18 Ocak 2015 Pazar

Önemli mi olmak istersiniz, değerli mi?

Önemli mi olmak istersiniz, değerli mi?

Yani, sokakta sizden korkulmasını mı istersiniz, size sempati duyulmasını mı?

Sizinle karşılaşanlar hemen önlerini mi iliklesinler, yoksa sizi kucaklamaya mı yeltensinler?

Biraz ipucu vereyim, siz de ona göre karar verin.

Örneğin, özellikle Doğu ülkelerinde,  bir devlet adamı çok ‘önemlidir’.

Aslında o kendisini öyle sanır da, halk da  ‘yemiş’ görünmeyi tercih eder…

Seçilmiştir… Ya da atanmıştır…

İster seçim, ister atanma…

Önemlilere göre onlar insanlara ‘ilahi bir hediye’ olarak gelmiştir…

Bu duruma göre şöyle bir tanım da doğrudur.

Yani… Bizim vergilerimizin başına geçip, harcama yapma yetkisini alan insanlar ‘önemlidir’

Bir de ‘önemsiz’ olmayı tercih eden ve değerli olmak için gerekirse hayatının birçok alanını feda eden ve ölesiye çalışanlar vardır. Onlar için değerli olmanın yolu insanlığın hizmetine sunacakları değerler yaratmaktan geçer…

İsim de vereyim…

Pastör önemli değil, değerlidir…

Belki binlerce yıl unutulmadan anısını yaşatacak bir değerdir bu.

Edison değerlidir…

Steve Jobs değerlidir..

Benjamin Franklin…

Jonas Salk…

Edward Jenner…

Gutenberg…

Mozart… Beethoven… Rimsky Korsakoff… Carl Orff…  Picasso

Niceleri… Hepsi değerlidir..

Kimler önemli peki?

Makam sahipleri önemlidir.

Hani büyüklerimizin “ Bir baş ol da, istersen soğan başı ol” dedikleri gibi.

Üzerine bir üniforma geçiren önemlidir.

Kamu yapılanmasının müdürleri, amirleri, şefleri, başkanları önemlidir.

Onlar Devlettir. Bize emrederler. Ya da daha nazik bir ifade ile rica ederler.

Biz sıradan insanlar onlar tarafından yönetilmek için varız. Onlara göre bizim varlık nedenimiz budur. Yönetilmek.

Türkiye özelinden devam edelim

Birileri kendilerini hayatın en önemli varlıkları gibi algılar ve bize de bunu dayatırken…

Attıkları nutukların vahiy mahiyetinde olduğunu vehmederken..

Onlar olmadan siyaset, kültür, ekonomi, sanat, spor hiçbir şeyin doğru dürüst yürümeyeceği gibi bir şartlanma ile davranır ve buna bizi de inandırmaya çabalarken…

Dünyanın birçok yerinde, önemli olmak yerine değerli olmayı tercih edenler canla başla işlerini yapıp hayata katkı sunmayı sürdürürler.

Dünyanın başka taraflarında birileri de, vazgeçilmez olmanın, bir şeyler üretip insanlığın hizmetine sunmaktan geçtiğini düşünürler.

Bakın, sanatçılar değerlidir…

Bilim insanları değerlidir…

Hekimler, sağlık emekçileri de öyle..

Fabrikalarda, tarlalarda, tezgahlarda, sokaklarda çalışan, çabalayan, üreten, temizlik yapanlar, hem de çok değerlidir.

Şunu akıldan çıkarmamak gerekiyor..

Üniformalar çıktığında..

Otorite elden gittiğinde..

Makamlardan ayrılma sonrasında..

Ne o ceket ilikleyenler kalır, ne el pençe divan duranlar..

Sokakta kimseler tanımaz..  Tanısa da iplemez..

Bir düşünün, geçen 20 yıldan kaç tane üniformalı, makam sahibi, önemli şahsiyet var hafızanızda? Kaçını net olarak hatırlıyorsunuz?

Ama bu son 20 yıldan kaç sanatçı var aklınızda, desem, hemen onlarca sayabilirsiniz..

Bilim insanlarını da..

Şimdi kendinize sorun..

Önemli mi olmak istersiniz, değerli mi?

Ortası yok…

Hiç yorum yok: