6 Ekim 2015 Salı

Treni kaçırmayın! İş Dünyası Tamamen Değişiyor I

Önce Y kuşağını tanıyalım

Y kuşağı hakkında neler biliyorsunuz?

Hani şu yeni kuşaklardan her fırsatta yakınıyorsunuz ya;
“ Yahu birkaç hafta önce işe başladı. Dün bıraktı gitti… Anlamadık”
“ Birkaç kuruş fazla veren olduğunda hemen oraya koşuyorlar”
“ Dinlemiyorlar. Kendi bildiklerini uyguluyorlar…”
O kadar basit değil. Olayın arka planı çok farklı… Bu kadar kestirme yargılarla yaklaşırsanız, bu yeni kuşağı anlayamazsınız.

Bu gelen Y kuşağı

Y kuşağı işyerlerini, ofisleri doldurmaya başladı. Bu kuşağı doğru görev tanımları ile çalıştırmak ve en yüksek verimi almak için farklı düşünmek ve davranmak gerekiyor.

Sosyal araştırma uzmanı ve Yazar Michael MCQueen bu alanda yaptığı araştırmalar ve yazdıkları ile çok önemli bir rehberlik yapıyor. Yazdıkları işyerlerinin bu yeni kuşağa hazırlanabilmesi için çok yararlı bilgiler içeriyor.

Kimdir bu Y kuşağı?

Kuşaklar arası geçiş 1980 ve sonrasında doğanlara kadar göreceli bir uyum ve barış içinde gerçekleşti. Bu tarihe kadar bir önceki kuşak kendisinden sonra gelenleri geleneksel bir tolerans ve sevgi ile kucakladı. Yeni gelen neslin kendisinden önce gelenlere yönelik yaklaşımlarını saygı ve anlayış biçimlendirdi.

Bu yumuşak geçişler 1980 sonrası doğan kuşak ile birlikte değişmeye başladı. Daha radikal, keskin tavırları olan bir jenerasyon ile karşılaştık. 1980 ile 1995 arası doğanların oluşturduğu bu kuşağa Y kuşağı deniliyor.


Y kuşağı hakkında bildiğimiz yanlışlar

Michael McQueen Y kuşağı hakkında bilinen yanlışlardan birisinin de tembellik ile ilgili olduğunu vurguluyor. Farklı bir performans algısı olan bu kuşak kendisinden öncekiler gibi hayatının odağına tamamen işi almaktan kaçınıyor.

McQueen, Y kuşağının son derece güçlü bir iş ahlakı olduğuna dikkat çekerken, bu kuşağın bir önceki kuşak kadar işkolik olmadığını ve özel yaşantısına da özen göstererek dengeli bir yaşam kurmaya çaba sarf ettiğini söylüyor.

Öncelikleri bir önceki kuşaktan çok farklı olan Y kuşağı, hırslı ve motive edilmeyi seven ancak anlamlı bir yaşam dengesi kurmaya çalışan insanlardan oluşuyor.

Y kuşağı eline geçen parayı har vurup harman savurmuyor. Bu konuda da yanlış düşüncelere sahibiz. McQueen, bu kuşağın “hayattan zevk alma” anlayışını tüketime yansıtıyor. Ama bu onların savurgan oldukları anlamına gelmiyor. Çok seçici ve hesabını iyi yapan bir tüketici topluluğu olduklarını söyleyebiliriz.

Çok net ve kararlı bir duruşları var

Y kuşağından her sözünüze, her iddianıza koşulsuz onay beklemeyin. Bazen aşırıya kaçsalar da Y kuşağı çok tartışmacı bir kişiliğe sahip. Ama doğru temellerde ve saygının eksik olmadığı bir tartışma tavrı olarak tanımlamak daha doğru olur. Sadece siyah ve beyazı ayırt eden keskin bir tavırları var. En belirgin özellikleri merak… En çok sevdikleri soru ise ‘Neden’ Haklarını bilen ve otoriteye boyun eğmeyen bu kuşak, ilgisiz veya adaletsiz olan ile mücadele etmeyi biliyor. McQueen’e göre Y kuşağı gerçeğin mutlak olmadığı ve göreceli olduğu felsefesini taşıyor.

Benciller mi?

Y kuşağının bencil olduğunu söylemek haksızlık olur. Y kuşağının diğer kuşaklara göre daha sorgulayıcı olması onların bencil olduklarını göstermez. “Aksine farkındalık sahibi olan bu kuşağın gönüllü işlere daha fazla zaman ayırdığı ve bir şeyleri değiştirmek için çabaladığı gerçeğini inkar edemeyiz” diyor McQueen.

Y kuşağı hep bir önceki kuşak tarafından saygısız olarak tanımlanıyor; ancak bu da doğru değil. Haddini fazlasıyla bilen Y kuşağı saygı göstermeden önce saygının kazanılması gerektiğini düşünüyor ve bu felsefeyle hareket ediyor.

Kibirliler mi?

Sosyal Araştırmacı ve yazar Michael McQueen Y kuşağında ilk bakışta göze çarpan bir kibrin bizi yanıltabileceğini söylüyor. Y kuşağı insanlarının çoğunlukla şikayet eden ve dünyanın kolay olmadığı gerçeğini gören insanlardan oluştuğunu belirtiyor.

McQueen, bu kuşağın değişime ayak uydurması, inovatif olması, teknolojiyle iç içe olmasından ötürü dünyayla ve insanlarla doğal bir etkileşim içinde olduklarına inanıyor. Onların bu şeffaflığı nedeniyle Facebook ve Twitter gibi ağların bu kadar hayatımıza hakim olma şansı bulabildiler.

Şimdilerde X kuşağından gelen kişilerin yönetici olduğu iş dünyası, bu kuşağı anlamakta sıkıntı çekebiliyor. McQueen, bu sıkıntının sebeplerini doğru bilinen yanlışlara bağlarken, Y kuşağının gerçekten bugünün patronlarını zorlayıcı özelliklerinin de altını çiziyor. Bu özelliklerden biri de bu kuşağa mensup kişilerin “güvenilir” olmaması. Geleceği aslında çok da iyi planlayamayan Y kuşağı için gelecek; seçeneklerle dolu bilinmeyen bir dünyayı yansıtıyor. McQueen’e göre zaten Y kuşağı insanlarının yapacakları işler de henüz ortada değil.

Y kuşağından itaat beklemeyin!

Y kuşağının kendilerini çok beğenmesi önceki kuşaklara ters geliyor. Bu nedenle onları itici buluyorlar. Kendisi ile ilgili mükemmeliyet algısı bu kadar güçlü olunca eleştiriyi kabullenmekte de zorlanıyorlar. Kendilerini çok becerikli olarak kabul ediyorlar.

Kötü bir huy aramamız gerekirse, ilk göze çarpan çok sabırsız olmaları. Zor olan karşısında dayanma ve mücadele gücü yeterli değil. Hiç uğraşmadan çok ‘tatlı’ bir hayatları olsun istiyorlar. Ancak hayatın çok da kolay olmadığı gerçeği ile yüzleşince depresyon, anksiyate, panik atak gibi sorunları sıklıkla yaşıyorlar. Bugün en yaygın hastalığının depresyon olması da bundan kaynaklanıyor.

Bu sorunların çözümünde,  Y kuşağından çalışanlara sahip olan yöneticilere büyük iş düşüyor. Onları hayatın heyecanlarla dolu olduğunu anlatarak sürekli motive etmek gerekiyor. Yöneticilere, onları oldukları gibi kabul etmesi gerektiğini salık veren McQueen, “Çalışma saatlerinde esneklik ve rahat bir çalışma ortamı sağlayarak sonuç odaklı çalışmaya önem verilmeli” diyor.

McQueen motivasyon konusunda bir sorunu olmayan ve haksızlık karşısında pes etmeyen bu kuşağı itaat cenderesine sokmanın çok zor olduğunu söylüyor. Çabalarının karşılığında teşekkür ve değer verilmeyi bekleyen bu kuşaktan en yüksek sadakati sağlayabilmek için onların özgürlük anlayışı ile sizin katı yapınız arasında tatlı bir denge kurmanız gerekir. Y kuşağı yaratıcılığı ve gelişimci yaklaşımı engelleyen yapılara uzun süre dayanamaz. Geleceğinizi bu insanlar ile kuracaksanız, ki doğrusu da budur, insan kaynakları stratejinizi bu insanların beklentilerine göre değiştirin.


Yararlanılan Kaynak: Ezgi Güler- http://www.bilgicagi.com

Hiç yorum yok: