12 Ekim 2015 Pazartesi

Suriye Rusya Türkiye Turizmi II

Suriye’deki iç savaşın tetikleyicisi mezhep çatışmalarıdır. Başlangıç böyledir, ama savaş sonradan karakter değiştirmiştir.

Her ne kadar, iç dinamiklerin patlattığı basınç bu savaşı başlatmışsa da, Suriye’nin Jeostratejik konumu süreci farklı bir iklime taşımış, er veya geç olması gereken olmuş, Dünyanın Bölgesel ve Küresel aktörleri hazır buldukları savaş masasında bilek güreşine başlamışlardır.

Artık bu savaş; Esad ailesinin birkaç on yıldır sürmekte olan hükümranlığının devamı ile ilgili olmaktan çıkmıştır.

Bu savaş;

Doğu Akdeniz’in dibindeki muazzam doğal gaz potansiyeli ile ilgilidir. Tam da böyle olması nedeniyle orta vadede bu bilek güreşine Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan ve İsrail’in de dahil olması kimseyi şaşırtmamalıdır.

Bu savaşta herkesin rolü, payı vardır. Bir çok oyuncunun farklı beklentileri vardır.

Kuzey Irak’ta birkaç yıla kadar üretilmeye başlanacak olan yıllık 120 milyar dolarlık petrolün Dünya’ya ulaştırılacağı rota ile ilgilidir.

Rusya doğal gazının Batıya Türkiye üzerinden taşınmaya devam edilmesi ile ilgilidir.

Gelecek 15-20 yıl içinde Strateji Puzzle’ının son parçalarının yerine konması ve İran, Irak, Suriye, Türkiye’den koparılacak parçalar ile Kürdistan’ın kurulması ile ilgilidir.

Nükleer bir güç olma yolunda önemli mesafeler kazanmış olan İran’ın stratejik anlamda rotasının Avrupa mı, Rusya mı olacağı ile ilgilidir.

Gelecek 20 yılda İran’da ortaya çıkacak birkaç yüz milyar dolarlık yatırım potansiyelinden en çok kimlerin yararlanacağı ile ilgilidir.

Bu savaşı anlamaya çabalarken aklıma hep Brzezinski’nin Avrasya Büyük Satranç Tahtası kitabı gelir. Brzezinski o kitapta birkaç bin yıllık bir stratejik gerçeği anlatır; Avrasya’ya hakim olan Dünya’ya hakim olur. Avrasya olarak tanımlanan coğrafyanın Batı ucu Lizbon, Doğu ucu ise Rusya’nın Vladivostok kentidir. Güneyde,Orta Doğu’yu da ve bütün olarak Asya kıtasını da kapsar.

Buraya kadar yazdıklarım ‘aklı sıra çok okumuş, araştırmış bir entelin bilgiçlik taslamasının’ bir ifadesidir. Ama az sonra okuyacaklarınıza bir anlam verebilmek için bu ukalaca tahlilleri de yapmam gerekiyordu.

Bu bilek güreşinin iki tarafında kimler var?

Elbette ve doğal olarak ABD ve Rusya… ABD Avrupa’nın büyük çoğunluğunun yanında olduğunu varsayıyor. Ki durum pek de onun arzuladığı gibi değil. Rusya ise, büyük güç olarak Çin ve İran ile birlikte. Asya ülkelerinin büyük bir çoğunluğunun Rusya ile en azından gönül bağı olduğu kabul edilebilir.

Araya bir not sıkıştırayım. Dünyanın iki büyüğü aslında 1945’ten bu yana savaşır gibi yapıp tam bir kayıkçı dövüşü sergilemektedir.  Aralarındaki bu ‘hırlaşmaya’ düşük yoğunluklu gerginlik de denilebilir. Bu konu ayrı bir yazı gerektirir. Ama şimdilik şöyle bir tüyo ile yetinelim; her iki ülkenin de ekonomisinin bel kemiğini askeri-sınai kompleks oluşturur. Yani? Savaş ve savaşa hazırlık endüstrisi. Rusya’daki rakamları henüz bilmiyorum. Ama ABD’nin askeri-sınai kompleksinin toplam değeri 15 trilyon dolardır. Bu noktada Dünya silah ticaretini, buna bağlı sektörlerin katma değerini bir düşünün. İşte zurnanın zırt dediği yer burasıdır. Yukarıda bahsettiğim düşük yoğunluklu gerginlik işte bu askeri-sınai kompleksin atar damarındaki kandır. Bu gerginlikten beslenen endüstri Rusya ve ABD’ye yılda milyarlarca dolar kazandırır.

Bir başka orta büyüklükte blok var ki, ABD’yi Avrupa’dan çok daha fazla destekliyor ve adeta Orta Doğu hamlelerini birlikte hesaplıyorlar. Başını Suudi Arabistan’ın çektiği, Katar’ın da parçası olduğu Sünni PetroDolar bloku. Kafkasya’da, Afganistan’da, Irak ve Suriye’de savaşı sürdüren İslami referanslı militanların finansmanı bu bloktan sağlanıyor. Suudiler bu coğrafyada on binlerce ‘fanatik’ İslami militanı eğitiyor ve finanse ediyor.

Bu militanların en tehlikelileri ise Kafkas kökenliler. İntihar bombacıları, en vahşi savaş yöntemlerini uygulayan gözü dönmüşler buradan çıkıyor. Kafkasyalıların Suriye ve Irak’ta savaşa müdahil olmalarını tetikleyen nedenlerden birisi de, her ne kadar çözümlenmiş gibi görünse de Rusya ile Kuzey Kafkasya Ülkeleri arasındaki birkaç yüzyıllık sorun.

Senaryo I

Rus bombardımanı Suriye’deki dinci fanatiklere ağır kayıplar verdirir. Ama binlerce yıldır savaşlarla ilgili bir gerçek vardır, savaşı piyade kazanır. Gökyüzünden atılan bombaların etkisi de bir yere kadardır. Netice almak ve zaferi ilan etmek için ‘düşman’ın olduğu yere girmek, temizlemek ve bayrağını dikmek gerekir.

Rus bombardımanının sağladığı moral ikliminden etkilenen Suriye ordusu dinci militanların işgalindeki topraklara bir süpürme harekatı düzenler. Karşılıklı olarak çok büyük kayıplar verilir.  Çatışma kritik denge denilen bir noktada kilitlenir.  Savaş mevzii çatışmalarla devam eder.

Terör örgütlerinin en belirgin karakteristiği nizami savaşa bağlı kalmamaları ve askeri literatürde gayri nizami harp olarak tanımlanan ‘çete’ savaşlarına daha yatkın olmalarıdır.
Terörün etik, vicdan, adalet gibi değerlere saygısı yoktur.

Hava saldırılarının birkaç ay sonrası

Bombardımanlarda ve nizami savaşta ağır kayıplar veren militanlar B planına yönelir. Hedef Suriye’deki sivil Rus misyonu ve askeri danışman heyetidir. Suikast bombacıları, bombalı tuzaklar ve pusularla çok sayıda sivil Rus öldürülür.

Rusya’nın birkaç kentinde terör eylemleri patlar.  Sivilleri hedefleyen kanlı eylemlerde sivil kayıplar gerçekleşir. Suriye ile birlikte Rusya’nın sivil kayıpları binlerle ifade edilir.

Sonbahar aylarında gerçekleştirilen hava saldırıları ve Hazar Denizi’nden fırlatılan füzelerin yarattığı yıkım havası dengelenmiştir. İlk günlerde yayılan zafer havası yerini kuşku ve belirsizliğe bırakmıştır.

Algı operasyonları

Avrupa ve müttefiki olan blok yoğun bir medya kampanyası ile başta Rus halkı olmak üzere, Rusya ile birlikte olan ülkelerin halklarına yoğun bir algı operasyonu başlatır.  Suriye’de evdeki hesap çarşıya uymamıştır. Rusya istemeden de olsa ikinci Afganistan’ını yaratmıştır. Orta Doğu Rusya’nın bataklığına dönüşmüştür. ABD’nin Vietnam’da yüzleştiği yenilgi seçeneği Orta Doğu’da Rusya için de ortaya çıkar. Dünya medyası, bu yönde yapılan haberlerle ve manüplatif yorumlarla doludur.

Rus halkı korku ile tanışır… mı?

Gelecek yazıda bu savaşın gerçek amacını ve Türkiye turizmine etkilerini analiz edelim.

Şimdilik bir tüyo daha; Rusya’nın Suriye saldırıları sırasında ABD ya da Türk uçaklarından birisinin bir MİG uçağını düşürmesi, akabinde Afganistan’da ya da Türkiye sınırlarının tam ucunda bir ABD ya da Türk uçağının düşmesi durumunda neler olur? Kontrollü olarak tırmanan gerginlik Dünya’da Büyük Savaş Başlıyor paniği yaratır.

Sonra?

Sonrası 50 dolarlarda gezinen petrol fiyatları iki yılda tekrar 90-100 dolar seviyesine uçar!

Sonra?

Rusya’nın kasası dolar. 2018 Başkanlık seçimleri geldiğinde zenginleşmiş Rus orta ve orta üstü sınıfların tercihi kim olur?


Şimdi sözü fazla uzatmayalım.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Çok mantıklı. Emeğine sağlık.

Adsız dedi ki...

😯 ağzım açık kaldı, bir kahinliğiniz eksikti Adil Bey☺️ 🙏🏻 . Nasıl kaçırmışım bu yazıyı çok üzüldüm. Ve eklemek durumunda hissettiğim bir başka husus da bir savaş uzmanı hatta general gibi konuya bu denli hakim olmanız. 🙌🏻