30 Temmuz 2020 Perşembe

Gelecek vizyonu olan turizm yatırım aklı nerede?


Turizmcilere, gelecek ile ilgili notlarım var. Nasıl yorumlayacağınız size kalmış.


İs bulaşmış gözlüklerin arkasından bakarsanız, bu notlar kötüdür.

Pırıl pırıl bir bakış açına göre ise, bu notlar bir fırsatı işaret ediyor.

Şu aşamada, tüketici davranışlarında çok keskin değişikliklerin olmaması kimseyi şaşırtmasın. Henüz bu keskin değişimin gerçekleşeceği kadar zaman geçmedi.

Bu gün kafalar karışık. Ortada birçok soru var ve cevap aranıyor.

Ama birkaç ay sonra, Kış geldiğinde, ayaklar yere basacak. İnsanlar aylardır yaşananların muhasebesine başlayacak. O zaman gerçekler anlaşılacak.

Tıp, pandemi sürecine ve Covid19 tehlikesine en doğru tanımlamaları yapmış olacak. Virüs biraz daha tanınacak. Nasıl bir tehlike olduğu ortaya çıkacak.

İnsanlar somut veriler üzerinden düşünmeye başlayacaklar. Hayatlarının her aşamasını bu verilere göre yeniden ele alacaklar.

Bu sürecin sonunda da tüketici davranışlarında kalıcı, oyunu değiştiren farklılaşmalara tanık olacağız. Yeni kavramlar, yeni anlamlar ortaya çıkacak.

Yaşananların ilk etkisinin, insanların kalabalıklardan uzaklaşmaya başlaması olacağına kesin gözü ile bakabiliriz. Mesafe artık yeni normalin temel kuralı olacak.

Tatil anlayışı kesinlikle değişecek

Bu gerçeklikten hareketle, tatil anlayışının da değişeceği aşikardır. Ki bunun ilk belirtisi, insanların mobil tatile yönelmesi olacaktır.

Mobil tatil tercihi, keyfe keder bir istekten ziyade, güvende olma içgüdüsünün tetiklediği bir korunma tedbiri olarak ortaya çıkacaktır.

Bu yıl karavan, kamp, çadır gibi tatil ve seyahat modellerine yaşanan talep patlaması, gelecek yıllar için bir ön işaret olarak kabul edilmelidir.

Gelecek yıldan itibaren bu modellerin turizmin ürün ve hizmet yelpazesinde merkeze yerleşmesi kimseyi şaşırtmamalıdır.

Bakın aşağıda size İngiltere’den bir butik otelin geliştirdiği, çadır modelini arz edeyim.

Neyse ki böyle bir örnek buldum. Aksi takdirde, turizmin orta çağından kalma, kerameti kendinden menkul şeyhler bu önerime mutlaka gülerlerdi.

Butik Otel Hoxton Sosyal Mesafeyi Lüks Çadır ile yakaladı

Sosyal mesafe kavramı, Londra’da bir otel işletmecisine, işini otel odalarından bir kamping sahasına genişletme ilhamı verdi.

Londra’nın ünlü butik işletmesi The Hoxton oteli, Ağustos ayında, Camp Hox markası ile bir glamping ( lüks kamping) yatırımına girişti. Londra’ya 90 dakika mesafede olan Oxfordshire’de kurulan lüks kamp alanında konaklama üniteleri çadırlardan oluşacak.

Açık hava tesisleri ve kamp alanları, cortonavirüs sosyal mesafe protokollerini uygulamak için daha elverişli şartlar sunuyor.

The Hoxton markasını kısaca tanıtmak gerekirse;

Londra, New York ve Paris’te butik otelleri var. Ama yeni geliştirmekte oldukları camping projesi, kararsız seyahat pazarında önemli bir avantaj sağlayacak.

Markanın bütün otelleri açık ve bazıları beklenenin çok üstünde bir işletme performansı gösteriyor. Buna rağmen, grup geneli için çok olumlu konuşmak için daha çok erken. Olmaları gereken yerin gerisindeler. Bu da onları seçenekler üzerinde çalışmaya zorluyor.

The Hoxton ekibi kendilerini asla süreçleri pasif bir biçimde seyreden bir konumda kabul etmiyor. Krizin kendilerine dayattığı koşullara boyun eğmeyi reddediyorlar.

Pandemi, bir süredir üzerinde çalışmakta oldukları Lüks Kamping projesini hızlandırmak için onları motive ediyor.

Kampçıların her gereksinimi karşılanıyor

The Hox Camping 12 tane lüks çadırdan oluşuyor. Her çadırda üstün kalitede otel yatakları var. Kamp sahası olarak kullanılan arsa 18 yüzyıldan kalma Eynsham Hall binasının bahçesi. Her yatakta The Hoxton tekstili kullanılıyor.

Her çadıra iki dakikalık yürüme mesafesinde kişiye özel banyo, tuvalet ve duş var. 

Çadır sakinleri isterlerse kendileri kahvaltılarını hazırlayabiliyorlar, ya da Camp Hox her sabah sıcak bir kahvaltı servisi sunuyor.

Kamp misafirlerine sunulan imkanlar bu kadarla sınırlı değil. Her bir çadıra özel buzdolaplarında stoklanmış gıdalar var. Yine, her çadıra özel bir barda insanlar kendi şaraplarını ya da diğer içeceklerini servis edebiliyor.

Çadırların günlük bakım ve temizliği The Hoxtıon ekipleri tarafından yapılıyor.

Camp Hox fiyatları orta-üst gelir grubuna hitap ediyor. 

İki kişilik bir çadırın iki gecelik paket fiyatı 473 usd ve bu pakete bir gece de The Hoxton Otel’de bir gece ücretsiz konaklama dahil. 12 çadırın bulunduğu ve 24 kişinin konaklayabileceği bütün kamp sahasını kiralamak isteyenlerin ödeyeceği gecelik fiyat ise 2.500 dolar.

Camp Hox, misafirlerine temiz bir barbekü alanı da sunuyor. Burada, size sağlanan ekipman ve sipariş edilecek gıda ile leziz bir mangal partisi yapmak mümkün.

Kamp sahasındaki üniteden bisiklet kiralanabiliyor.

Lüks kamping sadece İngiltere ve The Hoxton markası ile sınırlı kalan bir trend değil.

Bütün Dünyada birkaç marka bu alanda yatırım yapıyor.

ABD’nin Ulusal Parklarında yaygın bir faaliyet yürüten Under Canvas bunlardan bir tanesi.

Singapur’un küresel markası Aman Resorts da, ABD, Hindistan ve Endonezya da lüks kamp sahaları işletiyor. Bu alanda hızla pazar payı kazanıyor.

Lüks kamping, bahsettiğim mobil tatil seçeneklerinin sadece bir tanesi. Başka ürün ve hizmetler de var. Onlardan da bir başka yazıda bahsedelim.

Kamping için bu kadar güzel doğal ortamlara sahip olan Türkiye turizmi, bu yatırım seçeneğini mutlaka gündemine almalıdır.

Akdeniz özelinde konuşalım…

Hem denize çok yakın mesafede, hem de Toroslarda, yaylalarda o kadar çok uygun alanlar var ve biz onlardan bu çevreci turizm modeli için yararlanmıyoruz.

Yeni pazarlar orada…

Muhteşem bir tabiat burada..

Gelecek vizyonu olan yatırım aklı nerede?

19 Temmuz 2020 Pazar

Otel mi, yatılı AVM mi?


Aylardır gerildik.

Belirsizlik devam ediyor.

Ben hayatım boyunca, bu kadar çok cevapsız soru le dolu bir yıl daha görmedim.

Her kafadan bir soru çıkıyor.  Hiç kimse de cevap veremiyor.

Bütün günler ve geceler birbirine benzemeye başladı. Sanki Dünyanın dönüş hızı bile yavaşladı. 

Her sabah aynı manzaraya uyanıyoruz. Her gece aynı karanlığa dalıyoruz.

Bu saatten sonra daha fazla gerilmek işleri iyice karman çorman hale getirir.

Akıl ve beden sağlığımız bozulmaya başlar.

Çevremiz ile iletişimimiz sağlıksız hale gelir.

Kavgalar, kırılmalar olur.

Gelin biz en iyisi bir engel ile karşılaşan su gibi olalım. O nasıl aşamadığı engel karşısında sabırla ve inatla bekliyor ve uygun şartlarda harekete geçiyor ise..

Aynısını yapalım.

O halde..

Biraz gülmek herkese iyi gelir..

Aşağıdaki yazıyı, sıkıştıkça güncelleyip yayımlıyorum.

İyi geliyor.. Okuyan herkes gülüyor.

Bu yazı, bu gidişle hiçbir zaman güncelliğini kaybetmeyecek. Otellerde bu anlayış sürecek ve ben de her kış bu yazıyı tekrar tekrar okuyacağım.

Buyurun 2008 ( ya da 2015, ya da 2021 ) kış dönemi falına...

Kasım, Aralık aylarında 15'er gün ücretsiz izin yapmış ve otellerin bütçesine büyük! bir katkıda bulunmuş olan departman şefleri, müdürler, genel müdür yardımcıları ve genel müdürler Şubat ayı itibarıyla tam kadro hazır olacak.

Şubat ayının ortalarında, maaşını alamayan personelin, çekleri ödenmeyen tedarikçilerin baskısı altında bunalmış olan Genel Müdür her zamanki finansman kaynağına yönelecek.

Otelin dükkanları için, mümkünse peşin ödeme ile kiralanmak üzere gazetelere ilan verecek. 

İlanlarda Otelin yaz kış açık olduğu özellikle vurgulanacak. Kışın oteldeki dolulukların ne düzeyde olduğu sorusu cevapsız bırakılacak.

Birkaç yıldır Antalya'da yaşayan, otellerde dükkan kiralayan ve bu geyiğe karşı şerbetli olanlar yutmayacak, ama el mecbur yemiş görünecek.

Bir zamanlar kuyumcu, derici, halıcı, market, fotoğrafçı ve hamamdan ibaret olan otel dükkanları portföyünün genişlediği görülecek. Kazan dairesinden, personel soyunma odalarından ve bahçe şefinin ofisinden kazanılan alanlar dükkana çevrilmiş olacak.

Yeni dükkanlar, şikayeti olan müşteriler için arzuhalci, çakmaklara gaz, tavşana niyet çektirmeci, nalbant, seyyar terzi, bohçacı, simitçi, piyangocu olarak kiraya verilecek.

Tekstil ürünleri satışının mitoz bölünme ile çoğalması sağlanacak. Ev tekstili, giyim kuşam birkaç parçaya bölünecek. Havlu, yatak yorgan takımları, masa örtüleri ayrı birer dükkana bölüştürülecek.

Giyim kuşam ürünleri ise, Tshirtçüler, pantoloncular, gömlekçiler, atlet ve boxercılar, çorapçılar alt kategorilerine ayrıştırılacak.

Tattoo da çok verimli kira alanı olarak birkaç kategoriye bölünecek. Kadınlara, Erkeklere, Teenager'lara ayrı ayrı tattoo kategorisi belirlenecek. Kadınlara mahsus tattoo dükkanı da bölümlere ayrılacak. Belden aşağı ve belden yukarı Tattoo dükkanları olacak. Belden yukarı tattoo dükkanları da kollar, boyun, ense, yüz ve omuz bir dükkan, göğüs, bel, karın bir dükkan olmak üzere ikiye bölünüp kiralanacak. Belden aşağı tattoo servisinin kaça bölündüğünü ve bunların nereler olduğunu burada yazmam mümkün değil... 

Blog kapanabilir HafazanAllah!

En yüksek tattoo dükkan kiraları kadınların bel, karın ve göğüs kısımlarına yapılanların olduğu bölümler olacak. Belden aşağı tattoo dükkanlarının kiraları için hır çıkacak. Devreye mafya girecek. İş adliyede bitecek.

Erkeklere tattoo dükkanlarının kiraları kadınlarınkine nazaran daha düşük olacak. Hem piyasası dar hem de erkek Tattoo ustaları için bir işkence olması nedeniyle pek rağbet görmeyecek.

Bu yıl atağa geçmek ve genel müdürün yerini almak hayallerinden vazgeçmeyen genel müdür yardımcısı, ilk toplantıda arazinin bir bölümünde otopark, oto yıkama yağlama istasyonu yapılması fikrini ortaya atacak. Bir başka müdür altta kalmamak için otel arazisinin geri kalan bölümünün şehrin lunaparkçısına kiraya verilmesini önerecek.

Genel müdür yardımcısı sinirlenecek, fikrinin üstüne fikir gelmesinin karizmasını çizdiğini düşünecek, Belediye Başkanı ile görüşülerek arazinin geri kalan bölümüne kapalı pazar yeri inşa edilmesi projesini ortaya atacak.

Bir başka müdür otel arazisinin bir bölümünün sera olarak değerlendirilmesini ve çevre köylülerin seralarda maraba olarak istihdam edilmesini önerecek. Ardından bir başka müdür de seradan elde edilecek ürünlerin, bir önceki Müdürün önerdiği kapalı pazarda değerlendirilmesi için yer kiralanmasını önerecek.

Bir başka müdür iki haftada bir kurulan otantik pazarın günaşırı olması önerisini iletecek. Perakende sektörü canlanacak, köylünün ürünü para edecek.

Oteller alışveriş merkezlerinin pabucunu dama atar hale gelecek. Migros, Makro, Tekpa, Tansaş haksız rekabet suçlaması ile otellere dava açacak.

Elliden fazla dükkan içinde en yoğun ilgi hamamlara olacak. Hayata hamam/sauna olarak gözlerini açmış olan bu üniteler nüfus kağıtlarına spa/wellness yazdıracak.

Antalya dışında yaşayan, ama ' Ulan bu hamamlarda iyi para varmış ' balonu kasabalarının semalarında yeni yeni görünen kefaller, çifti, çubuğu, evi barkı satıp hamamlardan köşeyi dönmek için Antalya'ya koşacaklar.

Bu oltaya daha önce yakalanmış olan kefaller insaniyet namına bu acemileri uyarmak yerine sırtlarından pışpışlayacaklar. Arkalarından da katıla katıla gülecekler.

( Laf aramızda böyle giderse, Otel sahipleri bir gün otellerine dışarıdan bakıp tanıyamayacak. "Yahu, biz bu binaları ne olarak inşa etmiştik?" diyecekler. )

Şubat ayının sonuna doğru gazetelerin yerel eklerinde otellerin personel ilanları yayınlanacak. Bu yıl da hiçbir ilan diğerlerinden içerik ve başlık olarak çok farklı olmayacak. Yarıdan fazlasının başlığı 'Ailemize yeni üyeler arıyoruz' olacak.

Birçoğunun giriş cümlesi '12 ay açık olan otelimiz' olacak. Bilim adamları bu cümlenin artık turizm sektörünün genlerine işlemiş bir kod haline geldiğini saptayacak.

Turizm sektöründe her kış aylarca işsiz kalan personel En Baba Palavra Oscar'ını bu cümleye verecek. Avcılar en belirgin özelliklerinin artık otelciler tarafından kopyalandığını görünce maraza çıkaracaklar. Onlar da, inat adına, av turizmi için yurt dışında tanıtım reklamları yaparken Anadolu'da Aslan, Kaplan, Çita, Leopar Kutup ayısı avı promosyonlarından bahsedecekler.

Önceki Ekim ayının sonlarında, personel çıkışlarındaki helalleşmelerin haklı olduğu ortaya çıkacak. ' Gidip de dönmemek, gelip de görmemek ' cümlesi turizm personeli arasında atasözü derecesine yükseltilecek.

Önceki sezon çalışan ve çıkışı verilen personelin hemen hemen tamamının sektörü terk etmiş olduğu anlaşılacak.

Departmanlara yeni alınan personelin deneyimsizliği ve hatta beceriksizliği karşısında otel yönetimleri kırılabilir eşyaları yüksek primlerle sigortalatacaklar.

Bütçelerde tabak, bardak, çanak çömlek fire oranları yarı yarıya arttırılacak. Uzak görüşlü olan kimi otel yönetimleri bulaşık makinelerinin, klima sistemlerinin, kazan dairesinin sigorta primlerini de yükseltecek.

Önceki sezondan kalan üniformalar yeni personel üstünde sırıtacak. Uymayacak. Otel yönetiminin yeni üniforma talebi yatırımcıların evrak dosyaları arasında kaybolacak. Önceki sezonun üniformaları ile devam kararı alınacak.

Mart ayı geldiğinde fuarlar başlayacak. Daha önce Rusya ve Almanya'yı görmemiş olan genel müdürler ya da satış ve pazarlama müdürleri Türkiye turizminin nabzının her iki fuarda attığı gerekçesi ile Berlin ve Moskova'ya birer turistik gezi yapacak.

Açılışta ve kapanışta fuar alanına şöyle bir uğranılacak. Geri kalan zaman Moskova ve Berlin'in turizm potansiyelinin incelenmesi için değerlendirilecek.

Akşamları her iki kentin bar, disko, casino, pub gibi turizm ünitelerinde Rus ve Alman profesyoneller ile bilgi ve görgü alışverişi yapılacak.

Mart sonunda oteller açılacak. Her şey dahilin mitoz bölünme hızından bir şey kaybetmediği gözlemlenecek. Süper, Ultra, Emperyal, Marjinal derecelerine, Bu ne Yahu, E Yuh Artık, Yok Artık, Ay İnanmıyorum, E Anasının Nikahı sistemleri eklenmiş olacak.

Nisan ayı ortalarında hareketlilik başlayacak. Oteller yarı yarıya dolacak. Türk Telekom, otel satış müdürleri ile tur operatörleri arasında yoğunlaşan telefon, msn iletişimi trafiğini ellerini oğuşturarak izlemeye başlayacak.

Otel satış müdürlerinin msn listelerinde kış ayları boyunca önceliği olanlar sırayı tur operatörlerinde çalışanlara terk edecek. Kıskançlık kavgaları yaşanacak. Kış ayları boyunca satış müdürlerinin kahrını çekmiş olanlar kendilerini kullanılıp atılmış gibi hissedecekler.

Oda ve yatak borsası uzun kış uykusundan uyanacak. Açık eksiltmeler başlayacak. Pazarda otel ismi belirtilmeden satılan 'Antalya 5 yıldız' rezervasyonlar en çok eksiltenin elinde kalacak.

2008'de tur operatörleri açık eksiltmelere katılabilmek için otellerden yeterlik belgesi, ihracatcı belgesi isteyecek.

2009'da isimsiz rezervasyonlar ihalesine katılmak için önceden belirli bir bedel karşılığı dosya alınması talep edilecek. Depozito istenecek.

TÜRSAB gelişmelere müdahale edecek, şaibelerin önünü kesmek için açık eksiltme ihaleleri televizyonlardan yayınlanacak. İhalenin en az onbeş gün önce bir gazetede duyurulması bir sirküler ile tüm acentelere bildirilecek.

Nisan ayında da turistler sabah kahvaltı yapacaklar, denize girecekler, öğlen yemek yiyecekler, denize girecekler, akşam yemek yiyecekler, gece anfitiyatroda şov izleyecekler. Tatili biten uçağına binip gidecek.

Oteller dolacak, yıl sonunda el elde, baş başta kalacak.

Biz turizm yapıyor olacağız.

İşte böyle.

9 Temmuz 2020 Perşembe

Potansiyel müşterinize cesaret verin


Bakın, dost acı söyler…
Çoğunuz o dosta ilk başta kızarsınız.
Ama sonuçta hep haklı çıkar.
Bu günün teşhisini doğru yapalım. O zaman tedavi de doğru olur.
Hemen.. Şimdi.. 2020 öncesi iş yapma yöntemlerinizi gözden geçirin. Bu günün gerçeklerine uymayanları hemen iptal edin.
Bu günün gerçeklerini doğru anlayabilmek için de, gözünüzü dışarıya çevirin. İnsana odaklanın. Piyasaları gözlemleyin. Okuyun. Araştırın.
İnsan ile turizm arasındaki ilişkinin yavaş yavaş dönüşmeye başladığını göreceksiniz.

Neyse ki Dünya toparlanıyor.

İkinci dalga korkusu arada bir ortalığı geriyor olsa da, Dünya yeniden toparlanıyor. İnsanlık bu büyük krizin de üstesinden gelmek üzere. Bunu baştan belirtelim.
Turizmciler artık rezervasyonlarda artış bekliyor. Turizmin ana pazarlarını oluşturan ülkeler sınırları açtı. Şimdi yükselen bir seyahat trafiğini bekleyebiliriz.
Buna karşılık bir yanılgı da hızla yaygınlaşıyor. Turizmciler artık çok keskin bir rekabet olmayacağını düşünüyorlar. Böyle düşünmek insanı yanılgıya götürür.

Merak etmeyin. Rekabet, hem de bütün acımasızlığı ile orada

Şimdi otelinizi farklılaştırmak için her zamankinden daha fazla çaba harcamalısınız.
Ürününüzü eski usullerle pazarlayamayacağınız kesin. Pandemi öncesinin söylemleri tatilciyi ikna etmek bir yana, itebilir de…
O halde, potansiyel müşterilerinize öncelikle bir ‘ Hoş geldiniz Paketi’ hazırlamalısınız. Bu paket bir nevi ‘ nerede kalmıştık?” sorusuna da güncel bir cevap niteliğinde olmalı.
Geçmişte en iyi yaptığınız işleri ve ürünleri kapsayan bir paket olmalı. Pandeminin insanların zihnine ektiği kuşku tohumlarını kurutacak güveni vermeli.
Aradan geçen zamanda insanlar için hangi farklı deneyimleri hazırladınız ise, onları da birer seçenek olarak pakete dahil etmelisiniz.

Yeni dönemin üç temel yasası

Ama hepsinden önemlisi, artık şu zorunlulukları birer anayasa maddesi olarak işletmenizin yönetim sistemine kaydetmelisiniz;
Hiçbir hata olmayan temizlik
Sosyal mesafe
Temassız bir çevrede, dokunmadan hizmet
Bütün bunlar için yeni prosedürler kodlamalı, ekibinizi yeniden eğitmeli, donanımlı ve heyecanlı çalışanlarla birlikte yeni modeli kurmalısınız. Yeni teknolojiler bunun için çok değerli fırsatlar sunuyor. Bunları değerlendirin.
Merak etmeyin. Bu alanlarda yapacağınız bütün yükseltmeler sizin güçlü birer pazarlama silahınıza dönüşecektir. Sadık müşterilerinizin bağlılığı devam edecek, endişeli müşterilerinizin de kafalarındaki sporu işaretleri giderilmiş olacaktır.
Bir başka husus da şudur; toparlanma döneminde gelirleriniz için en güçlü kaynak iç turizm olacaktır. Bu nedenle ilginizi, enerjinizi ve kaynaklarınızı buraya yoğunlaştırın. 
Anketler, insanların uçak seyahatlerine mesafeli olduğunu gösteriyor.
Otomobil ve tren seyahatlerin olan ilgi yükselişte görünüyor. Bunu avantaja çevirin. Yakın ve orta uzaklıktaki yörelerde tanıtım ve pazarlamaya odaklanın.

Bir gerçek daha var. Güven.

Eğer bunu işletme anlayışınızın en tepesine yerleştirmezseniz, geçmiş olsun. Güven, hijyen ve temizliğin ardından gelen bir başka faktör ise, değer olacak. Buna anlayış gösterin.
İnsanlar bu dönemde paralarını her şeyden ve herkesten kıskanacaklar. Bu nedenle, harcadıkları para ile hak ettikleri değeri aldıklarına inandıramazsanız, onları sonsuza kadar kaybedebilirsiniz. Bu konuda da karşımıza çıkan çok engel var.
Bu gün itibarıyla, Dünyanın her tarafında insanlar işten çıkarılıyor, izne ayrılıyor ya da daha az bir maaşa razı olmaya zorlanıyorlar. Onlar daha geçen yıl turizm sektörünün hatırı sayılan ve önemsenen müşterileri idi. Bu yıl koşullar değişti.
İnsanlar, henüz para harcamak için yeterli motivasyona ve nedene sahip değiller. Güçlü bir tasarruf zihniyeti piyasaları boğuyor.
Buraya kadar sunduğumuz motivasyon önerileri ışığımda bazı somut adımlar paylaşalım.

Bu adımları atın ve doğru mesajları hazırlayın.

Uzun bir boşluk oldu. Zamanı iyi değerlendirdiniz. Otelciliğe bakış açınız değişti. Tesisinizi güvenlik ve hijyen temelinde yeniden dizayn ettiniz. Bunları toparlayın, yeni bir mesaj olarak eski müşterilerinize sunun.
Eski konuklarınıza, onları şımartmaya hazır olduğunuzu söyleyin. Değeri yüksek paketlerin içine, yatakta kahvaltı, farklı snackler, değişik içkiler, kişiye özel hizmet ve ürünler ekleyin. Otele girişlerini, çıkışlarını kolaylaştırın.
Coronavirüs nedeniyle almış olduğunuz önlemleri, yeni temizlik protokollerini, kullanılan sağlık dostu temizlik ve dezenfektan ürünlerini, aldığınız özel ve resmi sertifikaları, hepsini müşterilerinizin kolayca anlayacağı dilde anlatın.
Mutfaklarda, insan eli değmeden gıda hazırlama ve sunma prosedürlerini geliştirin. Teslimat, depolama, hazırlık, pişirme ve sunma süreçlerinde hijyen ve temizliğin hayati önemde olduğunu asla unutmayın. Açık büfe olabilir, ama insanların hiçbir şeye dokunmasına izin vermeyin.

Temas yok.. Temas yok

Güvenlik, Önbüro, misafir ilişkileri başta olmak üzere, mümkün olan bütün alanlarda teması en aza indirecek teknolojileri uygulayın.
Misafirlerin cep telefonu oteldeki tüm zamanlar boyunca en önemli yardımcıları olmalıdır. Bunun altyapısını hazırlayın.
Otele giriş öncesinde misafirin aklında soru kalmamış olmalıdır. Bunun yolu da güçlü ve donanımlı bir çağrı merkezinden ve etkili ve doyurucu bir websitesinden geçer.
Tesisinizi yorgun bedenlere ve kafası karışık insanlara bir inziva yeri olarak sunun.
İşletmeniz büyük olsa da, bu sezon için aşırı yoğunluğa yönelmeyin.
İnsanlara geniş alanlar bırakın. Aileler eğlenirken, yemekte, sahilde, denizde, barlarda kendilerine tahsis edilmiş geniş alanlar bulabilsinler.

Bu durum riskleri de azaltacaktır.

Konukları odalarına yerleştirirken arada birer tane boş bırakmak akıllıcadır. Hatta kullanılmış bir odayı bir gün boş bırakmak daha da garantili bir önlem olur.
Otellerinizi düşündüğünüz kadar, yakındaki esnafı ve çarşıyı da dikkate alın. Konuklarınızı şehre gitmeye ve insanlarla iletişim kurmaya cesaretlendirin.
Kentinizi de düşünün.
Kent batarsa, siz ayakta kalamazsınız