12 Şubat 2015 Perşembe

Elinde hıyar olana bir avuç tuz ile koşmak

Doldurulmaya, galeyana getirilmeye ve dahi kurulu robot gibi yönlendirilmeye hazır ne kadar çok insan var bu Ülkede…

İşin tuhafı en çok da ‘eğitimliler’ arasından çıkıyor böyleleri... Anlı şanlı üniversite mezunları, hatta akademisyenler, dahası meşhur Profesörler bile dahildir bu değerlendirmeye…

Çok mu insafsız oldu?

E açayım o zaman…

Gazetelerde ‘Terör Örgütü’ mavalı ile varını yoğunu çöp kutularına atan ve arkasına bile bakmadan oradan kaçan akademisyen sayısını hesaplayın hele bir…

Benim bu gün ‘çatacağım’ ‘cemaat’ farklı, ama aynı familyadan..

Birisi bağırıyor; ‘ Heey! Elimde bir adet hıyar var’

Duyan herkes inlercesine haykırıyor; “ Aman abi bir yere kaybolma. Biz hemen tuz alıp geliyoruz.”

Canı sıkılan birisi bir ‘mevzu’ yumurtluyor… İnsanlar hayatın sırrını bulmuş gibi dalıyorlar konunun içine…

“ Yetişin! Vatan elden gidiyor! Dünyanın bor rezervinin 70%i bu ülkede. Gavurlar Etibank’ı 40 Milyon Dolara kapatıyor.”

Sonra, madencilikte Türkiye’nin en önemli isimlerinden Turgay Ciner çıkıp;

“ Yahu Kardeşim, evet Türkiye’de 7 trilyon usd değerinde Bor var, ama Dünyadaki bor tüketimini dikkate alırsak, bu rezervin tamamen kullanılması 3000 yılı bulur” diyor. ..

Hepsi sus pus… Utanma sıkılma da yok, bir özür, bir düzeltme hak getire..

Şimdilerde işin cılkı çıktı…

Liseli keratalar falan topa girmeye başladı… Yenilerde bir çakal kalktı iyice abarttı; Boğaz’ın altı Dünya’da eşi benzeri olmayan bir maden ile dolu imiş…

Adı da tam geyik işi, contorium…

Sonraları bu bor geyiği klonlandı tabi. Memleketin ne kadar geyikçisi varsa topa girdi. Ardından osminyum (ki aslı osmiyum’dur ), toryum, neptünyum vs çıktı.

Toryumun üç otuz paraya gitmesini sindiremeyen bir geyikçi iyice uçtu, kendi salladığı martavalın toplam rezervine 124 trilyon usd değer biçti.

İlginçtir, geri kalan bütün minerallerimizin değeri ısrarla ve inatla 9 trilyon usd olarak belirlendi.

Birader, uzaydan rezerv tespiti mi yaptırdın? Bir kepçeye bindin, diyar diyar gezdin, 780 bin kilometrekare Vatan toprağını kazıp tamamını mı tarttın?

E hadi bunu yaptın, Dünya rezervlerini nasıl bildin be Kardeşim?

Şimdilerde yine aynı sirk geldi kasabamıza;

“Abilerim, ablalarım, şu elimde gördüğünüz nesne halis geyik olup, Ren sınıfındandır. Şimdiki oyuncağımız GDO. Hadi bir el atın, şu geyiği öksüz bırakmayalım, ne kadar saf varsa sahip çıkmasını sağlayalım.”

Yani;

“ GDO’lu ürünlere hayır!”

Bir Allahın kulu çıkıp “ Birader, GDO ne demek?” diye sormaz mı?

Yazarınız üşenmedi, bu grup davetini kendisine iletene sormak gafletinde bulundu, ağzının payını aldı, sustu, oturdu.

“ Kardeşim, nedir bu GDO?”

“ Ne nedir? Anlamadım…”

“ GDO… GDO diye bir not yollamışsın bana.”

“ Ya ne bileyim, sevdiğim bir arkadaştan geldi. Kıramadım, ben de yolladım herkese… E ne var bunda birader? Sen de hep oyunbozanlık yaparsın böyle…”

“ Bırak laga lugayı… GDO nedir usta?”

“ Dur bakiym… Hah! Genetiği değiştirilmiş organizasyonlar”

“ Nasıl yani? Önceden bienal olarak belirlenmiş, sonradan Müslüm Gürses konserine dönüştürülmüş… Bunun gibi mi?”

Enteresan bir paranoya… Sanki, Batı’da ne kadar bilim adamı, siyasetçi, sanatçı, ekonomi uzmanı varsa kafa kafaya vermiş, haldır huldur çalışıyorlar;

“ Bu Türkiye’yi nasıl bitiririz? Bu Türkleri alemden nasıl sileriz?”

İyi de neden kardeşim? Türkiye Dünya için bir tehdit mi? Türkler yeryüzünü yer ile yeksan etmek için görevlendirilmiş yecüc mecüc mü?

Batı’da bilim adamları ikiye bölünmüş. Temel soru; 2050 yılında dünya nüfusu ikiye katlanacak. Kıt kaynaklar mevcut nüfusu sağlıklı bir biçimde beslemeye yetmiyor, ikiye katlanmış nüfusa nasıl olur da ekmek, et, sebze yetiştirilir, bilim bu sorulara cevap arıyor.

Anadolu’da, Hititlerden kalan buğday tohumu ile tarım kaç yıl daha sürer ve bu zayıf tohum, gelecekte kaç kişiye yetecek ürün verir? İki katına çıkacak bir dünya nüfusu, öyle bire on veren buğday tohumu ile doymaz, aç kalır.

Yerkürenin toplam fotosentez kapasitesi belli… Güneş ışınlarının yerkürede fotosentez yaptırabileceği bitki nüfusu sınırlı…

Mevcudun birkaç katına çıkacak bir bitki popülasyonunun, yerkürenin oksijen hacmine nasıl bir etki yapacağı belirsiz.

Tarımda kullanılabilir su kaynakları sınırlı. Kullanılabilir su kaynakları da hızla azalıyor, yerküreyi yakın gelecekte bir su krizi bekliyor.

Bakın hıyar sendromu ile muzdarip vatandaşlar, bu işler o kadar kolay değil. Sizin işten, güçten, tembellikten, geyik yapmaktan fırsat bulup okuyamadığınız bir tartışmanın taraflarından alıntılar ile ufkunuzu açayım. Ekranınıza her düşen geyiğe mal bulmuş gibi saldıran parmaklarınız yerine, azcık da araştırma duygunuz harekete geçsin;

“ 2050’lerde 9.1 milyara varacak olan dünya nüfusunu beslemek için 70%’lere varan bir tarımsal üretim patlamasına ihtiyaç var”. BM Gıda ve Tarım Organizasyonu. FAO.

“ Dünya petrol rezervleri hızla tükeniyor. Yerine ikame edilen yakıt biodizel. Genetiği değiştirilmiş mısır biodizel üretimi için ideal ürün. GDO sadece beslenme amaçlı kullanılmıyor, kara, hava, deniz ulaşımında yakıt olarak da kullanılıyor”

“ İklim değişiklikleri, hızlı ve yaygın kentleşme, yerkürenin tarım yapılabilir arazi miktarını hızla azaltıyor. Yakın gelecekte, bu miktarlarda 50%’ye varan bir düşüş gerçekleşecek. Azalan tarımsal üretim, gıda fiyatlarında astronomik artışlara neden olabilir. Çözüm daha sınırlı alanda üretim patlaması sağlayacak tohum ıslah programlarındadır.” Uluslar arası Gıda Politikaları Araştırma Enstitüsü. IFPRI

“ GDO teknolojisi baş gösteren açlık sorununa tek başına çözüm olmayabilir. Ama, klasik tarım ürünlerinin doğal çaprazlaması ile elde edilecek yeni tohumların ekilmesi ile birlikte 9.1 milyar nüfusun beslenmesinde güçlü bir müttefik olarak değerlendirilebilir. Sorun sadece beslenme de değildir. Dünya yakıt krizine karşı biodizeli geliştirmelidir. Daha az güneş ışını, daha az su, daha dar tarımsal arazide daha yaygın bir tarımsal üretim için GDO teknolojisi güçlendirilmelidir.” Walter Alhassan. Africa Ziraat Araştırmaları Forumu.

Önünü, arkasını içeriğini yeryüzündeki saygın kaynaklardan, forumlardan, bilimin önerilerinden okuma, analiz etme, öğrenme…

“ GDO’lu ürünlere Hayır!”

Yapma yahu! Ben bu kafayı çok yerden tanıyorum.

Bor, toryum, titanyum, contorium vs geyiklerinden…



Hiç yorum yok: