25 Nisan 2020 Cumartesi

Asıl zorluk coronavirüsten sonra başlayacak


Eğer, Dünya Covid19 kabusunu atlattığında, her şeyin eskisi gibi olacağını zannedenler var ise, bir durup düşünmesinde yarar var.

***

Bakın neredeyiz ve neler olacak?

İnsanlar evlerde izole oldu. Sınırlar kapandı. Çarklar durdu.
Durgunluk en çok turizm sektörünü vurdu.
Sektörlerin hasar yüzdeleri şöyle gerçekleşti: Turizm yüzde 47, İnşaat yüzde 18, Reklam ve İletişim yüzde 17, Üretim yüzde 16, Ulaştırma yüzde 15, Emlak sektörü yüzde 15.
Öte yandan bütün sektörlerde şirketler reklam ve pazarlama bütçelerinde yüzde 50 ile yüzde 90 arasında kısıntıya gittiler.
Bu günler elbette geçecek.
Bir gün virüs yenildiğinde mücadele bitmiş olmayacak. Salgın sona erdiğinde her şeyin düzeleceğine inanmak çok büyük bir yanılgı olur.

***

Mücadelenin en zor bölümü o gün başlamış olacak.

İnsanlar artık korkuyu içselleştirdi.
Şimdi ilk görevimiz onlara tekrar cesaret aşılamak. Asosyal bir yaşamı benimsemiş olan insanı tekrar kalabalıklar içinde yaşamaya ikna etmek…
Hayatta kalmak için sosyal mesafeyi bir yaşam rehberi olarak kabul eden insanları tekrar bir araya getirmek için çok çalışmak zorunda olacağız.
Virüs sektörleri vurdu ve milyonlarca insan işsiz kaldı. Birikimler bitti. Kriz geçtiğinde insanlar önce ekonomik dengelerini sağlamaya yönelecekler.
İçgüdüsel olarak tasarruf havasında olan insanların gündemine tekrar tatil kavramını sokabilmek için çok farklı argümanlar kullanacağız.

***

Virüs neler yaptı, yapacak?

Virüs bütün sistemlere ve yapılanmalara zarar verecek.
Buna hazır olmalıyız.
Bütün sektörler ve toplumsal hayat bu zarardan payını alacak.
Turizmciler olarak zorlu bir yola çıkıyoruz. 
Bu yolda sürprizlerle karşılaşmamak ve rotamızı şaşırmamak için olası bütün riskleri bu günden görmeli ve a,b,c planlarımızı yapmalıyız.

***

Virüsün olası etkileri;

Virüs zamanlarında, kişisel hijyen, kişisel güvenlik, kişisel sağlık alanlarında içgüdülerine güvenerek karar almaya alışmış olan müşteriler, bunu tatil konusunda da sürdürecek.
İnsanlar toplu davranış modelinden uzaklaşacak. Bilimin sürü davranışı olarak isimlendirdiği toplu hareket modeli çökecek.
İnsanlar tatil kararını en başından sonuna kadar kendi insiyatiflerinde götürecekler. Her türlü bilgiyi bizzat sorup öğrenmek isteyecekler. Kolay kolay ikna olmayacaklar.
Havayolları ( ve charterlar ) yaşadıkları maddi ve manevi travmayı kolay atlatamayacak. Seyahatin en riskli aşaması olan uçak yolculuklarına güvenli imajı kazandırmak için çok yüksek bütçeli yatırımlara girişilecek.

***

Satışın neferleri çok zorlanacak

Satış acenteleri krizden etkilenecek. Çoğu, nitelikli işgücünü kaybetmiş olacak. İşletme sermayeleri zayıflayacak. Operasyon etkinliğini yakalamaları zaman alacak. Müşteriler ile doğru ve sağlıklı iletişim kurma noktasında sıkıntı çekecekler.
Virüs öncesi müşteri ile virüs sonrası müşterinin karakteri ve öncelikleri farklı olacak.
Birçok tur operatörü bu farkı doğru okuyamayacak. Eski söylemlerle ve eski sloganlarla iş yapmayı sürdürecek. Başarılı olamayacak. Pazarda tutunamayacaklar.
Turizm ve otelcilik sektörünün bütün kurumları için geçerli olmak üzere, öncelikli tercih nedeni hijyen, temizlik ve şeffaflık olacak.

***

Şeffaf, güvenilir, mütevazı iletişim politikası

Kitleler ile her türlü direkt iletişimi güçlendirelim. Kafalarda, cevapsız soru bırakmayalım.
Virüs sonrası dönemde pazarlar ile doğru iletişim için en önemli silahımız direkt iletişim olacaktır. Hedef kitlemizin belirli bir kesimi hala telefon ile ya da bizzat ofislere gelerek birinci ağızdan bilgi almak istiyor. Mutlaka zaman ayıralım.
Kriz sona erdiğinde insanlar tesislerden en doğru bilgiyi almak için bire bir görüşmeyi tercih edecekler. Bu nedenle, otel santrallarında, çağrı merkezlerinde, insanlara güven verecek tarzda konuşabilen, sakin, bilgili ve ifade yeteneği güçlü çalışanların olması gerekir.
Çağrı merkezlerinizde çalışan görevlileriniz iletişimi profesyonelce sürdürecek kadar becerikli ve donanımlı olmalıdır.

***

Etkili bir sosyal medya stratejisi

Kriz sonrası en erken dönüş yapacak olan pazarların Türkiye, Rusya ve BDT ülkeleri olacağı açıktır. Bu nedenle bu ülkelere dönük mecralara öncelik verin
Facebook- Instagram- Twitter- Vkontakte- Odnoklassniki – Otzyv
Bu platformlar, işletmelerin kendilerini doğru ifade etmesi ve pazarlarda güçlü bir güven algısı yaratabilmesi için çok önemli olacaklar.
Bu 6 platform vasıtası ile pazarlara en doğru mesajları verme şansınız olacak.
Bu itibarla, sosyal medya içerik planlamalarınızı şimdiden başlatmalısınız. Ancak uygulama, koşulların iyileştiği ve olumlu bir havanın oluştuğu aşamada başlamalı.

***

Yorum sitelerini çok iyi yönetmeliyiz

Top Hotels’e erişim yok. Ama yargı bu olağanüstü günleri dikkat almalı ve erişimi serbest bırakmalıdır. Bu gün itibarıyla Rusya ve BDT’de en güçlü tanıtım ve pr platformudur.
Tripadvisor, Holidaycheck, Zoover, Otelpuan, Booking, Expedia
Mayıs ayından itibaren bu platformlarda yoğun bir soru ve yorum trafiği ile karşılaşacağımızı varsayıyorum.
Türkiye turizminin bütün iletişim güçleri bu platformların takibinden ve soruların, yorumların HEMEN cevaplandırılmasından birinci derecede sorumlu olmalıdır.

***

Cevap asla geciktirilmemelidir.

Cevapsız kalacak her soru Türkiye turizmi hakkında olumsuz bir algı yaratacaktır. Bu nedenle hiçbir yorum ya da soru havada kalmamalıdır.
Türkiye turizmi yorum sitelerine verilecek cevaplar konusunda ortak politikalar belirlemeli ve güven verecek, sade ve anlaşılır cevaplarda mutabık kalınmalıdır.
Bu konu zafiyet kabul etmez. Cevaplandırma aşamasında, kafalarda soru işareti varsa, mutlaka üst yönetimlere, iletişim uzmanlarına danışılmalıdır.

***
Websitelerinde içerik güncellemesi

Sitede covid19 ile ilgili stratejinizi ve haberleri paylaşacağınız bir bölüm oluşturun.
İzleyebildiğimiz kadarıyla Otellerin, tur operatörlerinin websitelerine düşük de olsa, istikrarlı bir ziyaretçi trafiği var.
Mayıs ayı sonrasında bu trafiğin artacağını tahmin edebiliriz. O trafik yoğunlaşmadan, sitelerimizin içeriğini şartlara göre güncellememiz gerekir.
Siteye giren kullanıcı, ilk önce güven veren bir görsel ile karşılaşırsa, rezervasyon için daha çok motive olur. Sitelerin ilk sayfasında Türkiye turizmcileri olarak almakta olduğumuz önlemler, hijyen uygulamalarımız, ve bu konudaki hassasiyetimiz olmalıdır.
Otellerdeki sağlık hizmetlerimiz de sitelerde yer alabilir.
Kriz sonrasında Oteller ile Hastaneler arasında çok güçlü bir işbirliği olacaktır.  Bu işbirliğinin ana başlıkları sitelerde mutlaka yer almalıdır. Bu büyük bir güven kaynağı olacaktır.

***

İzolasyon Zamanlarında Online Turizm Pazarlaması Şarttır

Bir an geldi. İnsanlık kendisini her şeye kapattı. Ülkeler birbirleri ile her türlü teması kesti. Bunlar olurken turizm de online pazarlama kampanyalarına son verdi.
Pazarların izole olmasına paralel olarak, turizm sektörü her türlü iletişimi kopardı.
Derken çok olumsuz bir sürecin ardından başat oyuncular ayağa kalkmaya başladılar. Şimdi turizm yeni marketing stratejileri şekillenmekte.
Coronavirüs Dünyanın her tarafına yayıldı. Bu tehdit şimdi her türlü merak ve spekülasyonun tam ortasında. Minicik bir virüs bütün sektörlere ağır bir darbe vurdu. Online iletişimciler bu bozulmuş dijital ekosistemde ayakta kalmanın hesaplarını yapıyor.

***

Zor zamanlarda yapılabilecekler;


Bu yeni dijital ekosistemde yapılabilecek çok şey var. Online dünyaya her gün milyonlarca yeni kullanıcı giriyor. Herkes burada.  Bu akın şirketlere yeni online pazarlama ve reklam yöntemleri için çok sayıda seçenekler sunuyor.

***

Online reklamlara devam:  Covid19 sonrası için bütün hazırlıklarınızı düzenli olarak pazarlara duyurmalısınız. Bunun için ideal platform online reklamlardır. Online haber sitelerinin popülaritesinden yararlanın.

***

Sosyal medyada kendinizi tanıtmaya devam: Sosyal medya patlama yaptı. Evlere kapanmış ve yaşamın normal akışından kopmuş olan insanlar sosyal medyaya yöneldiler.  İnsanlar önceki alışkanlıklarını sürdürüyor. Herkes telefon ya da tableti ile meşgul. Herkes yeni ve zengin içerik arayışında… Bunu değerlendirin.

***

Video ve Youtube hayati önemde: Sıradan çekimlerden ziyade merak uyandıran içeriklere sahip videolar hazırlayın, Youtube’u etkin kullanın. Profesyonellikten ziyade amatörlük kokan videolarla virali yakalayın. Youtube doğru platform.

***

Nabız yoklayın: Ulusal ve küresel medyayı, analizleri, raporları takip edin. Tüketicilerşn davranışlarını yorumlayın. Buna göre stratejiler belirleyin.

***

İsterseniz hiçbir adım atmayın

Bu belirsizlik ortamında pasif kalmak da bir seçenektir. Hiçbir şey yapmayabilirsiniz.
Bilinmez bir yerden somut bir garanti beklemeyi tercih edebilirsiniz.
Ama o gün geldiğinde rakipleriniz size tur bindirmiş olabilir.

19 Nisan 2020 Pazar

COVİD19 Sonrası- Oteller için Bir Eylem Planı


Covid19 sonrasındaki yeni sürece sadece maliyet penceresinden bakılacaksa, geçmiş olsun. Alınması zorunlu olan önlemlerin bütçeye getireceği yüke göre hareket edilecekse, geçmiş olsun. Eğer, tam hijyen ve eksiksiz hizmet için gereken çalışan sayısından taviz verilecekse, geçmiş olsun.

O zaman bu yazıyı okumaya gerek yok.

****

“Virüs salgını bitecek ve tatil tekrar yükselen kavram olacaktır”, demiştim. Bunun için bütün nedenlerimi de ilk yazıda paylaşmıştım.
İnsanlar tekrar tatile çıkmaya başlayacaklar. Denize, güneşe, kuma, dağlarımıza, ovalarımıza, antik kentlere, sanata, mutfağa koşacaklar.
Ama bu dönüş, beraberinde çok hassas riskleri de beraberinde getirecek.
Otellerin websitelerine girişten başlayan ve otel odasında bitecek ilk yolculuk, sürecin en hassas bölümü olacak. İnsanları ikna etmek zorlaşacak.
Kafalardaki ilk soru, “ Bu otel hijyen açısından güvenli mi?” olacak. Bu ilk yolculukta insanlar otellerden ve tur operatörlerinden güven veren mesajlar bekleyecekler.
Eğer pazarlama iletişiminde bu mesajı verecek paylaşımlarınız ve reklamlarınız yoksa geçmiş olsun. Eskiden olduğu gibi, sadece işletmelerinizin reklamı le yetinecekseniz, şansınızı zorlamış olursunuz.

****
Oteller yeni bir strateji oluşturmak zorunda

Covid19’a karşı mücadeleyi her şey dahil, büfeler, havuzlar ve birkaç alan ile sınırlı sanıyorsanız, çok yanılıyorsunuz.
Dünyanın bütün tıp okullarını, hastaneleri, ilaç şirketlerini seferber eden bu salgına karşı sadece otellerde sınırlı kalacak önlemler paketi hiçbir işe yaramaz.
Bu mücadele Bakanlık, Sağlık Bakanlığı, Turizm meslek örgütlerinin koordinasyonunda yürütülmesi gereken toplu bir seferberlik olmalıdır.
Açılış öncesinde genel strateji oluşturulmalı. Bu strateji çerçevesinde oteller için anayasa hükmünde bir manuel hazırlanmalı.
Bu manuel her yöneticinin başucu kitabı olmalı.

****
Hijyeni esas alarak yeniden yapılanacak olan bir otel neler yapmalı?
Önerilerimi aşağıdaki başlıklar altında sıraladım.  Her alan tek tek ele alınmalı ve yeniden organize edilmelidir.
Altta sıralanan başlıklar altında, o bölüme ait görüş ve önerilerimi sunuyorum.

****
Genel Yönetim

Bütün otellerin üst yönetimleri en kısa zamanda bir hijyen ve temizlik eğitimi almalıdır. Bu eğitime, kişisel hijyen ve temizlik de dahildir.
Bu nedenle, başta Otel yönetimi olmak üzere, hiçbir çalışanının kişisel hijyenini ihmal etmesine müsaade edilemez. Kişisel sağlığına ve hijyenine özen göstermeyen hiçbir çalışan o çatı altında kalmamalıdır. Otel yönetimi, çalışanlara bu konuda örnek olmalıdır.
Otel yönetimleri, tesisin bütün birimlerinin temizliği ve hijyeni konusunda azami hassasiyete ve gerekli bilgiye sahip olmalıdır.
Haftalık operasyon toplantılarının ana gündem maddesi hijyen olmalıdır. Bu konuda başarılı olmanın ve müşteriye güven vermenin ilk adımı bu olacaktır.
Bütün üst yönetim ekibi her 3 ayda bir check up yaptırmalıdır.  Özellikle bulaşıcı hastalıklarla ilgili olarak çok sıkı kontroller olmalıdır.

****
İnsan Kaynakları

Bundan sonra otellerde istihdamın en önemli aşaması işe alım süreci olacaktır. Bu konuda İnsan Kaynaklarına büyük bir sorumluluk düşmektedir.
Bundan böyle otellerde işe alım süreci, adayların, öncelikle sağlık kriterini karşılamak zorunda oldukları bir aşama olacaktır.  Oteller kesinlikle sağlıklı olduklarından yüzde yüz emin oldukları çalışanları istihdam etmek zorundadırlar.
Bunun için de, işe alım sürecinde çalışanlardan tam teşekküllü sağlık raporları alınmalıdır.
Kolayca alınan birkaç raporun hükmü kalmayacaktır. Sağlık raporu kesinlikle bir heyetten alınmalıdır. Rapor, adayın özellikle bulaşıcı hastalığı olup olmadığını garanti etmelidir.

****

Çalışanların mekanları çok önemlidir

Çalışanların soyunma odaları, yemekhaneleri ve dinlenme alanlarının temizliği ve hijyeni sağlanmalıdır. İnsan Kaynakları bu alanları her gün denetlemelidir. Bu mekanlar çok güçlü dezenfektanlarla her gün yıkanmalıdır.  Arap sabunu ideal bir virüs çözücüdür.
Çalışanların üniformalarının her gün düzenli olarak yıkanması, dezenfekte edilmesi zorunlu olmalıdır.  Bu uygulama otellerde IK denetiminde Houseeping tarafından hayata geçirilir.
İnsan Kaynaklarının en önemli sorumluluk alanlarının başında lojmanlar gelmelidir. En kritik hijyen kaynağı personel lojmanlarıdır. Otel Müdürünün bilgi ve denetimi altında her gün mutlaka kontrol edilmelidir. Bu konuda koordinasyon İnsan Kaynaklarında olmalıdır.
İnsan Kaynakları, çalışanlarımızın ev yaşantılarını da mutlaka gündemine almalı ve temiz, hijyenik bir hayatları olduğunu görmelidir.
Çalışanlarımızın sadece iş hayatı değil, ev hayatı da bizim için çok önemlidir.

****
Mutfak için öneriler

Covid-19 krizi otellerin mutfaklarını risk alanları listesinin tepesine taşıdı. Müşterilerin en yüksek beklentisi mutfak hijyeni olacaktır.
Keza, mutfak, müşterilerin hijyen konusunda en hassas oldukları bir alan konumuna geldi.
Öte yandan oteller için de en zor, en riskli alan mutfak olacaktır. İşletmelerde, eğitim seviyesinin en düşük olduğu alanlardan birisi, bulaşıkhane ile birlikte mutfaktır.

****
Otel mutfakları birer laboratuvara dönüşmeli

Oteller yemek hazırlık süreçlerinde tam hijyen sağlamak için mutfakları birer laboratuvara dönüştürmeli. Böyle bir yatırımın temel mottosu da; El değmeden tabağınıza olmalıdır.
Bu slogan tutar ve büyük bir pazarlama avantajına dönüşür.
Mutfak için bir önerimiz de, açık büfe konseptinin tekrar ele alınmasıdır. Bu günden sonra herkesin elini sürdüğü açık büfelerin cazibesini yitireceği hatta itici olacağı da açıktır. 
Sağlıklı bir tatil beklentisi ile otellere gelecek konuklar için, yüzlerce kişinin temas ettiği açık büfeler, bir dezavantaja dönüşecektir.
Bundan böyle, mutfaklar, alakart ve kişiye özel hizmete odaklanmalıdır.  Yukarıda bahsettiğim merkezi mutfakta hazırlanacak ideal ve eşit porsiyonlu yemeklerin bu alanda işimizi kolaylaştıracağı da açıktır.
Mutfak çalışanları için bone, eldiven ve maske şart olmalıdır. Bu kurala uymamak, iş akdinin feshine kadar gidecek bir cezalandırma bedeli de şarttır.

****
Servis – Bar için öneriler

Bu iki bölümde de eğitim çıtasını yükseltmemiz gerekiyor. Servis ve barda çalışanların asgari lise mezunu olmaları her anlamda önemlidir.
Kendilerine verilecek çok önemli eğitimleri anlayabilmeleri ve uygulayabilmeleri için bu eğitim seviyesinin şart olduğunu düşünüyoruz.
Bu eğitimlerin başında da ebette verilecek olan hijyen eğitimleri gelir. Servis ve bar çalışanlarının bu eğitimleri almaları ve aldıkları bilgileri uygulamaları çok önemlidir.
Temiz ve hijyenik üniformaların yanında, servis ve bar elemanları mutlaka eldiven ve maske ile servis vermelidir. Kişisel hijyenleri ile ilgili olarak düzenli eğitim almaları gerekir.

Ekipmana tam dezenfeksiyon

Servis ve barlarda kullanılacak tabak, bardak, kadeh, çatal bıçak ve bütün malzemeler için en son teknoloji ile dezenfeksiyon uygulaması şarttır.
Barlardaki bardak bulaşık makinelerinin bakımı ve doğru kullanılması her zamankinden daha önemlidir. Geçmişte bu konuda belli bir zafiyet vardı. Otellerde bütün bulaşık makinelerinin bakımı ve arızaların tamiri için Kristal Endüstriyel bir ekip tahsis etmelidir.
Barlarda ve serviste oturma düzenleri sosyal mesafeye göre ayarlanmalıdır. Daha açık bir ifade ile otellere gelen konuklar arasında sosyal temas minimum seviyelere çekilmelidir. Buna barlar, restoranlar, eğlene mekanları ve plaklar da dahildir.

****
Kat Hizmetleri otellerin büyük risk alanıdır

Kat hizmetlerinin hem odalar hem de genel alanlar olarak iş yükü çok ağırdır.
Otelin en çok kirlenen ve en çok ihtimam gösterilmesi gereken alanları bu departmanın görev alanındadır. Genel alanlar, genel tuvaletler, odalar, koridorlar risk alanlarıdır.
Bundan böyle bu alanlarda asla işgücü tasarrufuna gidilmemelidir. 
Her oda, her tuvalet, her kat koridoru, her genel alan mutlaka düzenli olarak temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir.

Bunun için de yeterli sayıda ve eğitimli çalışan istihdam edilmelidir. 

Her bir odanın temizliği ve dezenfekte edilmesi için gereken ideal süreye mutlaka riayet edilmeli ve çalışan sayısı da buna göre planlanmalıdır.
Kat hizmetlerinin bütün elemanları hijyen ve kullanacakları kimyasallar için düzenli eğitimler almalıdır. Kat hizmetlerinde eğitim seviyesi mutlaka yükseltilmelidir.
Kat hizmetlerinin çalışanları eğitim seviyesi olarak en riskli grubu oluşturmaktadır. Gelecek zamanlarda bu departmana da en az lise mezunlarının istihdamı için planlama yapılmalıdır.

****
Önbüro’ya düşen görevler

Önbüro, Oteldeki iletişimin odak noktasıdır. Konuklar en kolay biçimde FO tarafından bilgilendirilebilir. Otellerde günlük olarak derlenecek bütün bilgiler FO’da toplanır, ilgililere sunulur. Yönetimden çıkacak olan kararlar da en kolay FO tarafından dağıtılır.
FO çalışanlarının hijyeni çok önemlidir.  Çalışırken mutlaka eldivenleri olmalı, müşteri ile karşı karşıya olduklarında maske takmalılar.  Giysileri her gün dezenfekte edilmeli.  Diğer bütün departmanlarda olduğu gibi, burada da dezenfektanlar olmalı.
Müşteri girişleri mümkün ise mobil olmalı. Olabildiğince temas olmadan giriş yapılmalıdır. Önbüro aynı zamanda hizmet ve servis alanlarının gözlemlendiği ekranlarla donatılmalıdır.

****
Bahçe

Bahçe ve bahçe çalışanları bu konuda özel bir dikkat ister.  Toprak ve bitkiler ile devamlı temasta olacakları için elleri devamlı dezenfekte edilmelidir. Bahçe çalışanlarının üniformaları ve aletleri çok önemlidir. Düzenli olarak dezenfekte edilmelidir. Bahçe ekipmanının muhafaza edildiği yerin steril olmasına dikkat edilmelidir.

****
Teknik Servis

Otellerin hijyeni konusunda en önemli görev Teknik Servistedir. Görev ve sorumluluk alanları bütün mekanları etkileyen makine, teçhizat ve sistemleri kapsamaktadır.
Özellikle havalandırma, klima sistemleri, kazanlar, havuzlar, mutfak ekipmanı, hepsi risk unsurudur. Bu nedenle, Teknik Servis görev tanımı yenilenmeli ve bütün ekipler haftalık olarak mesleki ve hijyen eğitimlerine tabi tutulmalıdır. Teknik Servis eğitimleri ve hijyen uygulamaları için alanında uzman şirketlerden danışmanlık alınmalıdır. Bu şirketler ile birlikte Teknik Servislerin görev tanımı ve programları revize edilmelidir.

****
Misafir İlişkileri

Misafir İlişkileri elemanları müşteri ile otel yönetimi arasında bir köprü görevini yerine getireceklerdir. Kimi zaman müşterinin hoşuna gitmeyebilecek bazı uyarıları ve önlemleri yumuşatarak iletecek olanlar onlardır.
Bu itibarla gergin müşteri ile empatik iletişim konusunda başarılı olmaları gerekir. Zira özellikle bu yıl tatilciler çok gergin ve kuşkulu olacaklar. Onları rahatlatacak olan departman olarak çok sakin, çok bilgili ve çok empatik olmaları çok önemlidir.

****
Hastane anlaşmaları

2020 yılında ve sonrasında hastaneler ile anlaşmalar çok detaylı yapılmalıdır. Anlaşmalara Otellerde her türlü analiz, test vb uygulamalar ile ilgili maddeler konmalıdır. Hastaneler otellerde mutlaka güçlü ve donanımlı bir ekip tutmalı, ihtiyaç anında çok kısa zamanda ekip ve ambulans gelmesini sağlamalıdır.

****
Otel dükkanları/SPA

Buraya kadar otellerin kendi yapılanmaları içinde hijyen ve eğitimin önemine değindik. Bütün öneriler bu birimler için de geçerlidir.
Dükkanlarda ve ( ve eğer açılacak ise ) SPA’da çalışacak olan her çalışan mutlaka tam teşekküllü bir heyetten sağlık raporu sunmalıdır.
Özellikle SPA’da ve eklentilerinde hijyen önlemleri en üst düzeyde alınmalıdır. 2020 yılında durum normale döndüğünde, benim önerim spa bölümüne özel denetim uygulanmasıdır.
Kullanılacak olan ürün malzeme ve ekipman özel seçilmelidir.  Hijyen koşullarında muhafaza edilmelidir. Bölüm her gün mutlaka baştan sona dezenfekte edilmelidir.

****
Riskli pazarlara dikkat!

Riskli pazarlardan müşteri gelişini ayrı bir çalışma olarak ele almak gerekir. Başta da Avrupa gelmektedir. Bu itibarla, risk taşıyan bazı ülkeleri by pass etmek gerekebilir. Bu riskli ülkeler çok büyük bir titizlikle tespit edilmelidir.


15 Nisan 2020 Çarşamba

COVİD-19 Sonrası Turizm için bir risk analizi


Kriz fırsat demektir.
Bu klişe cümleyi, dini imanı para olan endüstriyel kapitalizmin amentüsü misali bir yaklaşımla tekrarlamıyorum. Krizden nasıl rant üretilir sorusu ile ilgisi yok.
Yaşanan krizin, etik fırsatlar getireceğine inanıyorum
Bu kriz, insanoğlu için yeni gereksinimler ortaya çıkaracak. İnsanların birçok konuya bakış açısı kökten bir değişime uğrayacak. Doğa, önünde diz çöküp bir kez daha af dileyen insanoğluna kayıtsız kalamayacak, son kez bağışlayacak.
İnsanlar evlerde geçirdikleri zaman zarfında çok okumuş, çok öğrenmiş, çok tazelenmiş olacaklar. Dünü, bugünü ve yarını farklı değerlendirecekler.

***
Madde ve mana terazisi dengeye gelecek

Çalışmaya, dinlenmeye, tatile, tüketime, beslenmeye ve ilişkilere daha insani anlamlar yüklemeye başlayacaklar. Madde ile mana terazisi dengeye gelecek.
Yaşanmakta olan devasa izolasyon, genç yaşlı herkesi, yaşamı sorgulamaya yönlendirecek.
İnsanoğlu, hayatın sadece çalışmaktan ibaret olduğu şartlanmasını kıracak. Kendisine daha çok zaman ayırması gerektiğini keşfedecek. Max Weber denilen kapitalizm kuklasının geliştirdiği Protestan iş ahlakı tarihin çöp tenekesini boylayacak.
Tatil kavramı zihinlerde daha geniş bir alana yayılacak. Bu kavramın sınırları genişleyecek.
Muhtemelen, yılda bir kez çıkılıp, daha ne olduğunu anlamadan, yorgun argın eve dönülen bir angarya olmaktan çıkacak.
Deniz, güneş ve kum önemini korumakla beraber, daha rafine tatil seçenekleri yükselecek.
Yine muhtemelen, daha uzun süreli tatiller yılın 12 ayına dağıtılacak.

***
Bu gün itibarıyla insanların gündeminde tatil yok.. Ama

Şimdi, bütün Dünya, öncelikle canını kurtarmanın derdinde ve herkes evine kapanmış durumda, bir müjde borusunun çalmasını bekliyor.
Can derdinin yanı sıra,  bir gelecek kaygısı zihinleri cehennem ateşi gibi yakıyor.
Evlere kapanmış aileler, giderek bütün benliklerini kuşatan bir can sıkıntısı yaşamaktalar.
Bu güne kadar hep çalışmış, üretmiş, eğlenmiş, gezmiş, tozmuş, dostları ile zaman ve mekan paylaşmış insanlar, şimdi, kendilerine giderek daha dar gelen evlerde patlamamak için çareler arıyorlar. Öfke ve bunalım nöbetleri geçirenlerin sayısı giderek artıyor.
Şu aşamada tatil insanlara dağların ardımda bir hayal gibi geliyor..

***
Burada biraz mizah yapalım.

İnsanlar bu güne kadar hiç eğilmedikleri kimi becerilerine yüklenmiş durumdalar. Can sıkıntısı herkesi yaratıcı işler yapmaya yöneltiyor.
Kimi mutfak becerilerini geliştiriyor.
Kimi ekmek, pasta, simit alanında uzmanlaşmış.
Kimi ise, körelmiş müzik yeteneklerini parlatıyor.
Şiire saran var.
Hikaye yazan var.
Anılarını kaleme alan var.
Örgü ören bile var.
Laf aramızda, bütün bunlara zaman ayıranların, satranç, briç gibi beyin sporlarına pek ilgi duymamaları da oldukça şaşırtıcıdır.
Oysa satranç ve briç antrenmanı zihnin keskin taraflarını biler.

***
Sadede gelelim; Turizmin geleceği ne olacak?

Genelde turizm ve özelde otelcilik için herkesin kafasında sorular var.
Dünya virüs saldırısını atlattıktan ve hayat normale döndükten sonra, otelciliği nasıl bir süreç bekliyor? Özellikle tatil otellerinin kaderi ne olacak?
Otelcilik yaşayacak mı?
Tatil ve genelde konaklama için farklı seçenekler mi ortaya çıkacak?
İzolasyon ve sosyal mesafe yaklaşımı, bir refleks olarak bilinçaltımıza kodlanıp varlığını devam ettirecek mi? İnsanlar, seyahat ve tatillerde, toplu modeli bypass edip bireysel seçeneklere mi yönelecekler?
Tatil, eğlence, beslenme, tatil aşkları, velhasıl bir bütün olarak sistem nereye savrulacak?

***
Bu soruyu objektif bir bakış açısı ile cevaplandıralım.

Bütün bu sorulardan önce gelmesi gereken başka bir merak konusu var.
Bu soruların doğru cevapları, bir başka sorunun cevabında saklı aslında…
Otelcilik, bu konsepti ile devam edecek mi?
İnsanlar, başta tatil olmak üzere, sağlık, iş, spor, sanat merak vb nedenlerle seyahat etmek için yeterli neden ve motivasyona sahip olacaklar mı?
Bu soruyu cevaplandırdıktan sonra ikinci soruya geçebiliriz.
Başta deniz güneş ve kum olmak üzere, Türkiye’mizin turizm bölgeleri gelecekte de tatilci çekecek mi? Deniz, güneş ve kum cazibesini sürdürecek mi?

***
Hepimizi rahatlatacak cevabı baştan verelim; Evet.

2020 kış aylarının insanlığa yaşattığı gerginlikler ve korkudan sonra, tatil, insanlar için zorunlu bir terapi gereksinimi olacak.
İnsanlar aylarca tıkılıp kaldıkları evlerden, kent ve kasabalardan kurtulup, farklı mekanlarda, farklı ülkelerde, bir hafıza detoksu yapmak için can atacak.
Doktorlar, psikiyatristler hastalarına sıcak bölgelere tatile gitmeyi tavsiye edecek.
İŞ dünyası, kopan bağlantıları ve kanalları tamir etmek için her zamankinden daha çok seyahate çıkacak. Büyük bir trafik patlayacak. Şehir otelleri ayağa kalkacak.
Yaşamın temel taşı, D vitamini. En kolay yol bol bol güneşte kalmak. Stresten bunalıma girmiş Kuzey halkları Akdeniz’in güneşine, adeta ibadete gelir gibi koşacaklar.
Sadece sahiller değil, doğanın her bir parçası gezginlerin seyahat ajandasına girecek.
İnsanlar iş, dinlenme ve seyahat üçgeninde, en çok zamanı ve kaynağı seyahate ayırmaya başlayacaklar. Keşif merakı tavan yapacak.
Dolayısı ile pazar daralabilir. Ama bitmez.

***
Ama tatilden ve otellerden beklentiler farklılaşacak

Baştan belirtelim. Sistemler küçülecek.
Yüzde yüz denetlenebilir boyutlara inecek.
Yaşanan krizin insan beynine kodladığı en büyük ihtiyaç hijyen ve temizlik olacak.
Bu iki kavram, insan zihninde, dikkat aşamasından takıntıya kadar uzanan bir skalada kendisine yer bulacak.
Zira minicik bir virüs insanlara sağlığını korumak için hijyenin ne kadar önemli olduğunu facia boyutuna varan derslerle kanıtlamış oldu.
Artık, her insanın önceliğinin, virüslere karşı güvende olmak ve hastalanmamak olduğunu bilmek gerekiyor. İnsan son virüs salgınından dersini aldı.

***
Geçmiş pazarlama cümlelerini unutun

Artık reklamlara, afişlere, broşürlere bol bulamaç serpiştirdiğiniz, özgüven patlamasının bir ürünü olan tesis övgülerini unutmanız gerekecek.
Pazarlama çalışmasına “ Bizim otelimiz…” klişesi ile başlayanların ve rakiplerinden üstün olduğunu kanıtlamaya girişenlerin ağızlarının tam ortası fırıncı küreğinin hedefi olacak.
Artık müşteri konaklayacağı oteli seçerken dikkat edeceği kriterlerin en başına hijyeni ve temizliği yerleştirecek. Müşterisine yüzde yüz hijyen güvencesi veren oteller kazanacak.
Pazardaki bu yüksek hassasiyeti doğru okuyan ve bu konuda yeniden yapılanmayı en önce başaran oteller güven kazanacak.
Hijyen artık hayati bir kavram ve bunu ilk sahiplenen oteller bu alanda lider olacak.

***
En önemli özellik- Hijyen

Otellerde hijyen kavramının anlamı, kapsamı, etkisi tamamen değişecek.
Bu kavram otelciliğin temel etkinliklerinden birisi olacak. 
İşletmede bir hijyen sorumlusu istihdam etmek ve bütün bu alanı ona emanet etmek yeterli bir politika olmayacak.
Virüs çok acı bir şekilde öğretti.
Otellerde hijyen alanı mutlaka güçlü ve organize bir yapıya emanet edilmeli.
Artık bu iş olağanüstü bir bilgi ve detaylara dikkat gerektiriyor.  Esasen otellerde bir Hijyen Departmanı oluşturmak bile tartışılmalı.

***
Kitle turizminin geleceği ne olacak?

Kişiye özel hizmetin ön plana çıkacağı bir döneme giriyoruz.
Bu itibarla, otellerde çok kalabalık restoranları ve herkesin elini süreceği açık büfeleri bir kez daha düşünmekte yarar var.
Yaşanan bu acı deneyimden sonra insanların çok kalabalık restoranlarda, barlarda bir arada olmak istemeyeceğini şimdiden öngörmek gerekiyor.
Büyük otellerimizde ortak kullanım alanlarını küçültmek bu soruna bir çözüm olabilir.
Restoranlar bölünür. Masaya ve kişiye özel servise geçilebilir.  Bunun formülü bulunabilir.
Alakart siparişler için teknoloji kullanılmalıdır. Müşteriler gerek odalarındaki TV’lerden ve gerekse telefonlarındaki uygulamalardan sipariş verebilirler.
Hijyen- Bu 6 harflik kelime işin anahtarı olacak
Müşterinin aklında, rezervasyon aşamasından oteldeki odasına girene kadar en öncelikli soru hijyen olacak. Zihni devamlı olarak bu hususu sorgulayacak.

***
Her malzemeye mutlaka hijyen standardı getirilmeli

Müşteri hizmetine sunulacak bütün malzeme hijyenik uygulamadan geçtikten sonra özel ambalajlarda sunulabilir.
Bu malzemeler, odalara konulacak buklet, havlu, oda tekstili başta olmak üzere, yiyecek ve içecek ünitelerindeki çatal, bıçak, bardak, her şeyi kapsar.
Müşterinin tatil boyunca temas edeceği her şeyde yüzde 100 garanti verilebilmelidir. Her malzeme 100% hijyen garantisi ile kullanıma sunulmalıdır.
Bir sonraki yazıda, otellerin atması gereken somut adımları anlatacağım.
Öyle görünüyor ki, mesleki hafızamızda biriktirdiğimiz ne varsa hepsini çıkarıp, günümüzün gerçekleri ile temizleyip tekrar kullanıma sokmamız gerekecek.
Tepeden en alta kadar her otel çalışanı kendisini yenilemeli. Mesleki hassasiyetlerinin en başına hem kendisinin, hem çalışma arkadaşlarının hem de müşterisinin sağlığını koymalı.
Oteller artık birer biyolojik, kimyasal ve zihinsel arınma merkezine dönüşmeli.