Turizmcilere, gelecek ile
ilgili notlarım var. Nasıl yorumlayacağınız
size kalmış.
İs bulaşmış gözlüklerin
arkasından bakarsanız, bu notlar kötüdür.
Pırıl pırıl bir bakış
açına göre ise, bu notlar bir fırsatı işaret ediyor.
Şu aşamada, tüketici
davranışlarında çok keskin değişikliklerin olmaması kimseyi şaşırtmasın. Henüz
bu keskin değişimin gerçekleşeceği kadar zaman geçmedi.
Bu gün kafalar karışık. Ortada
birçok soru var ve cevap aranıyor.
Ama birkaç ay sonra, Kış
geldiğinde, ayaklar yere basacak. İnsanlar aylardır yaşananların muhasebesine
başlayacak. O zaman gerçekler anlaşılacak.
Tıp, pandemi sürecine ve
Covid19 tehlikesine en doğru tanımlamaları yapmış olacak. Virüs biraz daha
tanınacak. Nasıl bir tehlike olduğu ortaya çıkacak.
İnsanlar somut veriler
üzerinden düşünmeye başlayacaklar. Hayatlarının her aşamasını bu verilere göre
yeniden ele alacaklar.
Bu sürecin sonunda da
tüketici davranışlarında kalıcı, oyunu değiştiren farklılaşmalara tanık
olacağız. Yeni kavramlar, yeni anlamlar ortaya çıkacak.
Yaşananların ilk
etkisinin, insanların kalabalıklardan uzaklaşmaya başlaması olacağına kesin
gözü ile bakabiliriz. Mesafe artık yeni normalin temel kuralı olacak.
Tatil
anlayışı kesinlikle değişecek
Bu gerçeklikten hareketle,
tatil anlayışının da değişeceği aşikardır. Ki bunun ilk belirtisi, insanların
mobil tatile yönelmesi olacaktır.
Mobil tatil tercihi, keyfe
keder bir istekten ziyade, güvende olma içgüdüsünün tetiklediği bir korunma
tedbiri olarak ortaya çıkacaktır.
Bu yıl karavan, kamp,
çadır gibi tatil ve seyahat modellerine yaşanan talep patlaması, gelecek yıllar
için bir ön işaret olarak kabul edilmelidir.
Gelecek yıldan itibaren bu
modellerin turizmin ürün ve hizmet yelpazesinde merkeze yerleşmesi kimseyi
şaşırtmamalıdır.
Bakın aşağıda size
İngiltere’den bir butik otelin geliştirdiği, çadır modelini arz edeyim.
Neyse ki böyle bir örnek
buldum. Aksi takdirde, turizmin orta çağından kalma, kerameti kendinden menkul
şeyhler bu önerime mutlaka gülerlerdi.
Butik
Otel Hoxton Sosyal Mesafeyi Lüks Çadır ile yakaladı
Sosyal mesafe kavramı,
Londra’da bir otel işletmecisine, işini otel odalarından bir kamping sahasına
genişletme ilhamı verdi.
Londra’nın ünlü butik
işletmesi The Hoxton oteli, Ağustos ayında, Camp Hox markası ile bir glamping (
lüks kamping) yatırımına girişti. Londra’ya 90 dakika mesafede olan
Oxfordshire’de kurulan lüks kamp alanında konaklama üniteleri çadırlardan
oluşacak.
Açık hava tesisleri ve
kamp alanları, cortonavirüs sosyal mesafe protokollerini uygulamak için daha
elverişli şartlar sunuyor.
The
Hoxton markasını kısaca tanıtmak gerekirse;
Londra, New York ve
Paris’te butik otelleri var. Ama yeni geliştirmekte oldukları camping projesi,
kararsız seyahat pazarında önemli bir avantaj sağlayacak.
Markanın bütün otelleri
açık ve bazıları beklenenin çok üstünde bir işletme performansı gösteriyor.
Buna rağmen, grup geneli için çok olumlu konuşmak için daha çok erken. Olmaları
gereken yerin gerisindeler. Bu da onları seçenekler üzerinde çalışmaya
zorluyor.
The Hoxton ekibi
kendilerini asla süreçleri pasif bir biçimde seyreden bir konumda kabul
etmiyor. Krizin kendilerine dayattığı koşullara boyun eğmeyi reddediyorlar.
Pandemi, bir süredir
üzerinde çalışmakta oldukları Lüks Kamping projesini hızlandırmak için onları
motive ediyor.
Kampçıların
her gereksinimi karşılanıyor
The Hox Camping 12 tane
lüks çadırdan oluşuyor. Her çadırda üstün kalitede otel yatakları var. Kamp
sahası olarak kullanılan arsa 18 yüzyıldan kalma Eynsham Hall binasının
bahçesi. Her yatakta The Hoxton tekstili kullanılıyor.
Her çadıra iki dakikalık
yürüme mesafesinde kişiye özel banyo, tuvalet ve duş var.
Çadır sakinleri
isterlerse kendileri kahvaltılarını hazırlayabiliyorlar, ya da Camp Hox her
sabah sıcak bir kahvaltı servisi sunuyor.
Kamp misafirlerine sunulan
imkanlar bu kadarla sınırlı değil. Her bir çadıra özel buzdolaplarında
stoklanmış gıdalar var. Yine, her çadıra özel bir barda insanlar kendi
şaraplarını ya da diğer içeceklerini servis edebiliyor.
Çadırların günlük bakım ve
temizliği The Hoxtıon ekipleri tarafından yapılıyor.
Camp Hox fiyatları
orta-üst gelir grubuna hitap ediyor.
İki kişilik bir çadırın iki gecelik paket
fiyatı 473 usd ve bu pakete bir gece de The Hoxton Otel’de bir gece ücretsiz
konaklama dahil. 12 çadırın bulunduğu ve 24 kişinin konaklayabileceği bütün
kamp sahasını kiralamak isteyenlerin ödeyeceği gecelik fiyat ise 2.500 dolar.
Camp Hox, misafirlerine
temiz bir barbekü alanı da sunuyor. Burada, size sağlanan ekipman ve sipariş
edilecek gıda ile leziz bir mangal partisi yapmak mümkün.
Kamp
sahasındaki üniteden bisiklet kiralanabiliyor.
Lüks kamping sadece
İngiltere ve The Hoxton markası ile sınırlı kalan bir trend değil.
Bütün Dünyada birkaç marka
bu alanda yatırım yapıyor.
ABD’nin Ulusal Parklarında
yaygın bir faaliyet yürüten Under Canvas bunlardan bir tanesi.
Singapur’un küresel markası
Aman Resorts da, ABD, Hindistan ve Endonezya da lüks kamp sahaları işletiyor. Bu alanda hızla pazar payı kazanıyor.
Lüks kamping, bahsettiğim
mobil tatil seçeneklerinin sadece bir tanesi. Başka ürün ve hizmetler de var.
Onlardan da bir başka yazıda bahsedelim.
Kamping için bu kadar
güzel doğal ortamlara sahip olan Türkiye turizmi, bu yatırım seçeneğini mutlaka
gündemine almalıdır.
Akdeniz özelinde
konuşalım…
Hem denize çok yakın
mesafede, hem de Toroslarda, yaylalarda o kadar çok uygun alanlar var ve biz
onlardan bu çevreci turizm modeli için yararlanmıyoruz.
Yeni pazarlar orada…
Muhteşem bir tabiat
burada..
Gelecek vizyonu olan
yatırım aklı nerede?