Sevgili dostlar, aman laf aramızda kalsın,
ben hala sermayeden yiyorum. Bu abuk
sabuk yazıyı da bundan 8 yıl önce karalamışım… Hem zamanım çokmuş, hem de
enerjim elbette… İlginç olan şu; bu yazılanlar hala doğru. Aradan geçen bu
kadar yıldan sonra hala aynı yerdeyiz…
Yazık!
Buyurun 2008 ( ya da 2015) kış dönemi falına…J
1 yatırıp 50 almaya alışmış olan Otel
patronu şaşkındır, kızgındır, şoktadır… Milyonlarca dolar yatırdığı oteli hepi
topu yüzde 30 gibi bir karlılık ile sezonu kapatmıştır. 1 koyup 20 almak
dururken, yüzde 30 gibi tuhaf bir kazanç da neyin nesidir?
Bu durumda, Otel yönetiminin mesajı
almaktan başka çaresi yoktur.
Herkes fedakarlık yapacaktır.
Ama nasıl mı?
E kolay!
Aylarca canını dişine takan bu cengaverler
bir de ücretsiz izin yapacaktır.
Ve yapmıştır!
Buyurun gerisi…
Kasım, Aralık aylarında 15’er gün ücretsiz
izin yapmış ve otellerin bütçesine büyük! bir katkıda bulunmuş olan departman
şefleri, müdürler, genel müdür yardımcıları ve genel müdürler Şubat ayı itibarıyla
tam kadro hazır olacak.
Şubat ayının ortalarında, maaşını alamayan
personelin, çekleri ödenmeyen tedarikçilerin baskısı altında bunalmış olan
Genel Müdür her zamanki finansman kaynağına yönelecek. Ama bunun yapmakta
oldukları Otelcilik işi ile alakası olmayacak…
Otelin dükkanları için, mümkünse peşin
ödeme ile kiralanmak üzere gazetelere ilan verecek. İlanlarda Otelin
yaz kış açık olduğu özellikle vurgulanacak. Kışın oteldeki dolulukların ne
düzeyde olduğu sorusu cevapsız bırakılacak.
Birkaç yıldır Antalya’da yaşayan, otellerde
dükkan kiralayan ve bu geyiğe karşı şerbetli olanlar yutmayacak, ama el mecbur
yemiş görünecek.
Bir zamanlar kuyumcu, derici, halıcı,
market, fotoğrafçı ve hamamdan ibaret olan otel dükkanları portföyünün
genişlediği görülecek. Kazan dairesinden, personel soyunma odalarından ve bahçe
şefinin ofisinden kazanılan alanlar dükkana çevrilmiş olacak.
Yeni dükkanlar şikayeti olan müşteriler
için arzuhalci, çakmaklara gaz, tavşana niyet çektirmeci, nalbant, seyyar
terzi, bohçacı, simitçi, piyangocu olarak kiraya verilecek.
Tekstil ürünleri satışının mitoz bölünme
ile çoğalması sağlanacak. Ev tekstili, giyim kuşam birkaç parçaya bölünecek.
Havlu, yatak yorgan takımları, masa örtüleri ayrı birer dükkana bölüştürülecek.
Giyim kuşam ürünleri ise, Tshirtçüler,
pantoloncular, gömlekçiler, atlet ve boxercılar, çorapçılar alt kategorilerine
ayrıştırılacak.
Tattoo da çok verimli bir kira alanı olarak
birkaç kategoriye bölünecek. Kadınlara, Erkeklere, Teenager’lara ayrı ayrı
tattoo kategorisi belirlenecek. Kadınlara mahsus tattoo dükkanı da bölümlere
ayrılacak. Belden aşağı ve belden yukarı Tattoo dükkanları olacak. Belden
yukarı tattoo dükkanları da kollar, boyun, ense, yüz ve omuz bir dükkan, göğüs,
bel, karın bir dükkan olmak üzere ikiye bölünüp kiralanacak. Belden aşağı
tattoo servisinin kaça bölündüğünü ve bunların nereler olduğunu burada yazmam
mümkün değil… Blog kapanabilir HafazanAllah!
En yüksek tattoo dükkan kiraları kadınların bel, karın ve göğüs kısımlarına yapılanların olduğu bölümler olacak. Belden aşağı tattoo dükkanlarının kiraları için hır çıkacak. Devreye mafya girecek. İş adliyede bitecek.
Erkeklere tattoo dükkanlarının kiraları kadınlarınkine nazaran daha düşük olacak. Hem piyasası dar hem de erkek Tattoo ustaları için bir işkence olması nedeniyle pek rağbet görmeyecek.
En yüksek tattoo dükkan kiraları kadınların bel, karın ve göğüs kısımlarına yapılanların olduğu bölümler olacak. Belden aşağı tattoo dükkanlarının kiraları için hır çıkacak. Devreye mafya girecek. İş adliyede bitecek.
Erkeklere tattoo dükkanlarının kiraları kadınlarınkine nazaran daha düşük olacak. Hem piyasası dar hem de erkek Tattoo ustaları için bir işkence olması nedeniyle pek rağbet görmeyecek.
Bu yıl atağa geçmek ve genel müdürün yerini
almak hayallerinden vazgeçmeyen genel müdür yardımcısı, ilk toplantıda arazinin
bir bölümünde otopark, oto yıkama yağlama istasyonu yapılması fikrini ortaya
atacak. Bir başka müdür altta kalmamak için otel arazisinin geri kalan
bölümünün şehrin lunaparkçısına kiraya verilmesini önerecek.
Genel müdür yardımcısı sinirlenecek,
fikrinin üstüne fikir gelmesinin karizmasını çizdiğini düşünecek, Belediye
Başkanı ile görüşülerek arazinin geri kalan bölümüne kapalı pazar yeri inşa
edilmesi projesini ortaya atacak.
Bir başka müdür otel arazisinin bir
bölümünün sera olarak değerlendirilmesini ve çevre köylülerin seralarda maraba
olarak istihdam edilmesini önerecek. Ardından bir başka müdür de seradan elde
edilecek ürünlerin, bir önceki Müdürün önerdiği kapalı pazarda
değerlendirilmesi için yer kiralanmasını önerecek.
Bir başka müdür iki haftada bir kurulan
otantik pazarın günaşırı olması önerisini iletecek. Perakende sektörü
canlanacak, köylünün ürünü para edecek.
Oteller alışveriş merkezlerinin pabucunu
dama atar hale gelecek. Migros, Makro, Tekpa, Tansaş haksız rekabet suçlaması
ile otellere dava açacak.
Elliden fazla dükkan içinde en yoğun ilgi
hamamlara olacak. Hayata hamam/sauna olarak gözlerini açmış olan bu üniteler
nüfus kağıtlarına spa/wellness yazdıracak.
Antalya dışında yaşayan, ama ‘ Ulan bu hamamlarda
iyi para varmış ‘ balonu kasabalarının semalarında yeni yeni görünen kefaller,
çifti, çubuğu, evi barkı satıp hamamlardan köşeyi dönmek için Antalya’ya
koşacaklar.
Bu oltaya daha önce yakalanmış olan
kefaller insaniyet namına bu acemileri uyarmak yerine sırtlarından
pışpışlayacaklar. Arkalarından da katıla katıla gülecekler.
( Laf aramızda böyle giderse, Otel
sahipleri bir gün otellerine dışarıdan bakıp
tanıyamayacak. "Yahu, biz bu binaları ne olarak inşa
etmiştik?" diyecekler. )
Şubat ayının sonuna doğru gazetelerin yerel
eklerinde otellerin personel ilanları yayınlanacak. Bu yıl da hiçbir ilan
diğerlerinden içerik ve başlık olarak çok farklı olmayacak. Yarıdan
fazlasının başlığı 'Ailemize yeni üyeler arıyoruz' olacak.
Birçoğunun giriş cümlesi '12 ay açık olan
otelimiz' olacak. Bilim adamları bu cümlenin artık turizm sektörünün genlerine
işlemiş bir kod haline geldiğini saptayacak.
Turizm sektöründe her kış aylarca işsiz
kalan personel En Baba Palavra Oscar’ını bu cümleye verecek. Avcılar en
belirgin özelliklerinin artık otelciler tarafından kopyalandığını görünce
maraza çıkaracaklar. Onlar da, inat adına, av turizmi için yurt dışında tanıtım
reklamları yaparken Anadolu’da Aslan, Kaplan, Çita, Leopar Kutup ayısı avı
promosyonlarından bahsedecekler.
Önceki Ekim ayının sonlarında, personel
çıkışlarındaki helalleşmelerin haklı olduğu ortaya çıkacak. ‘ Gidip de
dönmemek, gelip de görmemek ‘ cümlesi turizm personeli arasında atasözü
derecesine yükseltilecek.
Önceki sezon çalışan ve çıkışı
verilen personelin hemen hemen tamamının sektörü terk etmiş olduğu
anlaşılacak.
Departmanlara yeni alınan personelin
deneyimsizliği ve hatta beceriksizliği karşısında otel yönetimleri kırılabilir
eşyaları yüksek primlerle sigortalatacaklar.
Bütçelerde tabak, bardak, çanak çömlek fire
oranları yarı yarıya arttırılacak. Uzak görüşlü olan kimi otel yönetimleri
bulaşık makinelerinin, klima sistemlerinin, kazan dairesinin sigorta primlerini
de yükseltecek.
Önceki sezondan kalan üniformalar yeni personel
üstünde sırıtacak. Uymayacak. Otel yönetiminin yeni üniforma talebi
yatırımcıların evrak dosyaları arasında kaybolacak. Önceki sezonun üniformaları
ile devam kararı alınacak.
Mart ayı geldiğinde fuarlar başlayacak.
Daha önce Rusya ve Almanya’yı görmemiş olan genel müdürler ya da satış ve
pazarlama müdürleri Türkiye turizminin nabzının her iki fuarda attığı gerekçesi
ile Berlin ve Moskova’ya birer turistik gezi yapacak.
Açılışta ve kapanışta fuar alanına şöyle
bir uğranılacak. Geri kalan zaman Moskova ve Berlin’in turizm potansiyelinin
incelenmesi için değerlendirilecek.
Akşamları her iki kentin bar, disko,
casino, pub gibi turizm ünitelerinde Rus ve Alman profesyoneller ile bilgi ve
görgü alışverişi yapılacak.
Mart sonunda oteller açılacak. Her şey
dahilin mitoz bölünme hızından bir şey kaybetmediği gözlemlenecek. Süper,
Ultra, Emperyal, Marjinal derecelerine, Bu ne Yahu, E Yuh Artık, Yok Artık, Ay
İnanmıyorum, E Anasının Nikahı sistemleri eklenmiş olacak.
Nisan ayı ortalarında hareketlilik
başlayacak. Oteller yarı yarıya dolacak. Türk Telekom, otel satış
müdürleri ile tur operatörleri arasında yoğunlaşan telefon, msn iletişimi
trafiğini ellerini oğuşturarak izlemeye başlayacak.
Otel satış müdürlerinin msn listelerinde
kış ayları boyunca önceliği olanlar sırayı tur operatörlerinde çalışanlara terk
edecek. Kıskançlık kavgaları yaşanacak. Kış ayları boyunca satış müdürlerinin
kahrını çekmiş olanlar kendilerini kullanılıp atılmış gibi hissedecekler.
Oda ve yatak borsası uzun kış uykusundan uyanacak.
Açık eksiltmeler başlayacak. Pazarda otel ismi belirtilmeden satılan
'Antalya 5 yıldız' rezervasyonlar en çok eksiltenin elinde kalacak.
2008’de tur operatörleri açık eksiltmelere
katılabilmek için otellerden yeterlik belgesi, ihracatcı belgesi isteyecek.
2009’da isimsiz rezervasyonlar ihalesine
katılmak için önceden belirli bir bedel karşılığı dosya alınması talep
edilecek. Depozito istenecek.
TÜRSAB gelişmelere müdahale edecek,
şaibelerin önünü kesmek için açık eksiltme ihaleleri televizyonlardan
yayınlanacak. İhalenin en az onbeş gün önce bir gazetede duyurulması bir
sirküler ile tüm acentelere bildirilecek.
Nisan ayında da turistler sabah kahvaltı
yapacaklar, denize girecekler, öğlen yemek yiyecekler, denize girecekler, akşam
yemek yiyecekler, gece anfitiyatroda şov izleyecekler. Tatili biten uçağına
binip gidecek.
Oteller dolacak, yıl sonunda el elde, baş
başta kalacak.
Biz turizm yapıyor olacağız.
İşte böyle.
1 yorum:
Adil Bey, ben de diyorum falcılar nasıl her şeyi biliyor. Oysa her yıl aynı şeyler gerçekleşiyormuş... Elinize sağlık :)
Yorum Gönder