Abarttım mı?
Sanmam.
Aşağıda anlatacaklarımdan sonra belki de siz şehir ile yetinmeyip ülke sınırlarına kadar genişletebilirsiniz saptamamı.
Aşağıda anlatacaklarımdan sonra belki de siz şehir ile yetinmeyip ülke sınırlarına kadar genişletebilirsiniz saptamamı.
Her şey bir camın
kırılması ile başlar.
Hatırlayın, mahallede eski
ve metruk bir ev vardır. Bir camı kırıktır. Birkaç gün sonra sağlam cam
göremezsiniz.
Sözü önce kırık cam
teorisinin sahibi Philip Zimbardo'ya, ardından 1990'ların New York
Belediyesi'nin efsane başkanı Giuliano'ya getireceğim.
Zimbardo, iki öğrencisi
ile birlikte, 1969 yılında, iki farklı bölgede bir deney yaptı.
Yoksul Bronx semti ile
zengin Palo Alto semtlerinde cadde kenarına 1959 model birer otomobil bıraktı.
Kapıları açık, plakasız ve
kaputları da aralıktı.
Bronx'taki otomobil üç gün
içinde yağmalandı, sadece kaputu kaldı. Palo Alto'daki otomobile ise bir hafta
boyunca dokunulmadı.
Zimbardo ve iki öğrencisi
otomobilin yanına gidip yerden birer taş aldılar ve kelebek camını kırdılar.
İlk darbe indirilmişti ki, herkes olaya dahil oldu, zengin beyazlar dahil
onlarca insan taşlarla otomobili birkaç dakikada enkaza çevirdiler.
" Demek ki"
diyor Zimbardo, "ilk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar
yazısının yazılmasına izin vermemek gerek. Aksi halde gelişmelerin önünü
alamayız, suçun zincirleme bir reaksiyona dönüşmesini önleyemeyiz."
1980'lerin suç ve suçlu
cenneti New York, 1993'te Rudolph Giuliani'nin Belediye Başkanı seçilmesinden
kısa bir süre sonra Dünya'nın en huzurlu kentlerinden birisine dönüştü.
Namuslu çoğunluğun cenneti
haline geldi.
Giuliani'ye bu başarının
sırrını sordular; kırık cam teorisine atıfta bulundu.
"Metruk bir bina
düşünün. Binanın camlarından birisi bile kırık olsa, o camı hemen tamir
ettirmezseniz, çok kısa sürede, oradan geçen herkes bir taş atıp binanın tüm
camlarını kırar. Ben ilk cam kırıldığında hemen tamir ettirdim."
"Bir elektrik
direğinin dibine birisi bir çöp torbası bıraksın. O çöpü hemen oradan
kaldırmazsanız, her geçen çöpünü oraya bırakır. Kısa sürede dağlar gibi çöp
birikir. Ben ilk konan çöp torbasını kaldırttım."
Bir sokağın suç bölgesine
dönüşmesi önce kırık bir cam ile başlıyor.(Siz bunu bir ülkenin suç cennetine
dönüşmesi diye başlatabilirsiniz)
Bu saptamayı yapan
Giuliani ve New York Polisi önce küçük suçlara karşı mücadeleye başladı.
Parklardaki aydınlatma lambalarına zarar verenlerden, içki şişelerini yollara
atanlardan tutun, apartman girişlerini, metro istasyonlarını tuvalet gibi
kullananlara kadar her basit suçun peşine düştü, yapanları yakaladı.
Cezalandırılmalarını
sağladı.
Mesaj açıktı; küçük ya da
büyük fark etmez, sokakların, mahallelerin suç üretim merkezlerine dönüşmesine
izin yok.
Başardılar. New York bir
suçlu sığınağı imajından hızla uzaklaştı.
Türkiye Turizmi de, bu
coğrafyaya has bir Giuliani'yi bekliyor. Özellikle kırsaldan akıl almaz bir göç
dalgasına maruz kalan kıyı kentleri ve kasabaları.
Mesleksiz, eğitimsiz ve en
küçük bir entelektüel birikimden yoksun yığınlar, son çare olarak, 'yırtmak'
için, akın akın turizm bölgelerine göç ediyor.
Kendi kültürleri, kuralları,
sorun çözme yöntemleri ve feodal bağları ile geliyorlar.
Ahlaki ya da değil, kolay
ya da zorla, bir şekilde paraya ulaşmak, hatta hayatta kalmak uğruna acımasız
bir gözü karalığı silah olarak kuşanıp, kentlerin, kasabaların çevresini ahir
zaman fatihleri duygusu ile kuşatıyorlar.
Varoşlardan kentlerin
merkezine, içinde bulundukları çaresizliğin tek nedeni gibi bakıyorlar.
Onların 'öteki'si de bu
merkezlerde yaşayan üst gelir gruplarıdır. Varoşlara ordugah kuran bu ahir
zaman fatihleri kendilerini 'öteki' üzerinden tanımlar.
Bu tanımlama, kendilerini
bugünün Robin Hood'ları olarak algılamaya kadar varır.
Böyle bir iklim suç ve
suçlu için verimli bir ortamın hazırlayıcısıdır. Bu ortamdan sahte alkol üreticisi
de çıkar, kapkaççı da, gaspçı da.
Sahte alkol insana zarar
verirmiş, kör bırakabilirmiş, hatta ölümüne neden olabilirmiş, ne gam...
Sahte alkolü turistler de
içermiş, üç genç ölürmüş, Türkiye'nin en önemli pazarında yer yerinden
oynarmış, kimin umurunda?
Ne pahasına olursa olsun
paraya ulaşmak içgüdüsel bir hedeftir artık.
Bu hedefin, kılcal
damarlara kadar nüfuz ettiği beyinlerde, Ülke imajına, ahlaki kaygılara, insan
sevgisine yer kalmaz ki.
Konu, her ne kadar göç
olgusunun sosyal sonuçlarını analiz edecek ve çözümler üretecek makro
politikaları ilgilendirse de, kısa vadede yerel otoritelerin yapabilecekleri
çok şey vardır.
Turizm Bölgelerindeki
Belediyeler, Güvenlik Güçleri, işe, kırık cam teorisini kentlerine uyarlayarak
başlayabilirler.
İlk kırık camı hemen tamir
ettirmek esastır. O cam bir gün kırık kalırsa birkaç gün içinde bir tane sağlam
cam bulamazsınız.
Önce o bina yolgeçen hanı
olur. Sonra o yolgeçen hanının sokağında suçluların borusu öter.
Girmeye korkarsınız.
Tepelerine hukukun gücünü,
yerel otoritenin caydırıcılığını ve toplumsal tepkinin aşağılayıcılığını
dikmezseniz, meydan suça kalır.
İlk kırılan camın
parçaları suçu besleyip büyüten bu ortama düşer, her türden suçun köklerine
gübre etkisi yapar.
İş, insanların canını hiçe
sayan sahte alkol üretmeye kadar varır.
Önce kentteki ilk kırık
cam hemen tamir edilmeli. İlk çöp hemen yerden alınmalı. İlk hatalı park etme
uyarılmalı. İlk taciz girişimi kursaklarda bırakılmalı. İlk yere tükürme
ayıplanmalı. İlk kırmızı ışıkta geçme cezalandırılmalı.
Hemen yarından tezi yok,
ilk sahte alkol vakasında hukuk, yerel otorite ve en önemlisi toplum en
şiddetli tepkiyi vermezse geçmiş olsun.
Yapanları
pervasızlaştırır, bu işe girişmekle, uzak durmak arasında bocalayanları da
cesaretlendirirsiniz.
Hayatın kural ve ahlak
dışı alanlarından nemalanmayı umanlara, o kentte kendilerine ekmek olmadığını
göstermek zorundayız.
Tarım yaptığınız arazide
boy veren ilk ayrık otunu kökleri ile birlikte söküp atmazsanız, birkaç ay
sonra arazinizi tanıyamazsınız.
Her tarafı sararlar.
Yaşadığımız toprakların
hak ve hukukun çiçeklerinin özgürce açtığı, endişe duymadan nefes alabildiğimiz
güvenli bahçelere dönüşmesi, ya da şiddetin ve zorbalığın filizlendiği,
sahipsiz bir coğrafya haline gelmesi, ilk ayrık otunu kökünden söküp atmanıza
bağlıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder