9 Ekim 2015 Cuma

Suriye, Rusya, Türkiye Turizmi I

Gelin, önümüzdeki dönemde Suriye Satranç Tahtası üzerinden bu coğrafya ile ilgili bir projeksiyon yapalım.

Aşağıda bir haberin çevirisi var. Bu haber üzerinden Türkiye turizminin falına bakalım. Riskleri ve olasılıkları hesaplayıp geleceği tahmin edelim.

Bakın ‘felaket tellalı’ demek yok ama…

Bu haber www.themoscowtimes.com sitesinden alıntıdır ve Eva Hartog’un analizinin çevirisidir. Ben de bu haber üzerinden bir ölçüde Türkiye turizmini de ilgilendiren bir ‘fal bakacağım’

Siyasi şiddet üzerine yazılmış kitaplara göre bir terör atağı için şu anahtar bileşenlere ihtiyaç vardır; Bir hedef, bir aktör ya da aktörler ve gerekli motivasyon

Güvenlik analistleri, Kremlin’in Suriye’de hava saldırıları başlatma kararının Rusya topraklarında terör atakları riskini yükseltebileceğini söylüyorlar. Bu saldırılar, Rusya ile ilintili ISIS destekçilerinin Moskova’ya karşı harekete geçme motivasyonunu yükseltmiş durumda.

Geçtiğimiz birkaç on yıl boyunca Kuzey Kafkasya’da geniş çaplı süpürme operasyonları yapan Rusya, bu süre zarfında çok sayıda terör atağına maruz kaldı. Son 18 ay içinde güvenlik güçleri terör gruplarını durdurmayı ve dağıtmayı başardı. Bu sayede ölümcül terör ataklarının önü kesildi.

The Moscow Times’a konuşan Rusya Özel Kuvvetleri Birliği Alfa Veteranlarından Sergei Goncharov “ İslamcılar, Cihatçılar ve Fanatik Müslümanlar Rusya’nın Suriye’deki sürece müdahil olmasından hiç memnun değiller ve yakın gelecekte bu müdahaleye cevap niteliğinde hareketler için hazırlanabilirler.

Rusya Savunma Bakanlığından Pazartesi günü yapılan açıklamada savaş uçaklarının Pazar günü 24 saatte 25 sorti yaptığını ve dokuz ISIS hedefinin vurulduğu belirtildi.

Reuters’in haberine göre, İngiltere’ de bulunan Suriye İnsan Hakları Gözleme Kuruluşu, Rusya’nın Çarşamba günü gerçekleşen hava saldırılarında, çoğu ISIS militanı olmak üzere, 14 savaşçının öldürüldüğünü açıkladı.

Misilleme tehdidi yeni bir şey değil. Rusya’nın Suriye’ye devasa silah yığınağından önce de ISIS Rusya’yı düşman olarak görüyordu.

Geçtiğimiz yılın Eylül ayında, Suriye’nin Rakka kentindeki bir askeri üste, Rus üretimi bir MİG uçağını ele geçirdiklerini iddia eden ISIS militanları Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e savaş ilan etmişlerdi.

Bir militanın “ Bu mesaj sana Vladimir Putin! Bunlar senin Suriye Devlet Başkanı Bashar Esad’a gönderdiğin uçaklar. Biz de bunları sana iade edeceğiz. Bunu unutma!” diyerek kaydettiği video aynı dönemde Youtube’a yüklenmişti.

O zamanlar sadece bir tehdit olarak kalan bu seslenişin, Suriye’deki hava saldırılarından sonra eyleme dönüşmesi riskinin arttığı ifade ediliyor.

Kendi evinde gelişen tehlike

Rusya Federal Güvenlik Servisi Başkan Yardımcısı Sergei Smirnov geçen ay yaptığı açıklamada, Rusya’nın güneyinde, Müslüman ağırlıklı bölgeler olan Çeçenya ve Dağıstan’dan 2.400 kadar Rus vatandaşının Suriye’de ISIS militanları ile birlikte savaştıkları bilgisini verdi.

Moskova’daki bütün büyük terör atakları, ki bunların arasında 2002 yılındaki Nord Ost Tiyatrosu Rehine Krizi, 2010 yılındaki İkiz Metro bombalamaları var, bu coğrafyadan gelen teröristler tarafından gerçekleştirildi.

Harvard Üniversitesi Politika Think Tank kuruluşu Belfer Bilim ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi uzmanı Simon Saradzhyan “Bu insanlar Orta Doğu’ya odaklanmışken Rusya daha güvenli” diyor. “ Orada oldukları sürece Rusya’da terör riski en düşük seviyeye iner. Rusya o bölgede ne kadar çok militanı imha ederse, o kadar az sayıda terörist geri döner”

Carnegie Moskova Merkezi’nden analist Alexei Malashenko ise Orta Asya ve Rusya’dan ISIS’e katılan militan sayısının yaklaşık 7000 olduğunu ve bunların yüzlercesinin zaten Rusya’ya geri döndüğünü belirtiyor.

Suriye’deki hava saldırıları başladığından bu yana Rus hükümeti ülkede güvenlik seviyesini maksimuma yükseltti.

Başkanlık sözcüsü Dmitry Peskov Perşembe günü yaptığı açıklamada, Ülkenin Ulusal Anti Terörizm Komitesinin, Özel Güvenlik Kuvvetlerinin ve FSB’nin en yüksek uyarı kapasitesi ile çalıştığını belirtti. Devlet Ajansı RIA Novosti’ye bir basın açıklaması yapan Peskov terör ataklarını önlemek üzere aralıksız operasyonlar yapıldığını söyledi.

Teröristler genellikle sembolik hedefleri vurmak için çabalıyorlar. En büyük amaçları olabildiğince güçlü bir medya fırtınası yaratabilmek… Geçmişte, çocuklar dahil, yüzlerce rehine aldılar, koordine edilmiş hedeflerle kadın suikast bombacıları gönderdiler. Kuzey Kafkasya dışında, genellikle yerli ve yabancı medyanın yoğunlaştığı Moskova’ya saldırıları daha da yoğun olarak gerçekleştirdiler.

Malashenko zamanını kestiremedikleri bir terör atağı beklediklerini, bunun büyük olasılıkla Moskova’da olacağını ve geçmiştekilerle benzer bir yöntem olacağını belirtiyor.

Müzakere yok!

Bundan önceki saldırılar öncelikle Rusya’nın Kuzey Kafkasya’daki elini zorlaştırmayı amaçlıyordu. Bütün şiddetine rağmen Rusya hükümetinin Çeçen ayrılıkçılara ve Kuzey Kafkasya’da yer altı radikal Müslümanlara dönük politikalarını değiştirmesini sağlayacak kadar etkili olmadı.

Terör grupları sık sık Rusya dışında da hedeflere yöneldiler. Örneğin, 2004 yılında, El Kaide’den ilham alan terörist grup, İspanya’nın Irak’taki Amerikan askeri varlığına destek vermekten vazgeçirmek için Madrid’de banliyö trenlerini bombalamıştı.

Rusya, teröristlerle müzakere noktasında karmaşık kayıtlara sahip görünüyor. Stavropol bölgesinde, 1995 yılındaki Budyonnovsk rehine saldırısı Birinci Çeçenistan Savaşı’nda bir dönüm noktası oldu. Bu rehine saldırısı Kremlin’i müzakere masasına dönüşe zorladı.

Ama, 2000 yılında Putin’in direksiyona geçmesi ile birlikte, teröristler ile müzakereyi reddeden ve asla taviz vermeyen bir politika devreye girdi.

2004 yılında, Beslan’da okul baskını ve ardından rehin almalar dile bütün Dünya’yı şok ederken, Putin yine geri adım atmadı ve Çeçenlere teslim olmayı reddetti. Yarıdan çoğu çocuk olan 350 rehine öldürüldü, ama terör istediğini alamadı.

Saradzhyan İSIS’in Rusya topraklarında başarılı terör saldırıları gerçekleştirmesinin bile Suriye politikasını değiştirmeye yetmeyeceğini söylüyor.

Geçmişten gelen tehdit

Bir çok analist hava saldırılarının kısa zamanda terör ataklarına yol açabileceğine ihtimal vermiyor. Ama Rusya’nın Suriye macerasının uzun süreli bir çatışmaya evrilmesi halinde tehlike büyüyebilir.

Rusya’nın hava saldırılarının düşmanlarının bir kısmını yok etmesi mümkündür. Ama yeni düşmanlar yaratmayacağını kim bilebilir. Batılı liderler Rusya’nın hava saldırılarında sadece İSİD’i değil, aynı zamanda ABD tarafından desteklenen Özgür Suriye Ordusunu da hedeflediğini defalarca seslendirdiler.

“Ateş hattını genişleterek ılımlı grupları da hedefe yerleştirmek Rusya’ya yeni dostlar kazandırmayacak. Bölgede yeni düşmanlık tohumlarının ekilmesine neden olacak” diyen Saradzhyan Rusya’nın atakları nedeniyle gelecekte intikam duygularını tetikleyecek olan şikayetlerin hızla artacağı tahmininde bulundu.

Orta Doğu uzmanı Yury Barmin de Suriye’de, Şam ve çevresinde yaşayan askeri uzmanlar ve sivillerin de terör hedefi olabileceğine vurgu yapıyor.

“ Rusya’nın Suriye krizine müdahil olması Suriye’nin Akdeniz kıyılarında yaşayan Ortodoks Hristiyanlar için de risk oluşturabilir”

Rusya Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill geçtiğimiz hafta kamuoyuna bir açıklama yaptı ve hava saldırılarını savundu. Moskova Patrikhanesi sözcüsü Vsevolod Chaplin de Suriye’de teröre karşı mücadeleyi ‘Kutsal Savaş’ olarak tanımladı.

Körfez Ülkeleri Analisti Theodore Karasik de The Moscow Times’ın konu ile ilgili sorusuna, “Rusya Ortodoks Kilisesinin Suriye operasyonuna destek vermesi aşırı unsurların daha da hırslanmalarına neden olacaktır” diye cevap verdi.