Öncelikle şu
‘Müşteri ile Duygusal Bağ’ martavalını unutun gitsin.
Yok böyle bir aşk!
Netice itibarıyla
bir havayolu markasının ardında makineler, sizin, benim gibi insanlar, rotalar,
kanatlar falan filan var. Bir tereyağı markasının içinde tuz, süt, vs… Traş
bıçağı da çelik ve plastiğin fonksiyonel bir bileşimi…
Oteliniz de
diğerlerinin aynısı. Var mı bir fark? Demir, çimento, ahşap, kum, cam… Sahilde
bir kumsal plaj… Deniz ve kara manzara… Açık büfe kahvaltı ve yemekler…
Başka?
Nesine
bağlanacağız?
Sadede gelelim…
Pazarlama, artık, asker,
bomba, silah olmayan bir savaş alanı.
Savaşın zemini de algılar.
İnsan algısına en çabuk, en cazip mesajla ve en önce giren marka tüketiciyi
tavlıyor. Marka ile tüketici arasında bir 'one night stand' gerçekleşiyor... Bir sonraki gecenin garantisi yok. O gece için de özel olarak çabalamanız gerekir.
Şirketin/Otelin,
kerameti kendinden menkul bir kalite deklarasyonu, önü, arkası, altı, üstü
doldurulmadıkça, bir sosyal tatmin vasıtası olarak kalmaya mahkum.
Şaka bir yana,
tüketicinin, o içeriğini anlamadığı, soğuk sertifikaları önemsediğine,
gerçekten inanıyor musunuz?
Ya da şöyle
soralım, içinizde, yurtiçi ya da yurt dışında bir tatile giderken,
konaklayacağı otelin seçiminde almış olduğu sertifikaları, kalite belgelerini
merak eden var mı?
Tezgahtar,
müşteriye raftaki matkabı istediği kadar övebilir, hükmü olmaz. Müşteri, renk,
boy, biçim olarak evdeki alet dolabına uyacak bir matkap değil, duvarı
bozmayacak bir delik istemektedir, çoğu farkında değil.
"Otelimiz
kalitelidir!"
İyi de, kalite
kavramına sizin yüklediğiniz anlam ile konuğun aklında ve ruhundaki beklentiler
örtüşüyor mu?
"Lobby
mermerlerimiz hakiki İtalyan" - Kimin umurunda?
"Mutfak ekipmanımız
Dünya'nın en ünlü markası" - Bana yemeklerin lezzetinden bahset.
Büfelerin, beklediğim çeşitleri sunup sunmadığından bahset.
"Personel
üniformalarımızı Ülkenin en başarılı modacısı dikti" - İyi de, o
üniformaların içindeki ademoğlu istediğim bir bardak suyu bir saatte getiriyor.
"Departman
Yöneticilerimiz, şirketimizin akademisinde her ay belirli eğitimlerden
geçer" –
Derslerin
içeriğinde e-v-e-t harflerinin olduğundan emin misiniz? Sanki, baskın harfler
h-a-y-ı-r gibimize geliyor. Bu akademiye bir gülümseme öğretmeni bulmalısınız.
Var ise de, sadece, gülmenin mekanik bir krokisini çiziyor, dudakların nasıl
kıvrılacağını, dişlerin nasıl gösterileceğini anlatıyor. Gülümsemenin kalp,
göz, beden boyutlarını es geçiyor olmalı.
Kalite, bir
tatilcinin, yıl boyunca hayal ettiği moladan beklentilerinin karşılanmasından
ibarettir.
Devam edeceğiz...
Devam edeceğiz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder