30 Temmuz 2020 Perşembe

Gelecek vizyonu olan turizm yatırım aklı nerede?


Turizmcilere, gelecek ile ilgili notlarım var. Nasıl yorumlayacağınız size kalmış.


İs bulaşmış gözlüklerin arkasından bakarsanız, bu notlar kötüdür.

Pırıl pırıl bir bakış açına göre ise, bu notlar bir fırsatı işaret ediyor.

Şu aşamada, tüketici davranışlarında çok keskin değişikliklerin olmaması kimseyi şaşırtmasın. Henüz bu keskin değişimin gerçekleşeceği kadar zaman geçmedi.

Bu gün kafalar karışık. Ortada birçok soru var ve cevap aranıyor.

Ama birkaç ay sonra, Kış geldiğinde, ayaklar yere basacak. İnsanlar aylardır yaşananların muhasebesine başlayacak. O zaman gerçekler anlaşılacak.

Tıp, pandemi sürecine ve Covid19 tehlikesine en doğru tanımlamaları yapmış olacak. Virüs biraz daha tanınacak. Nasıl bir tehlike olduğu ortaya çıkacak.

İnsanlar somut veriler üzerinden düşünmeye başlayacaklar. Hayatlarının her aşamasını bu verilere göre yeniden ele alacaklar.

Bu sürecin sonunda da tüketici davranışlarında kalıcı, oyunu değiştiren farklılaşmalara tanık olacağız. Yeni kavramlar, yeni anlamlar ortaya çıkacak.

Yaşananların ilk etkisinin, insanların kalabalıklardan uzaklaşmaya başlaması olacağına kesin gözü ile bakabiliriz. Mesafe artık yeni normalin temel kuralı olacak.

Tatil anlayışı kesinlikle değişecek

Bu gerçeklikten hareketle, tatil anlayışının da değişeceği aşikardır. Ki bunun ilk belirtisi, insanların mobil tatile yönelmesi olacaktır.

Mobil tatil tercihi, keyfe keder bir istekten ziyade, güvende olma içgüdüsünün tetiklediği bir korunma tedbiri olarak ortaya çıkacaktır.

Bu yıl karavan, kamp, çadır gibi tatil ve seyahat modellerine yaşanan talep patlaması, gelecek yıllar için bir ön işaret olarak kabul edilmelidir.

Gelecek yıldan itibaren bu modellerin turizmin ürün ve hizmet yelpazesinde merkeze yerleşmesi kimseyi şaşırtmamalıdır.

Bakın aşağıda size İngiltere’den bir butik otelin geliştirdiği, çadır modelini arz edeyim.

Neyse ki böyle bir örnek buldum. Aksi takdirde, turizmin orta çağından kalma, kerameti kendinden menkul şeyhler bu önerime mutlaka gülerlerdi.

Butik Otel Hoxton Sosyal Mesafeyi Lüks Çadır ile yakaladı

Sosyal mesafe kavramı, Londra’da bir otel işletmecisine, işini otel odalarından bir kamping sahasına genişletme ilhamı verdi.

Londra’nın ünlü butik işletmesi The Hoxton oteli, Ağustos ayında, Camp Hox markası ile bir glamping ( lüks kamping) yatırımına girişti. Londra’ya 90 dakika mesafede olan Oxfordshire’de kurulan lüks kamp alanında konaklama üniteleri çadırlardan oluşacak.

Açık hava tesisleri ve kamp alanları, cortonavirüs sosyal mesafe protokollerini uygulamak için daha elverişli şartlar sunuyor.

The Hoxton markasını kısaca tanıtmak gerekirse;

Londra, New York ve Paris’te butik otelleri var. Ama yeni geliştirmekte oldukları camping projesi, kararsız seyahat pazarında önemli bir avantaj sağlayacak.

Markanın bütün otelleri açık ve bazıları beklenenin çok üstünde bir işletme performansı gösteriyor. Buna rağmen, grup geneli için çok olumlu konuşmak için daha çok erken. Olmaları gereken yerin gerisindeler. Bu da onları seçenekler üzerinde çalışmaya zorluyor.

The Hoxton ekibi kendilerini asla süreçleri pasif bir biçimde seyreden bir konumda kabul etmiyor. Krizin kendilerine dayattığı koşullara boyun eğmeyi reddediyorlar.

Pandemi, bir süredir üzerinde çalışmakta oldukları Lüks Kamping projesini hızlandırmak için onları motive ediyor.

Kampçıların her gereksinimi karşılanıyor

The Hox Camping 12 tane lüks çadırdan oluşuyor. Her çadırda üstün kalitede otel yatakları var. Kamp sahası olarak kullanılan arsa 18 yüzyıldan kalma Eynsham Hall binasının bahçesi. Her yatakta The Hoxton tekstili kullanılıyor.

Her çadıra iki dakikalık yürüme mesafesinde kişiye özel banyo, tuvalet ve duş var. 

Çadır sakinleri isterlerse kendileri kahvaltılarını hazırlayabiliyorlar, ya da Camp Hox her sabah sıcak bir kahvaltı servisi sunuyor.

Kamp misafirlerine sunulan imkanlar bu kadarla sınırlı değil. Her bir çadıra özel buzdolaplarında stoklanmış gıdalar var. Yine, her çadıra özel bir barda insanlar kendi şaraplarını ya da diğer içeceklerini servis edebiliyor.

Çadırların günlük bakım ve temizliği The Hoxtıon ekipleri tarafından yapılıyor.

Camp Hox fiyatları orta-üst gelir grubuna hitap ediyor. 

İki kişilik bir çadırın iki gecelik paket fiyatı 473 usd ve bu pakete bir gece de The Hoxton Otel’de bir gece ücretsiz konaklama dahil. 12 çadırın bulunduğu ve 24 kişinin konaklayabileceği bütün kamp sahasını kiralamak isteyenlerin ödeyeceği gecelik fiyat ise 2.500 dolar.

Camp Hox, misafirlerine temiz bir barbekü alanı da sunuyor. Burada, size sağlanan ekipman ve sipariş edilecek gıda ile leziz bir mangal partisi yapmak mümkün.

Kamp sahasındaki üniteden bisiklet kiralanabiliyor.

Lüks kamping sadece İngiltere ve The Hoxton markası ile sınırlı kalan bir trend değil.

Bütün Dünyada birkaç marka bu alanda yatırım yapıyor.

ABD’nin Ulusal Parklarında yaygın bir faaliyet yürüten Under Canvas bunlardan bir tanesi.

Singapur’un küresel markası Aman Resorts da, ABD, Hindistan ve Endonezya da lüks kamp sahaları işletiyor. Bu alanda hızla pazar payı kazanıyor.

Lüks kamping, bahsettiğim mobil tatil seçeneklerinin sadece bir tanesi. Başka ürün ve hizmetler de var. Onlardan da bir başka yazıda bahsedelim.

Kamping için bu kadar güzel doğal ortamlara sahip olan Türkiye turizmi, bu yatırım seçeneğini mutlaka gündemine almalıdır.

Akdeniz özelinde konuşalım…

Hem denize çok yakın mesafede, hem de Toroslarda, yaylalarda o kadar çok uygun alanlar var ve biz onlardan bu çevreci turizm modeli için yararlanmıyoruz.

Yeni pazarlar orada…

Muhteşem bir tabiat burada..

Gelecek vizyonu olan yatırım aklı nerede?

Hiç yorum yok: