25 Aralık 2015 Cuma

Patlıcandan bomba yanına da piramit salata :)

Hep aynı şeyi yazıyorum. Mutfak özgür bir alandır. Buna inanın ve kendi mutfağınızın efendisi siz olun. Hiçbir mutfak diktatörüne de prim vermeyin, şımartmayın.

Mutfağınızın, dilinizin ve midenizin denetimini siz ele alın.

Sizin neyi sevdiğinizi sizden iyi kim bilebilir ki?

Yaz geçti ama sağda solda hala yaz sebzelerini bulmak mümkün.

Bu hafta yine mutfakların siyahi prensesi patlıcana takılalım.  Onun lezzetini ve güzelim aromasını alalım ve midemize bayram ettirelim.

Güzel patlıcan ağzımızda lokum gibi dağılsın.

O zaman hemen şu aşağıdakileri tedarik edelim. Mutfak tezgahımıza yerleştirelim.

Bir sonraki bölümde bu yemeğin yanına bir de salata tarifi ekledim. İkisi birlikte damaklarınıza dans ettirir, midenize ferahlık verir.

Ben aşağıdakileri 4 kişiye göre listeledim.

4 tane büyük boy Patlıcan

2 orta boy Kırmızı soğan

2 diş Sarımsak

100 gram Yeşil mercimek

100 gram Tulum peyniri

100 gram İri bulgur

2 orta boy Domates

2 dal Brokoli

Patlıcanların içini boşaltın, tuzlayın, sap kısmı aşağıya gelecek şekilde dik olarak yerleştirin ve bir süre bekletin acısı süzülsün. İyice süzüldükten sonra kızgın döküm tavada 20 dakika kadar ısıtarak yumuşatın.

Yeşil mercimeği birkaç saat önceden sıcak suda bekletin. Suyunu atmayın. İyice yumuşasın.

İri bulguru 10 dakika kadar haşlayın. Suyunu atmayın.

Brokoliyi sıcak suda 20 dakika bekletin. Yumuşadıktan sonra ince doğrayın.

Kırmızı soğanları çok küçük küpler halinde doğrayın

Araya çok ince kıyılmış sarımsak ekleyin

Domateslerin kabuklarını soyun. Sulu olmadan püre haline getirin

Soğan, sarımsak, yeşil mercimek, iri bulgur, tulum peyniri, domates püresi ve bulguru bir kaba koyun ve elinizle iyice kıvama gelecek kadar yoğurun.

Yumuşamış ve acısı iyice süzülmüş patlıcanı alın. İri bir patlıcana bu dolma harcından 4 çorba kaşığı kadar sığar. Doldurun ve patlıcanın sap kısmını kapatın. İki patlıcanı da aynı malzeme ile doldurup hazır edelim.

Bir orta boy çelik tencereye zeytinyağını koyun, hafif kızardıktan sonra patlıcanları yan yana yerleştirin. Tencere kapağını kapatın. 10 dakika kadar yağda kavurun.

Bulgur ve yeşil mercimeğin suyunu ilave edin.

Kıvama gelmesi için 30 dakika pişmesi yeterlidir.

Yarım saat sonra ateşten alın. Dinlendirin. Servise hazırdır.

Bu yemek kuru kuru gitmez ki. Arada bir de sosu ve malzemeleri ile bayılacağınız bir salata olsa ve her salata lokmasında şükretseniz olmaz mı?

Sırada bambaşka bir salata tarifi var. Adını da ben koydum. Piramit Salata.

Malzemeleri sıralayalım

Marul

Roka

Maydanoz

Kuzu kulağı

Fesleğen

Mor lahana

Tere

Yeşil soğan

Domates

Avokado

Siyah zeytin

Hazırlama adımları

Geniş tabanlı bir cam kase – Orta boy olmalı

Kırmızı lahanaları iri kıyım doğrayın. Tuzlayın ve iyice yumuşatın.

Marulu iri iri kesin ve kasenin tabanına örtün. Üç kat marul yaparsanız iyi olur.

Üstüne biraz zeytinyağı, biraz limon dökün.

Domatesleri çok ince kıyım doğrayın. Marulların üstünü kapatacak şekilde doğranmış domatesi iyice yayarak doldurun.

Domateslerin üstüne yine iri kıyım doğranmış rokaları yerleştirin. İki kat roka olsun.

Bunun üstüne püre haline getirdiğiniz avokadoyu yayın. Bir orta boy avokadonun yarısı yeterli olacaktır.

Üstüne iri kıyım doğranmış ve iyice yumuşamış kırmızı lahanaları kapatın.

10 – 15 tane siyah zeytinin çekirdeğini çıkarın, elinizle yoğurun, lahanaların üstüne güzelce yayarak yerleştirin.

Tere ve yeşil soğan kanatlarını ince kıyım doğrayın. Zeytinlerin üstüne yayın.

En son tabakaya bir kat daha ince kıyım doğranmış domatesleri koyun.

En lezzetli yeşillik fesleğendir. Domatesleri fesleğenin parçaları ile kapatın.

En son olarak limon, zeytinyağını gezdirin.

Hepsinin üstüne birkaç tutam isot, pul biber gezdirin.

Bu salatanın benzerini Amasra’da yapıyorlar. Hani şu Fatih Sultan Mehmet’in tepeden görünce, “ Cennet dedikleri burası mı ola Lala?” diye sorduğu kent.

Orada salatanın üstüne havuç, turp gibi sebzelerden süslemeler yapıyorlar.

Size kalmış… Bence bırakın sade kalsın.

Ama siz siz olun. Bu iki şaheseri asla yemeyin. Sanat eserinin yendiği nerede görülmüş?

Bol bol fotoğrafını çekin.

Şaka şaka..

Afiyet bal şeker olsun.

19 Aralık 2015 Cumartesi

Yiyecekler ile Konuşan Adam’dan Lezzetin Şehveti

Kendime ‘Yiyecekler ile Konuşan Adam’ ismini verdiğim malumunuzdur.


Dün mutfakta dilim ve damağım tavşankanı bir bardak çay ile tango yaparken, yine bazı yiyecekler dile geldiler ve bana sitem ettiler.

Kendilerine yeterince zaman ayırmadığımı, ilgi göstermediğimi dile getirdiler. 

Dünyada kendilerini doğru zamanda, doğru yerde ve doğru damaklar için pişirecek çok insan olmadığını fısıldadılar. 

Benim kendileri ile konuşmam onları çok mutlu ediyormuş. Böylece her bir yiyeceğin kiminle daha iyi yol arkadaşı olabileceğini en iyi ben biliyormuşum.

Mutlu oldum.

Hepsini aldım, siz mutfak tezgahı dersiniz, ben lezzet podyumu derim, oraya dizdim. Önce hepsine evrende bizimle bu zamanı paylaştıkları ve insanlığın varoluş macerasına sağladıkları akıl almaz katkı için şükranlarımı sundum.

Onlar neler mi? Ya da, onlar kimler mi diye sormalıydım?

Orta boy karnabaharın yarısı
2 adet yumurta
4 adet taze soğan
Yarım demet maydanoz
1 su bardağı galeta unu
Biraz pul biber, karabiber, kekik, toz kırmızıbiber ve tuz
Kaşar dilimleri
Kızartmalık zeytinyağı

Karnabahar, 2016’nın mutfaklarını şimdiden fethedecek gibi görünüyor. 

Değerini bilenlerin damaklarına hapsedildiği bir esaretten sonra gelen iade-i itibarın keyfini sürmeye hazırlanıyor. O kar beyazı rengi ve bütün kıvrımları ile, cazırdayan zeytinyağında raks etmek için sabırsızlanıyor.

Ben karnabaharın muhteşem dönüşünü ilk selamlayanlardanım. 

Dün akşam yumurta, taze soğan, maydanoz, galeta unu, pul biber, karabiber, kekik, isot ve tuz da bu selamlamaya katıldılar ve benimle birlikte karnabahara biat ettiler.

Ben tezgahtan mideye lezzet sürecini şöyle yönettim;

Karnabaharı misler gibi tertemiz, özlem dolu parmaklarıma aldım, sevdim, okşadım, teşekkür ettim, öptüm. Kutsiyetine duyduğum saygı gereği üç kez öpüp bir ilahi emanet gibi alnıma götürdüm.

Ayıkladım ve endamını hoş eyledim. Sizin tezgah, benim podyum dediğim platforma sürüverdim

Hem varlığı, hem yokluğu dert olan tuz ile hem dem olmalarını sağlamak için tuzlu suda güzelce haşladım. O tatlı sert karnabahar iyice yumuşadı, bir lezzet heykeli dökülecek kıvama geldi ve yemek hazırlama aşkıma teslim oldu.

Kırmamaya ve hırpalamamaya özen göstererek çatalla bir güzel ezdim. 

Mayıştı.

Pelte kıvamına geldi. Birazdan çıkacağı lezzet yolculuğuna hazırlanır gibi tatlı bir uykuya daldı. 

İnce kıyım yeşil soğan ve maydanozu lezzet afrodizyağı gibi yedirerek yoğurdum. 

Çırpılmış yumurta ile sakinleştirdim. Galeta unu kattım. Ortaya çıkan harç az sonra ‘yaratacağım’ altın lezzetler için ideal kıvamı aldı.

Mutfak podyumunun bir köşesinde unutulduğunu sanan ve adeta görünmez kıskançlık krizleri ile sararan kaşara geldi sıra. 

Gönlünü alırcasına tuttum, yüzüne özür dileyen bakışlar attım. 

Gülümsedi. Tava geldi. Bir buçuk parmak kalınlığında kestim. Harçtan bir köfte ebadında kopardığım parçayı yatak gibi şekillendirdim. 

Kaşar parçasını içine yatırdım. Az sonra gireceği cehennemi yağın içinde canı fazla yanmasın diye her tarafını kapattım. Öpüp kokladım. Cızırdayan yağın içine hafifçe koydum. 

Abartmamak adına sadece 4 tane hazırlayıp aynı işlemi yaptım. 

Birkaç dakika sonra hepsinin altını üstüne çevirdim. Piştiğine iman ettim ve yağdan aldım. 

Dağların mucizesi kekik işte tam burada devreye girdi. Köftelerin üstüne kar taneleri gibi serpiştiriverdim. İyi ki de böyle yaptım....

İlk lokmayı koparıp aldım ve en büyük hatayı yaptığımı anladım. 

Bu başyapıt öyle hapur, hupur yenmezdi ki…  

En büyük nimet, kabul, ama ekmeği kaldırdım sofradan. 

Aralarında hır gür çıkmasın diye… 

Çatalı ve bıçağı da kovdum. Sofranın kraliçesini tahtında tek başına bıraktım. 

Bir süre seyrettim. 

Tavandan akan solgun ışık karnabahar sultanı bambaşka bir havaya sokuyordu. 

Ellerimle minik parçalar koparıp yedim hepsini. 

Sonuç mu?

Gözlerim, dilim, damağım, midem bana dualar ediyor…

Hadi size bir kıyak daha… Yanında yoğurt ve ketçap ile muhteşem oluyor…

Gerisi? Bende kalsın. Siz de yaşayın ve görün..

4 Aralık 2015 Cuma

Rusya’ya karşı alternatif Çin’de Nasıl Pazarlama Yapılmalı?


Çin’deki gençler ile ebeveynleri arasındaki boşluk başka hiçbir ülkede rastlanmayacak kadar büyüktür. Önceki kuşaklardan çok farklı olarak, 1990 sonrasında doğan genç kuşak Çinliler çift haneli büyümenin patladığı yıllarda yetiştiler.

Yeni kuşakta, ailelerinin belleğinde derin izler bırakmış olan acı yoksulluk deneyimlerine dair hiçbir iz yok ve onlar gelecek için büyük ümitler besliyor. Ailelerinin gençliğinde hemen hemen hiçbir batılı marka yoktu. Şimdi Çin’in bir köyündeki genç mobil telefonundan herhangi bir batılı markaya sipariş verebiliyor.

1990’larda doğanlar, Çin’in Tek Çocuk politikasının yürürlükte olduğu dönemde yetiştiler ve ebeveynlerinin başka kardeşlere bölünmemiş ilgisi üzerlerinde oldu. Ayrıca her iki taraftan büyük baba ve büyük annelerin ilgisi de eklenince ortaya çok nazlı büyüyen bir nesil çıktı. Pazarlamacılar için 90 sonrası doğan nesillerin ilgisini çekebilmek temel stratejilerden bir tanesidir, zira sayıları tam 135 milyondur.

Çin’in şimdiki gençliğinin, kendilerinden önceki kuşaklardan farklı olarak, amacı yaşadıkları dakikayı ilginç ve mutlu bir anıya dönüştürmektir. Onlar gelecek için planlar yapmayı ve başkaları için yaşamayı benimsemiyorlar. Bu, Çin’in yeni kuşaklarına yaklaşımda dikkate alınması gereken bir kritik değer algısıdır. İşte tam da bu noktada, marka için ilk gündem maddesi nasıl ayakta kalabileceği ile ilgilidir.

Bayan Hou 1998 yılında TBWA’ya katıldığında, Uluslararası bir ajansta çalışmaya başlayacak olan ilk Çin Anakarasında doğmuş ilk planlamacı kuşak idi. Şimdi, McCann Shanghai’de Coca-Cola, Loeral ve Wyeth gibi müşteriler ile çalışırken bir yandan da Çin’in Millenium kuşağını nelerin etkilediğini düşünüyor. Bu arada Bayan Hou yaptığı çalışmalar nedeniyle Reklam Çağı 2015 Kadını ödülüne layık görüldü. Bayan Hou gözlemlerini insanların hayatları ile bütünleşen stratejilere dönüştürmek ve buradan hareketle gençlere yapılacak ideal reklamları yaratmak konusunda çok başarılı bir performans sergiliyor. Bu gün Çin gençliğine hiç hitap etmeyecek olan stratejileri saptamak da Bayan Hou’nun üstün becerileri arasında.

Rahat ve keyifli olun

Çin’de içki içme kültürü, özellikle iş dünyasında, genellikle, ilişki kurmak veya bağlantılar oluşturmak üzerine odaklanmıştır. Bayan Hou Çin içki kültürü ile ilgili olarak şunu ifade ediyor; “ Daha önceleri içki kurma kültürü ciddi dostluklar ile ilgili idi. Dahası içki içmek ciddi bir ritüeldi ve herkes belirli kurallara uymak zorunda idi. Başarılı bir anlaşma yapıldıktan sonra kutlamak için içki içilirdi.” Bayan Hou şimdi içki içme kültürünün çok farklı olduğunu belirtiyor. “ Şimdi içki içmek neredeyse tamamen eğlence, kısa bir mola, zamanı özgürce kullanma ve yeni arkadaşlar edinme ile ilgili.”

Guanxi Nedir?

Guanxi, Çin iş kültürünün önemli bir parçasıdır. Bu kelime, Çincede “ilişki” anlamına gelmektedir. “Neyi bildiğiniz değil, kimi bildiğiniz önemlidir” şeklinde özetlenebilir. Guanxi, etki veya nüfuz anlamına gelmektedir. Çin’e ulaştığınız andan itibaren Guanxi'nizi yani iletişim ağınızı geliştirmek için çaba göstermelisiniz.

Guanxi, ya da Türkçe okunuşu ile "Guanşi" nin, İngilizce Wikipedia tercümesi: Çinlilere özgü, kişisel, dinamik bilgi ağı. 2 kelime ile açıklanabilir: ilişki ve bağlantılar.

Çin’in yeni kuşaklarında bir trend yükseliyor; ilişkiler daha rahat ve gündelik hale dönüşüyor. İnsanlar ilişkilerde güven arıyor. Her zaman farklı beklentiler sözkonusu değil. Markalar işi çetrefilli hale getirebilirler, ya da herşey çok basit ve güzel olabilir. McCann reklam ajansı Çin’in 1 numaralı şişelenmiş kokteylini tanıtırken de bunu dikkate aldı. İşte basit bir slogan ile tanıtım spotu; “Rio: Hadi yeni arkadaşlıklara”

Eğer konu gelenekler ise, bunu da keyifle yapın

Coca Cola Çin Yeni Yılı için orijinali 2001 yılında piyasaya sunduğu iki mevsimsel maskotu yeniledi. A Fu ve A Jiao isimleri verilen, tombul bebek görünümlü iki maskot, Çin folklorundaki kil bebek geleneğinden esinlenilerek yaratıldı. McCann ve Coke bu iki bebeği stil olarak modernize ettiler ve bir paket içinde konumlandırdılar. Şimdi insanlar bu paketi taratıp animasyonlu etiketler çıkartıyorlar ve WeChat üzerinden tatil kutlamaları için gönderiyorlar. Bu yaratıcı uygulama işe eğlence katmak ve basitleştirmek ilkesi ile bire bir örtüşüyor. Demek ki geleneksel Çin kültürü de insanları eğlendirmek için değerlendirilebilirmiş. Coca Cola Ceo’su Muhtar Kent Çin’deki ekonomik durgunluğa karşın sadece bu uygulamanın ilk çeyrekte, ülke üretimini yüzde 9 arttırdığını söylüyor.

Ses getiren herşeyi yeniden gözden geçirin

Geleneksel olarak kendisini New York ile ilişkilendiren L’Oreal’in Maybelline markası mesajını hafiften değiştirdi. Çin gençliği için New York çok uzek ve çok belirsizdi. Bu nedenle bu markamıza New York’un özündeki temel değeri kattık. “Heyecan düşüncesi ve anı yaşamak”. Markanın mesajı da net; ‘Şimdi güzel olmak’.

E-ticaret patlaması oyunu değiştirdi

Moda şirketleri de o çok yaygın tuğla ve harçtan yapılma mağazalarının amaçlarını yeniden düşünmek zorundalar. Zira Çin e-ticarette müthiş bir patlama yaptı ve ABD’yi de geçerek Dünyanın bu alandaki 1 numarası oldu. McCann moda zinciri C&A’ya  ürün seçimi, iletişim ve mağaza tasarımında yardımcı oluyor.  Bünyesinde çalışan İnsanBilim uzmanlarını Çin gençlerine gönderiyor ve onlardan moda ve alışveriş alışkanlıkları ile ilgili olarak bilgi alıyor.

Şimdiki mağazalar adeta bir Premium süpermarket görünümünde, yüzlerce ürün görebiliyorsunuz. Yeni yönelim daha çok eğlenmeyi amaçlıyor. Yeni mağazalar daha çok ‘anların’ ya da deneyimlerin bir koleksiyonu olmalı, ürünlerin değil. Ürün artık insanlar için pek bir anlam ifade etmiyor. AliBaba’nın online moda mağazası Taobao’dan bir sürü ürün satın alabilirsiniz.

Pop kültüre dalın

Daha önceleri, gençler ile ilgili bir marka üzerine çalışmaya başlarken normal olarak o meşhur mesajı reklamınıza yerleştirmek durmundaydınız; “ Biz cool ve genç bir markayız”. Şimdi markayı filmlere ve pembe dizilere yerleştirmelisiniz. Bunun için de Çin’de çok popüler olan Güney Kore dizilerini tercih etmelisiniz. Örneğin RİO reklam kampanyasında gençlik odaklı yeni şova ürün yerleştirmesi yaptı. Genç markalar kendilerini bir pop kültür gibi pazarlamalı, bir ürün ya da marka gibi değil. Bu da büyük bir değişimdir.

Angela Doland’dan çeviren- Adil Gürkan