27 Aralık 2020 Pazar

Güzel Kentler Katliamı

Türkiye son 30 yılda bir katliam yaşadı.

Rant, hırs, beton, sanayi, çarpık yapılaşma bir araya geldi. Bir çete oluşturdu. Bu çete ülkemizde ne kadar güzel kent varsa, neredeyse hepsini katletti.

Geriye, beton dağları, asfalt, yapay ilişkiler ve garip, soğuk, kirli bir şeyler kaldı..

Şehirler, demiyorum… Bir şeyler..

Bu çarpıklaşma hayatın her alanına damgasını vurdu.

Turizme de..

Son yıllarda, turizm terminolojisinde, bu işin ruhu ile ters orantılı bir farklılaşma başladı.

Başlangıçta, insani kavramların revaçta olduğu turizm söylemi bir dönüşüm yaşadı.

Turizm sektörü kendisinin ortaya çıkış nedeni olan birçok kavramı unuttu.

Aklımızı ve ruhumuzu, bilanço, kar zarar tabloları, maliyetler, giderler ve bunlara benzer kavramlar teslim aldı.

Bu ülkede turizm hareketinin ilk filizlenmeye başladığı yıllarda, çok farklı bir hikaye yazılıyordu. Her cümle insan ile başlıyor, insan ile gelişiyor ve insan ile bitiyordu.

Sürecin geleceğini düşünen kalmadı

Herkes, her kurum, sadece bu güne odaklanmış durumda. Böyle olunca, direksiyonu elinde tutanlar sadece önlerindeki virajı geçmeyi düşünüyor.

Menzili düşünen yok.

Bu yaklaşımın en olumsuz sonuçlarını kentlerde gözlemlemek mümkün…

Hızlı ve hormonlu büyüme, aslında önceden tahmin edilmesi çok kolay olan, ama dikkate alınmayan sorunları patlattı.

İşsizlik

Çarpık yapılaşma

Yeşil alan yetersizliği

Beton yoğunluğu

Asık suratlı yığınlar

Ulaşım karmaşası

Tek düze, renksiz bir hayat

Kentlerin keyfi kaçtı

Kentlerde, bundan 40 yıl kadar öncenin şen şakrak insanlarının yerini, ruhunu öfke ve üzüntüye rehin bırakmış olan robotlar aldı.

Mahalle kültürü bitti. Komşuluk bitti. Kahkahalar bitti.

Kentlerin kendilerine özel kokuları vardı. O kokuların yerini duman, egzos, çöp kokuları aldı

Antalya, portakal çiçeği kokardı..

İstanbul’un kendisine has kokusu, çay ve fırından taze çıkmış simit idi.

Bolu’nun çam kokusu kilometrelerce öteden gelirdi.

Şimdi geçmiş olsun.

Betona, çöpe, insana, saçma sapan peyzaja boğulan kentlerin keyfi kaçtı.

Beslenme, uygun zamanlarda ve ahenk ile yapılan bir ritüelden, tıkınmaya dönüştü.

Biraz daha modern ve profesyonel olanlar, bu kutsal eylemi, atıştırma gibi, yeni yetme bir kavrama indirgedi.

Anadolu ve Trakya’nın, özünü korumak ve güler yüzlü kalmak için direnen kentleri dışında her yer bir yapaylık adasına dönüştü.

Her ada, çevresine kendi sınırlarını çizdi. O sınırların içinde, çapaçulluğun, derme çatmalığın, özensizliğin özerk bölgesini ilan etti.

İşin kötüsü, bu eğilim Dünyanın her tarafını sardı

Büyük kitleler halinde göç alan ve hızla büyüyen kentler arasında, geçmişe sadık kalanlar, özlerini korumayı başardılar.

Bu sadakati besleyemeyen kentler ise, anlamsız bir modernitenin kimliksiz çocuklarına dönüştü. Onları benzerlerinden ayıran bütün manalar, basit yaşam talimatlarına mağlup oldu. Belleklerden ve geleneklerden silinip gitti.

Bu özüne sadık kentler, betonun, paranın, sanayinin vahşi saldırılarını onurlu bir sükunet ile karşılıyorlar. Her atağı savuşturuyorlar. Kendileri kalmak için direniyorlar.

Bilinmeli ki, gelecek bu kentlerin olacak

Zira, onlar uzak olmayan bir gelecekte, modern yaşamın yükünü omuzlarında taşımaktan bıkan kitlelerin kadim sığınakları olarak öne çıkacaklar.

Gülüşünü, kokusunu, tadını kaybeden kentler

Gökyüzüne çıkın, devasa dürbün ile Dünyanın her tarafını tarayın. Birbirine ikiz gibi benzeyen binlerce kent bulacaksınız.

Aynı beton yığınları..

Aynı ruhsuz koşuşturma..

İçinde yaşanır gibi yapılan, aslında hayatın tüketildiği devasa binalar..

Karınca gibi koşuşturan, ama onların koşuşturmasındaki derin mananın ve misyonun minicik bir parçasını bile yansıtmayan kalabalıklar.

Kentlerin iklim değerleri, yerleşim koordinatları ve biyolojik gerçekleri ile örtüşmeyen tuhaf peyzaj ve ağaçlar. Yani, doğanın kendi kurallarına göre değil, birkaç karar vericinin keyfine göre biçimlenen yeşillendirmeler.

Binlerce yıldan bu yana damıtılmış özel zevklerin ürünü lezzetler yerine, asıllarının komik taklitleri olan mutfaklar.

Şimdi durup düşünelim;

Ben, “ Antalya turist sayısı itibarıyla başa güreşen bir destinasyon olabilir. Ama turist, kente değil otellerdeki büfelere, içkiye, yatağa, eğlenceye geliyor” derken haksız mıyım?

Ben bu kente “ Dev Bir Yatakhane ve Dev Bir Yemekhane” derken abartıyor muyum?

Eğer, Portakal Çiçeği Bulvarı sadece bir cadde ismi olarak kalmasaydı…

O birkaç kilometrelik caddenin bir ucundan yürüyerek girenler, yüz metre sonra, muhteşem portakal çiçeği kokusunun cazibesi ile kendilerinden geçselerdi..

O cadde bir koku mabedine dönüşmez miydi?

Kimse bana kızmasın.

Antalya da gülüşünü, kokusunu, tadını kaybeden kentler arasında artık.

İstanbul da…

İzmir de…

Bu kentleri kazanma şansımız var mı?

Elbette var.

Bu kentlerin bundan 50 yıl önceki modellerini bulalım.

O modeli esas alarak, en azından kentin bazı bölgelerinde kültür, sanat, doğal yaşam ve konukseverlik vahaları oluşturalım.

Gelecek, hayata yumuşak gücü katabilen kentlerin olacak.

Yumuşak gücün bileşenleri ise, zarafet, tarihsel miras, mutfak, sanat, kültür, insanilik, merhamet, vicdan, etik gibi değerler olacak.

Bu yumuşak güç ile yaşayan, yönetilen  kentlerin yüzü gülecek..

Kokusu insanı saracak..

Bu kentler ziyaretçilerini de, yaşayanlarını da kucaklayacak.

Gelin, Gülen ve Kucaklayan Kentler atağını başlatalım.

Ama bunun için önce betonu ve plastiği yenmemiz gerekiyor

22 Aralık 2020 Salı

Otelcilikte geleceği olmayan meslekler ( son )

 Son 30 yılın gelişmelerine bir bakmaya ne dersiniz?

Bu dostane uyarıyı ciddiye alsanız iyi olur.

1990’larda bazı endüstriler hızla otomasyona yöneldiler. Başta bankalar olmak üzere, birçok üretim otomasyon ile tanıştı.

Bugün milyonlarca işsiz olması bu sürecin bir sonucudur.

Tarımda..

Otomotivde..

Kimyada

Hizmet sektöründe..

Milyonlarca çalışanın yerini robotlar ve makineler aldı..

1980’lerde banka şubeleri çalışanlar ile dolu idi.  Küçücük bir Anadolu kasabasının banka şubesinde en az 7-8 kişi olduğunu hatırlarım.

Bir de şimdi gidin bakın bu şubelere.

Şubenin yoğunluğuna göre en fazla 3-4 çalışan.

Bankaların iş yükü nereye kaydı?

Her gün belki onlarca kez önünden geçiyorsunuz. ATM’lere.

İnternet ve telefon bankacılığına..

İşin trajikomik boyutu ise şurada… 

Teknoloji, bankalardaki çalışan sayısını ekin gibi biçmeye başlarken, henüz tehlikenin farkında olmayan çalışanlar bu gelişmelere alkış tutmuştu.

Otellerde de aynı süreç yaşanacak

Güçlü bir karar alma iradesi ve insani dokunuş gerektiren işler dışında kalanların hepsi otomasyona dahil olacak. Robotlar işleri üstlenecek.

Otelin çevresinde gece gözetlemesi yapan ve bunu yaparken de bir an bile uyuklamayacağından emin olunan bir robot güvenlikçi..

Sos hazırlayan..

Yemek pişiren ..

Ekmek kesen..

Masaları temizleyen

Bulaşık yıkayan robotlara kendinizi hazırlayın.

Yüzme havuzlarını 24 saat boyunca temizleyen robotlara da..

Hatta abartı olur mu bilmiyorum, ama cankurtaran robotlar bile olabilir sanıyorum.

İnsansız çalışan restoran mümkün mü?

Tam otomatik restoranlar artık bilimkurgu romanlarının bir parçası değil.

Boston'da robotla çalışan bir restoran olan Spyce, otomasyon etrafında inşa edilmiş bir yapılanmayı başarılı biçimde yönetiyor.

Otel taşıma elemanları: Aloft Cupertino, 2014 yılında bir Relay teslimat robotunu piyasaya sürdüğünden beri, otellerde taşıyıcı ve teslimat robotları kullanılıyor.

Aethon'un Relay robotları ve Tug robotları, konuklara oda servisi sunmak için otellerde giderek daha fazla kullanılıyor. Bagajların taşınması, oda servisi yemekleri ve temiz çarşafların tedarik edilmesi gibi hizmetleri üstlenmiş durumdalar.

Süreci başlatmanın önündeki engeller – şimdilik.

Şu anda sektörümüzün hızlı robotlaşmasının önünde iki ana engel var;

Tesis sahipleri ve işletmecilerin yeni teknolojilere yatırım yapma konusundaki isteksizliği.

Yeni teknolojiyi anlamakta zorlanma ve yeni teknolojiden korkmak:

‘ Bu süreç çok zor görünüyor. Bununla başa çıkacak eğitimli personelim yok. Operasyonları çok karmaşık hale getirir’

19. yüzyılın başlarında İngiltere'deki Luddite hareketinin Sanayi Devrimi'ni durduramaması gibi, yukarıdakilerin hiçbiri endüstrimizde robotik ve otomasyonunu durduramayacak.

Birçok işletme sahibi ve işletmecisi, otelciliğin, inşa etmiş olduğu bina ile sınırlı olduğunu düşünüyor. Bazı otelciler, konuk odalarına IoT cihazları kurmak veya mobil check-in uygulamak yerine, lobideki halıyı değiştirmeye öncelik verebiliyor.

İster beğenelim ister beğenmeyelim, otelcilik, hızla bir teknoloji endüstrisi haline geliyor.

Dijital dönüşüm şimdiden sektörü değiştiriyor ve mevcut kriz bu süreci hızlandıracak.

Bunun ana nedeni, günümüzün teknoloji meraklısı müşterilerinin, evlerinde hali hazırda keyif aldıkları teknolojik gelişmeleri otellerde de bulmak istemeleridir.

Robot teknolojisi, yapay zeka, mobilite, IoT cihazları ve temassız check-in teknolojisi, sektör genelinde çok hızlı bir şekilde benimseniyor.

İnsanların yerine robotlar

Teknoloji, otelcilik sektöründe insanın yerini tamamen alacak mı?

Yeni nesil teknoloji, hiç şüphesiz otelcilikte sıradan, tekrarlayan ve tehlikeli işlerin yerini alacaktır. Ancak teknoloji, çok yakın zamanda, insan becerileri, sıcak hizmet, hızlı, ani karar verme opsiyonları gibi durumların yerine geçemeyecektir.

Robot ahçıların ünlü bir şefi yerini alamayacağı aşikar. Otomasyon ve robotların, yüksek vasıflı müşteri hizmetleri personelinin, deneyimli otel müdürlerinin, CRM ve marketing uzmanlarının yerini alamayacağı ortada. Bu durumda, mesele robotlar ile insan gücü arasında sağlıklı bir denge kurabilmekte.

Robotlaşma

Sektörümüzün robotlaşması ve otomasyonu kaçınılmazdır.

Önümüzdeki 10 yıl içinde pek çok otelin koronavirüs öncesi personel seviyesinin yarısı ile faaliyet göstereceğine ve giderek daha fazla sayıda yarı ve tam otomatik otel örneği göreceğimizden endişe ediyorum.

Teknolojiden elde edilecek olan tasarruf, otel robotlaşması ve otomasyonu için gerekli olan yeni nesil teknolojiyi karşılamak için fazlasıyla yeterli olacaktır.

Dünyadan örnekler

Konuk Odası Otomasyonu

Abu Dabi’de bulunan 214 odalı Shangri La otel, yeni teknoloji ile yönetilen bir otomasyon sistemine geçmiş durumda.

Otel rezervasyon sistemi bir odayı "Boş" durumundan "Dolu" durumuna aktardığında, merkezi sistem, oda sıcaklığını ideal bir seviyeye ayarlar.

Sistem ayrıca personelin misafir çağrısına yanıt vermesi, enerji tasarrufu verileri, oda doluluk durumu vb. gibi değerli operasyonel verileri sağlar ve otel personelinin manuel hatalarını önemli ölçüde azaltır.

Yapay Zeka

Oteller, otomatik oda özellikleriyle birlikte benzersiz ve akılda kalıcı müşteri deneyimleri oluşturmak için artık yapay zekayı kullanıyor.

Örneğin, bir oda sabah saatlerinde konuk tarafından "uyanacak" şekilde programlandığında, AI tercih edilen bir haber veya radyo istasyonunu açıp açmak gibi otomatik özellikleri harekete geçiriyor.

BAE'deki Al Ain Rotana Hotel, konuklara oda içi kişiselleştirme olanağı da sunuyor.

Her oda, Misafir Otomasyon Sisteminin bir parçası olarak, misafirin odadaki tüm ışıkları çalıştırabileceği, klimayı açıp kapatabileceği ve odadaki sıcaklığı ayarlayıp görüntüleyebileceği bir akıllı yatak yan konsoluna sahiptir.

Yapay Zeka, otel konuklarına ses ya da mesaj ile ‘ danışmanlık’ yapmak için programlanmış sohbet robotlarına da olanak sağlıyor. Bu robotlar, tesisteki bar, restoran gibi ünitelerden sipariş vermeyi hatırlatıyor. Oda temizliklerini planlamalarına yardımcı oluyor. Konaklama paketlerine bir de spa bakımı eklemelerini sağlıyor.

Çevre ile etkileşimin iyileştirilmesi

Bakım, altyapı servisleri, işletme maliyetlerinin yüzde 6’sını teşkil eder. Enerji giderek daha pahalı bir kaynak haline geliyor.

Bu nedenle otellerin sürdürülebilir uygulamalara yönelmesi gerekiyor. Bu yönelimin ilk adımı da misafir odası olabilir.

Aydınlatma ve klimalar konuğun durumuna ve odanın boş ya da dolu olmasına bağlı olarak çalışabilir.  Örneğin, balkonda bir misafir varsa, odadaki sensörler bu durumu hemen "fark eder" ve devreler bekleme moduna geçer.

Mobil konsiyerj servisleri

Tüketicilerin eğilimi telefon görüşmeleri ya da yüz yüze iletişim üstünden metin mesajlarına ve sesli sohbetlere doğru kayıyor.

Buna paralel olarak mobil servisler daha çok talep görmeye başlayacak. Marriott Mobile App bunu "Her Şeyi Sor" adlı özelliğiyle sunuyor.

Bu uygulama, banyo ve yatak çarşafları siparişi, oda temizleme hizmetleri veya sadece basit bir "Bu gece dışarı çıkılabilecek en iyi yer neresi?" gibi temel taleplerin ötesine geçen, 24 saat konsiyerj hizmetidir.

Ayrıca, telefon arama veya resepsiyon ziyaretini atlayarak konukları doğrudan bir personele bağlayabilir.

Sesli Komut Teknolojisi

Her yıl daha fazla sayıda otel oda içi sesli komut teknolojisi sunuyor. Başucu konsolunun yanına yerleştirildiğinde ve sesli komutları anlayacak şekilde donatıldığında, bu kişisel asistan, bir konsiyerj ile aynı olanakların çoğunu sunabilir.

Ayrıca, bir otel odasının aydınlatmasının, sıcaklığının ve görsel-işitsel bileşenlerinin her yönünü kontrol etmek için de kullanılabilir. Ayrıca, şirket içi tekliflerle sorunsuz bir şekilde entegre edilebilir ve hatta uyandıklarında konuklara "Günaydın" diye seslenebilir.

Uzun sözün kısası..

Otellerde çalışmakta olan herkes kendisini böyle bir geleceğe hazırlamalıdır.

Dijital Dünyaya girin. Kendinizi geliştirin. Online süreçlere hakim olun.

Yoksa işler kötü…

 

19 Aralık 2020 Cumartesi

Otelcilikte Geleceği Olmayan Meslekler

 

Otellerde çalışan ve hayatını bu işten kazanan kardeşlerime kötü haberlerim var.

Çok uzak olmayan bir gelecekte birçok meslek kaybolacak. Daha doğru ifade edelim. Bu mesleklerin yapmak olduğu işler insanlardan alınıp robotlara verilecek.

Yapay zeka ve otomasyon da devreye girecek ve otellerde birçok işi üstlenecek.

Bu gelişme sadece turizme özel değil.

Bütün sektörler robotlaşma ve üretimin otomasyonu aşamasına geçtiler.

Başta oteller olmak üzere, turizmin bütün dalları yapay zekayı ve robotları kullanarak maliyetleri düşürme ve verimliliği yükseltme yoluna girdiler.

İşverenler ve üst yönetimler açısından bakıldığında, otellerde robot kullanımı ve yapay zeka onlara birçok fayda sağlıyor.

1.    Emek yoğun olan sektörü bu alanda rahatlatıyor. İnsan kaynakları maliyetlerini azaltıyor. İşletmeleri orta ve uzun vadede Kıdem yükünden kurtarıyor.

2.    Mesai saatleri kavramını ortadan kaldırıyor. Başta temizlik olmak üzere, bakım, pişirme, güvenlik gibi alanlarda, insana dayalı mesai sınırını yok ediyor.

3.    Elektrik, kimya, yüksekteki çalışma alanlarındaki sağlık, güvenlik gibi riskleri sıfıra indiriyor. Buralarda çalışan insanların yerini alarak onları riskten kurtarıyor

4.    İnsanın yorgunluğu, yetersizliği gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilecek hataların oranını sıfıra indiriyor.

5.    Otellerdeki birçok süreci hızlandırarak, zamana karşı yapılan yarışta işletmelere büyük bir avantaj sağlıyor.

İnsanlık ekonomi ve sosyal yaşamda yeni bir aşamaya geçti ve hızla ilerliyor.

Üretimde ve hayatın bir çok alanında artık insan emeğinin yerini robotlar, yapay zeka ve otomatizasyon aldı. Bu sürecin nereye kadar devam edeceğini kestirmek zor görünüyor.

Dünya Ekonomik Forumunun yayınladığı Mesleklerin Geleceği 2020 raporu, bir çok meslek grubu için pek olumlu haberler vermiyor. 2025 yılı itibarıyla 85 milyon çalışan, robotlaşma ve otomasyona yönelik deprem misali kayma nedeniyle işsiz kalacak.

Tehlikeli, çok basit ya da kolay tekrarlara dayalı işleri yapan mavi yakalılar, eğitimsiz ya da düşük becerili çalışanlar, montaj hattı ve fabrika çalışanları bu listenin başında geliyor.

Ama yerine yeni meslekler geliyor

Aynı raporda ‘ geleceğin meslekleri’ olarak tanımlanabilecek olan 97 milyon yeni istihdam devreye girecek. Bu yeni meslekler, insanlar, makineler ve algoritmaların ortaklığından elde edilen yeni bir kategoriye ait olacaklar.

Bu tür mesleklere örnek vermek gerekirse, veri analistleri, Yapay Zeka Öğrenim uzmanı, dijital transformasyon uzmanı, software ve uygulama geliştiriciler, robotlaştırma stratejistleri, robot teknolojileri, robot eğitmenleri ve bakım uzmanları.

Mevcut Covid19 krizi, müşteri ile etkileşimlerin dijitalleşmesini, bütün Dünyada, neredeyse gelecek 3 yıla sıkıştırmış durumda.

Hoşumuza gitmese de, robotlaşma ve otomatizasyon otelcilik endüstrisine de giriyor. Bu gün Dünyada binlerce otelde robotlar devreye girmiş bulunmakta.

Otelcilik de robotlaşacak

Gelecek yıllarda, robotların otellerde birçok mesleği devralmaya başladığına tanık olacağız. 

Kat hizmetleri, taşıyıcılar, belboylar, konsiyerj ve güvenlik, tezgah aşçıları, oda servisleri, barmenler, garsonlar gibi, tehlikeli, tekrarlara dayalı, basit görevler hızla robotların eline geçecek. Bu süreç bazı ülkelerde çoktan başladı.

Yapay zeka, robotlar ve otomatizasyon, mobilite gibi yeni nesil teknolojilerin sektörde çok sayıda soruna çözüm sağlaması bekleniyor;

Sıkıcı, tekrarlayan, kirli veya tehlikeli işler

Eğitimli çalışanların iş değiştirme tempolarına çözüm (% 20 ila% 30)

Yetersiz disiplin, motivasyon eksikliği vb. sorunlara çözüm.

İşletmelere yüksek bir külfet getiren çalışan maliyetlerine çözüm.

Üretkenliğin arttırılması

En alt kademedeki çalışanlar, ya da vasıfsız eleman yetersizliğine çözüm.

Otel kategorisine göre işçilik maliyetleri, otel işletme maliyetlerinin% 36 ila% 50'sini oluşturmaktadır ve düşük seyahat potansiyeli, düşük doluluk oranı ve yıkıcı ciroların olduğu bu zamanlarda, robotizasyon ve otomasyon, otel sahipleri ve işletmecileri için giderek daha çekici hale gelmektedir.

Konaklama işletmelerinde başarılı robotik ve otomasyon uygulamalarına ilişkin birkaç örnek vermek gerekirse;

Marriott ve Hilton ve diğer bazı büyük markalar tarafından geliştirilen Akıllı Oda neler yapıyor, bir bakmakta yarar var.

Hilton Otelleri IBM ile birlikte 2016 yılında “Connie” adını verdikleri concierge robotunu geliştirmiştir. Otel misafirleri robota kişisel sorular, yeme içme ve seyahat ile ilgili sorular sorabilmekte otel içi ve çevresi hakkında geniş bilgi alabilmektedir. Birçok dilden anlayabilen robot, misafirlere anında cevap verebilmektedir. Robot her insan ile etkileşimden yapay zekâ sayesinde yeni şeyler öğrenebilmekte ve bu bilgiyi ilerleyen süreçlerde hizmet kalitesini iyileştirme amaçlı kullanabilmektedir

Bakın Akıllı Oda neler yapabiliyor?

Bu oda tercihlerinizi biliyor. Siz giriş yapmadan önce, aydınlatma, oda sıcaklığı gibi özellikleri hazırlıyor.

Akıllı TV’de programları seçiyor ve oynatma sırasını ayarlıyor. Temizlik, ekstra yastık ya da battaniye siz gelmeden önce hazırlanmış oluyor. Hatta sevdiğiniz viski markası bile masanızda hazır tutuluyor.

Hilton CEO'su Christopher Nassetta, "Bağlantılı Oda" konseptini şöyle anlatıyor: "Odanın sizi tanıdığı ve odanızı bildiğiniz bir dünya hayal edin."

Her departmanda robotlar

Ön Büro: Mobil ve temassız check in işlemleri hızla devreye girdi ve Önbüro personelinin büyük bir kısmını açığa çıkardı.

Konsiyerj: Hilton’un konsiyerj robotu Connie IBM ile işbirliği içinde üretildi. Konuklara, yakınlardaki cazibe merkezleri, yeme içme mekanları ve otel hakkındaki bilgileri eksiksiz sunabiliyor.

Temizlik ve dezenfeksiyon: Xenex Dezenfekte Servisleri isimli şirket bir robot geliştirdi. Germ- Zapping isimli UV-C ışınlı robot virüs, bakterilr ve diğer zararlılar ile mücadelede çok yüksek başarı sağladı. ABD’de yüzlerce otelde devreye girmiş durumda.

Barmenler: Tispy Robot ( Makr Shakr ) gibi robot barmenler saatte 120 ve üzeri içki hazırlayabiliyorlar. Bir tanesi 4 barmenin yerini tutuyor. İçki zayiatını da yüzde 25 kadar azaltabiliyor.

Temizlik: Halen Dünyada 2000 kadar otele yerleştirilmiş olan Rosie be Maidbot gibi robotlar, odalarda ve genel alanlarda temizlik noktasında insanlardan yüzde 80 oranında daha hızlı sonuç alıyorlar. Kaldı ki, robot temizlik görevlilerinin mesai saatleri diye bir kısıtlamasının olmadığını da dikkate almak gerekir. Keza, toksik dezenfektanlar, elektrostatik püskürtücüler, UV-C cihazları ile çalışırken, insanlar gibi sağlık riskleri de yoktur. Dahası da var. Robotlar insanlara göre 6 kat daha z maliyetli.

Otel güvenliği: Knigtscope tamamen otomatik bir güvenlik robotu geliştirdi. Tatil köylerinde, büyük otellerde, kumarhanelerde, eğlence mekanlarında, dış mekanlarda yoğun olarak kullanılıyor. Bir güvenlik robotunun saatlik maliyeti  7-10 dolar arasında iken insan güvenlikçiler ise 25-30 dolarlık saat maliyetine sahip. ( ABD )

Servis: Keenon Robotics'in robot garsonları dünya çapında 5.000'den fazla restoranda konuşlandırıldı ve garsonların tamamını devre dışı bıraktı.

Mutfak personeli: Flippy by Miso Robotics gibi robotlar, CaliBurger ve White Castle Restoranlarında müşterilerinin zevkine göre burger çevirirken, Chowbotics'in salata yapma robotu Sally, insan hızının dört katına çıkarak imza salataları hazırlıyor.

Devam edecek

13 Aralık 2020 Pazar

2021’den mesaj var- ‘ Değiş ya da Öl’

Çalışarak Tatil

Tatilcilerin gündemine Workation – Çalışarak Tatil kavramı girdi. Artık, uzaktan çalışma hayatımızın içine girdi. Bu konuda bir düzeltme gerekiyor.

Uzaktan çalışma, evde mutfak masasına bir notebook koyup oradan çalışmaktan çok daha ötesi. Uzaktan çalışma ya da başka bir ifade ile online çalışma, yazlıklardan çıkıp dağlarda, sahillerde keyifli ortamlarda çalışmak anlamına geliyor.

Bir zamanlar seçkinlere özel olan Dijital Gezginlik konsepti artık herkes için geçerli hale geliyor. Artık online çalışma kendisini kanıtladığına göre, şirketlerin bu alana daha fazla yöneleceklerini kabul edebiliriz.

Bu sürecin otelcilere verdiği mesaj, artık özellikle beyaz yakalılar için tatil ve çalışmanın iç içe geçiyor olmasıdır.

Tatilde Aile ön plana çıkacak

2021’den itibaren, nereye gidildiğinden ziyade kiminle tatile gidildiği önem kazanacak.

Covid19 sonrasında süreci bittiğinde, bizimle birlikte tatile çıkacak olanlar konusunda azami dikkat gösterilecek. Hatta insanlar bu tatillerde aile dışında insanlarla bir arada olma fikrinden uzaklaşacaklar.

2021 tatillerinde aile ya da çok yakın akrabalar öne çıkacak. Birkaç kuşağın bir araya gelip tatile çıkması yaygınlaşacak. 2020 bize gidilen destinasyondan çok kimlerle gittiğimizin önemli olduğunu öğretti.

Daha uzun konaklamalar

Sağlık ile ilgili acil durum ilan edildikten sonra, insanlar birçok planlarını 2021’e ertelediler.

Buna mezuniyet partileri, evlilik törenleri, doğum günü partileri de dahildir. 2021’de, sağlık riskinin ortadan tamamen kalkmasına bağlı olarak, bütün bu planlar tekrar gündeme gelecek. Daha fazla sayıda insan kendilerini eğlenceli deneyimlere bırakacak. Tatillerin süresi uzayacak. Destinasyonlardaki aktivitelere olan ilgi artacak.

Son Dakika çok yaygınlaşacak

Önceki yıllarda tatilciler alışkanlıklar noktasında iki gruba ayrılıyordu. Tatillerini aylar önceden planlayanlar ve bu kararı son dakikaya bırakanlar.

Kısıtlamaların kalkması ile birlikte ikinci grupta yoğun bir artış ortaya çıktı. İnsanların büyük br çoğunluğu artık tatilerini son dakikaya bırakmaya başladı.

Hem son dakika hem de seçenekleri çok aşırı titizlikle araştırma eğilimi giderek güçlenmeye başladı. Belirsizlikten beslenen bu trend 2021’de yoğunlaşarak devam edecek.

Yeşil Turizm

Sosyal mesafe artık hayatımızın önemli bir bileşeni oldu. Bu durumda, doğada kaybolmak ve kalabalıklardan uzaklaşmak yaygınlaşacak.

İnsanlar doğaya daldıklarında, iki metre mesafe doğal olarak sağlanmış oluyor. Uzaktan çalışmanın çok uzaklara seyahat etmek anlamına gelmediğini de bilmemiz gerekir.

Birçok şehirde dev parklar ve devasa bahçeler var. Buralarda kalabalıklardan uzaklaşma sağlanabilir. Bütün bunlardan çıkan sonuç, gelecek yıl ve sonrasında doğa içinde, yeşil ve sürdürülebilir tatil yoğunlaşacak.

Yavaş seyahat

2020 bütün Dünyada hayata karşı daha yavaş bir yaklaşımı teşvik etti. Birçok seyahat eden insan aşırı telaş ve koşuşturmanın gereksizliğini farketti. Bu yaklaşım insanların tatil tarzına da yansıyacak. Tatilciler, destinasyonlarda daha sakin ve uzun süreli tatillere yönelecekler. Gidilen tatil bölgesini her yönü ile tanımak eğilimi güçlenecek. Farklı deneyimler, kültürler ve geleneklere olan ilgi yükselecek.

Misafir Deneyimine olan gereksinim çok artacak

Gelecek yıldan itibaren, ilham vermeyen ve boğucu otel konseptlerinden ve çağın gerisinde kalmış prosedürlerden uzaklaşma hızlanacak. Bu arayış zaten başlamıştı. Covid19 sürecinin başlaması hayatın her alanına ‘ yeni normal’ standartlarını getirdi. Otelcilik de bundan payını aldı ve tatilciler işletmelerin yeniden yapılanmasını bekliyor.

Bu yapılanmaya bağlı olarak ne gelişmeler var?

Otelcilikte yeni, lüks – Güvenlik

‘Beklentilerin üstünde ve ötesinde’ otellerin mükemmel hizmeti tanımlamak için kullandıkları bir kavramdır.

Fakat iş sağlık ve güvenlik önlemlerine gelince, bu kavram hangi pratik adımların atılmasını sağlamalıdır? Covid19’un hala bir tehdit olduğu böylesi zor zamanlarda, bu alandaki beklentileri nasıl karşılayabiliriz? Benzersiz müşteri deneyimlerini nasıl sunarız?

Öneriler

2020’deki örneklerden faydalanarak başarılı biçimde geliştirilmiş protokoller sunun. Böylece konuklarınızın kafası sağlık ile ilgiliş endişelerden uzak olur.

-      Her adımda konuklarınızın yanında olun. Rezervasyon aşamasından, tatilini tamamlayıp evine dönene kadar bütün aşamalarda varlığınızı hissettirin.

-      Direkt rezervasyon yapanlara mutlaka bir email gönderin ve otelde alınan her türlü sağlık ve güvenlik önlemlerini duyurun. Bu bilgilendirmede check in bilgisini, temizlik protokollerini, otel çevresinde güvenilir eğlence ve aktivite merkezlerini bildirin. Baştan güven sağlayın.

-      Şunu unutmayın. Satın alma aşamasından itibaren sizin önlemleriniz ile ilgili en küçük bir kuşku rezervasyon iptali ile sonuçlanacaktır.

-      2021 rezervasyonlarında, misafirler, size ya da acentelere ilk önce otelin güvenilir olup olmadığını soracaklar. Dolayısı ile güven daha işin en başında sağlanmalıdır. Bu itibarla hem kendi kanallarınızda, hem de acentelerinizde, sağlık ve hijyen politikalarınız ile ilgili detaylı bilgi olmalıdır.

-      Müşterinin satın alma sürecinin her aşamasında markanız ve bütün bilgi kanallarınız ile onun yanında olduğunuzu hissettirin.

-      Covid19’dan etkilenmeyen, güvenilir etkinlikler ve eğlence programları geliştirin. 2020’den çıkaracağınız dersleri düşünerek insanlara güvenli spor, eğlence aktiviteleri sunun ve bunu önceden duyurun.

-      Müşterinizin her türlü bilgiye ulaşmasını sağlayın. Her aşamada rahat ve bilgili olması için kanallarınızı oluşturun.

·         Protokollerinizi anlatan QR kodlar işinize yarayacaktır.

·         Check in sırasında her konuğunuza herhangi bir sorusu olupm olmadığını sorun

 

·         Detaylara dikkat müşterinizin güvenini sağlayacaktır.

Önce temizlik

Bütün Dünyada, otelcilik alanında yapılan araştırmalarda, artık insanlar için en önemli kelimenin ‘ temizlik’ olduğu anlaşıldı. Bunun hemen arkasından ise sağlık geliyor. Bu noktada, artık temizlik kelimesi için müşterinin çok farklı bir tanımı olduğunu görmemiz gerekiyor. Mesele sadece bir oda ve genel alan temizliğinin çok ötesine geçti. Temizlik, artık daha geniş bir tanımlama ile bakteriden ve virüsten arınmış mekan anlamına geliyor.

Teknoloji

2021’de virüse ve bakterilere karşı çok daha güçlü mücadele ekipmanlaır devreye girecek. Bunları kullanmak karşı tarafa güven verecektir.

İletişim – Müşteriler ile direkt iletişim için her türlü teknolojiyi kullanmak gerekiyor.

Pazarlama mesajı- Pazarlama mesajınızda temel insiyatiflerinizi yansıtın

Bütün departmanlar önemlidir. Ama siz özellikle mutfak ve servis alanlarında aldığınız özel önlemleri duyurursanız, endişeleri büyükj ölçüde giderebilirsiniz.

Bırakın müşteri deneyimi sizin adınıza konuşsun. Müşteri yorumlarınızı ve size ilettiği teşekkürleri mutlaka kullanın. Başarı hikayelerinizi olabildiğince yaygınlaştırın.

Misafirin duymadığı ya da içinde olmadığı süreçlere zaman ve para ayırmak kadar büyük bir hata yoktur. Müşteri satın alma sürecinin her aşamasına bu bilgiyi ekleyin.

Kişiselleştirme

Benzersiz deneyimler yaratmak otelciliğin her zaman önemli bir bileşeni olmuştur. Bununla beraber misafirlerin konaklamalarını benzersiz diye nitelemeleri için temel gereksinimlerinden daha fazlasını karşılamak gerekir. Misafirin cile getirmediği beklentilerini bile keşfedip karşılamak bu işin sırrıdır.

Hepsinin de ötesinde, konaklayan misafirlere insani dokunuşu hissettirmek en başta gelen farklılaştırma yöntemidir.

Sağlık, egzersiz ve wellness konaklamaları

Spor artık insanların günlük aktiviteleri arasında giderek daha fazla yer kaplamaya başladı. Bunu yaşam kalitelerini yükseltmek için tercih ediyorlar. Dünya spor aktivitelerinn yarattığı ciro 2020 sonu itibarıyla 900 milyar doları aşmış durumda.

Durum böyle ise, artık oteller spor ve wellness alanına daha fazla eğilmeli ve daha çok yatırım yapmalıdır. Yoga, sağlık egzersizleri artık servisler arasında olmalı.

Yaşlanan nüfusu ve milenyum kuşağını dikkate almak

Turizm ve otelcilik için bir başka zorluk, farklı kuşakların gereksinimlerini ve alışkanlıklarını dikkat almaktır. Mesele, farklı beklentilere üretilecek çözümleri tek bir potada eritebilmektir. Aynı mekanlarda farklı kuşaklara hizmet etmek yüksek beceri gerektirir.

60 yaş üzeri nüfus gelecek birkaç 10 yıl içinde genel nüfusun içinde çok büyük bir yüzdeye ulaşacak. Artış hızı yüzde 58’leri bulacak.

Oteller bu geleceği öngörmeli ve hazırlıklarını buna göre yapmalıdır. Bu hazırlıklar 60 yaş üzerinin eğlence ve beslenme alışkanlıklarına göre yeniden ve yeniden yapılandırılmalıdır.

Otel konseptleri trendi

Sürdürülebilir lifestyle ve ağırlama

Sürdürülebilir ağırlama kavramı günden güne daha çok yaygınlaşıyor. 

Yapılan istatistiklere göre küresel seyahat edenlerin yüzde 73’ü en az bir sefer doğa dostu ya da yeşil otellerde konaklamaya sıcak bakıyor.  Otellerin topluma yararlı olması ve doğa dostu olması her zamandan daha fazla önem kazandı.

2021 ve sonrasındaki yeni akımlar, turizmin ve otelciliğin kökten değişmesinin işaretleridir.

Bu değişimleri okuyan ve kendisi de değişebilen markalar ayakta kalacak.


8 Aralık 2020 Salı

Tatil Tercihlerinde Keskin Değişikliklere Dikkat

2021 sezonuna umut ve heyecan ile hazırlanıyoruz.

Ama…

Gelecek seneden itibaren tatilcilerin alışkanlıklarında kökten değişimlerin yaşanmasına kendimizi ve işletmelerimizi hazırlamamız gerekiyor.

Bu değişim ani olmayacak, zamana yayılacak ve birkaç dönem sonra insanların çok farklı tatil tercihleri yapacağına tanık olacağız.

Batı Avrupa’da yapılan araştırmalarda, çevre faktörünün tatil kararlarını etkileme oranı büyük bir artış gösterdi. Bu işletmeler için bir sinyal olmalıdır.

Seyahate çıkacak olanlar aşağıdaki başlıklarda hassas olacaklar

Kişisel güvenlik

İşletmelerin temizliği ve hijyeni

Çevreye saygı

Sunulan yemeklerin sağlıklı olması

Daha fazla eğlence ve aktivite

Bu konuda özellikle Batı’da güçlü bir akımın başladığını söyleyebiliriz. Yapılan anketler genellikle sağlık, güvenlik ve çevre konusunda yüksek bir hassasiyete işaret ediyor.

İngiltere’de, gelecekteki tatillerinde çevreye saygılı destinasyonları ve işletmeleri tercih edeceğini söyleyenlerin oranı yüzde 77 oldu.

Batı Avrupa’da tatilcilerin yaklaşık yüzde 49’u, Covid19’un seyahat sektörünün çevreye olan etkileri konusunda bir farkındalık yarattığını söyledi. Yüzde 18 ise, toplu karantinada doğal hayatın iyileşme belirtileri göstermesini sevinçle karşıladıklarını belirterek, bundan böyle daha çevre dostu tatillere yöneleceklerini söylediler.

Temel pazarlardan İngiltere’de neler oluyor?

2000 İngiliz ile yapılan bir anket, genel tatilci eğilimi hakkında önemli ipuçları veriyor. Covid19 pandemisine bağlı karantina süresince denizlerde ortaya çıkan temizlik ve doğadaki iyileşmeler insanların çevre konusundaki hassasiyetini arttırmış görünüyor.

Başta İngiltere olmak üzere, Batı Avrupa, bundan böyle çevreye duyarlı, hassas ve sürdürülebilir turizme daha çok ilgi gösterecek.

Batı Avrupa’yı kapsayan bu ankette sorulan sorulardan bir tanesi;

“ Sizi, bundan sonraki seyahatlerinizde çevreye daha hassas olmaya iten neden nedir?”

Büyük bir çoğunluk temel sebep olarak Covid19’u belirtti. Yüzde 18 vahşi hayattaki toparlamaya özellikle vurgu yaptı. Yüzde 15 ise seyahat yasakları döneminde hava kirliliğindeki düşüşü önemsediğini belirtti. Yüzde 14 ise Covid19’un kendilerini hayata ve çevreye daha saygılı olmaya yönelttiğini ifade etti.

Bunların dışında, bazı başka etkilenmeler de aşağıdaki gibi oldu;

Online etkileyiciler yüzde 9

Medya yüzde 8

Yardım kurumları yüzde 7

Çevre ile ilgili protestolar yüzde 7

Sosyal medya yüzde 4

Politikacılar yüzde 2

Öte yandan, Batı Avrupalıların yüzde 25’i gelecek yıllarda tatil için ülke içini tercih edeceğini vurguluyor. Katılımcıların yüzde 25’i ise daha seyrek tatile çıkacağını belirtiyor.

İstatistiklerin açılımı aşağıdaki gibidir,

İşletmenin enerji tüketimine bakacağım - yüzde 26

Tatil için ülkemi tercih edeceğim -  yüzde 25

Daha az tatile çıkacağım -  yüzde 25

Ulaşım için toplu taşımayı tercih edeceğim - yüzde 21

Uçak seyahatlerimi azaltacağım  - yüzde 21

Uzak bölgelere tatile gitmeyeceğim – yüzde 20

Seyahat için daha hafif bagajlar yapacağım – yüzde 19

Çevre dostu tesisleri tercih edeceğim – yüzde 17

2021 için öne çıkan olasılıklar

Gelecek yılın hayata ve turizme ne getireceğini tahmin etmek güç olsa da, bazı ihtimalleri analiz etmekte yarar var. 2020’nin bize verdiği en büyük ders, aklımızı kullanmak ve her türlü olasılığa karşı hazırlıklı olmak ve esneklik sağlamaktır.

Konu seyahat sektörü olduğunda, önceliğimiz uyumlu ve açık fikirli olmaktır.

Seyahat trendleri doğar ve kaybolur. Ama Dünya yavaş yavaş toparlanırken ve sınırlar açılmaya başlarken, insanların seyahat tutkusu yeni bir anlam kazandı. Seyahat severler 2021’de farklı seyahat planları yapmak durumunda kalacaklar.

2021 turizm sektörüne neler getirecek?

Dikkatli ulaşım

Gelecek yıl uçuşlar çok daha zor ve dikkatli olacak. Birçok havayolu koltuk sayısını azalttı. Birçok uçuş noktasını planlamadan çıkardı. Uçuş sayılarında da esaslı bir indirime gitti. Bununla da yetinmeyen şirketler uçuşlarda sağlık ve hijyen için bir çok önlem geliştirdiler.

Bundan böyle seyahate çıkmadan önce otoritelere göstermek üzere, yeni yapılmış bir Covid19 testinin negatif sonuçları da zorunlu hale geldi. Medicspot gibi firmalar seyahat edeceklere Seyahate Uygundur belgeleri vermeye başladılar. 2021’de insanların uçuşlarını rahatlatmak ve stresi gidermek için böyle uygulamaların artacağını göreceğiz.

Otoritelerin talepleri kadar, uçuşta hijyen isteyen yolcuların talepleri de etkin olacak. Yolcular uçaklar kadar, otobüs, tren gibi vasıtalarda da sosyal mesafe, maske ve her türlü hijyen önleminin alınmasını şart koşacaklar.

Açık Hava ön plana çıkacak

2021’de seyahat severler hem insanlardan hem de kalabalıklardan uzakta olmayı tercih edecekler. Bu nedenle açık hava tatilleri ön plana çıkacak. Karantinalar ve toplu kapanışlar nedeniyle haftalar ve hatta aylarca evlerde kapalı kalan insanlar, 2021’de tabiatın davetine uymak için çok hevesli olacaklar.

2021, temiz havanın, doğal olanın zirve yapacağı bir yıl olacak. İzlanda’nın ücra bölgeleri, Norveç kırsalı, Balkanların ve Türkiye’nin yaylaları tercih edilecek. Macera arayanlar, doğaseverler şehirleri bypass edecekler. Kamp gezileri, kayak, ıssız ada tatilleri patlayacak.

Küçük seyahat grupları ve mahremiyet

2021 ve sonrasında aile ve yakınlar ile birlikte olma eğilimi güçlenecek.

Pandemi, insanları birbirinden uzak tuttu. Hasta olanlar ya da bulaşma şüphesi olanlar ailelerinden uzak kaldılar.

İnsanlar hem fiziksel hem de duygusal olarak kendi dünyalarına hapsoldular. Bu nedenle, koşullar düzeldiğinde, aile ve yakınlar ile birlikte zaman geçirme eğilimi güçlenecek. Birlikte tatile çıkma planları baskın olacak.

2021, özel turların, kaçırılan balayı tatillerinin, yıl dönümleri gezilerinin yılı olacak.

Yerel ve yerli

2020’de, Batı’da ‘ staycation’ olarak ifade edilen yakın yörelerde tatil anlayışı yaygınlaşmıştı. Sınırların kapanması ve seyahatin zorlaşması insanları kendi şehirlerinde ya da yakınlarda tatile zorlamıştı.

Bu tatiller insanları mutlu etmek için yeterli oldu. Şimdi ilginç bir gelişme var. İnsanlar, vicdani gerekçelerle yerel işletmeleri desteklemeyi tercih etmeye başladılar. Buna gelecek yılın seyahat planları da dahildir.

Airbnb, yaz boyunca geliştirdiği ortak projeler ile Dünyanın hassas destinasyonlarında, yerel seyahati ve ekonomik büyümeyi desteklemeyi amaçlayan adımlar attı.

Başarılı olan bu adımlar insanların paralarını harcama noktasında daha seçici olduklarını gösteriyor.

Seyahat severler artık paraları ile neyi destekleyecekleri noktasında çok daha hassas hale geldiler. Bu da, büyük ihtimalle yeni ve güçlü bir trend olacak.

Sürdürülebilirlik ve sağlık

İklim değişikliği ve küresel ısınma artık Dünyanın önündeki en sıcak gündem maddesi oldu.

Tatilciler sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik konularında çok hassas hale geldiler. Çevre koruma adına verilen molalar, gönüllülük turları, çevre dostu tatiller artık herkesin aklında.

Giderek daha fazla sayıda insan tatil yaparken çevreye olumlu etki yapacak alternatifleri aramaya yöneldi. Bunlar arasında, çöpünü en aza indirme, karbon ayak izlerini azaltma, paylaşım ekonomisine yönelme gibi adımlar var.

2021 - Akıllı Seyahat Yılı

Buraya kadar okuduklarınız, gelecekte tatilinizi planlarken aklınızda tutmanız gereken seyahat trendleridir. Gelecek yıl da dahil olmak üzere, kimseler geleceğin neler getireceğini tam olarak tahmin edemiyor. 

Buna karşın 2020’nin bize verdiği dersler var. En azından aklımızı daha çok kullanmayı ve her olasılığa karşı yeterince esnek olmayı öğrendik.

Uyumlu olmalıyız. Daha da kötü senaryolara karşı mental hazırlık yapmalıyız.

Özellikle tatiller için geniş bir açıdan bakabilmeliyiz. Hem destinasyonlar hem işletmeler ve hem de tatilciler sağlık ve güvenliği daima ön planda tutmalılar.