümkün değil. Harika yazı..

Unknown dedi ki...

Reyhan Başal