Büyük
bir değişimi ve dönüşümü öneriyorum.
Büyük
bir değişimi ve dönüşümü öneriyorum.
Antalya’nın elindeki en
kıymetli turizm zenginliğini heba etmeyi bırakın. Dünyada eşi bulunmayan bu
muhteşem yolu, Antalya turizmine değer katmak için parlatmaya başlayın.
Kentin beton denizinden
çıkıldığı anda başlayan ormanın ve hemen aşağıda uzanan eşsiz maviliğin hakkını
verin. Onu harap etmeyi bırakın.
Antalya'ya saygın bir turizm
modeli daha kazandırın. Kente mutluluk ve zenginlik gelsin
O yolu, gezginlerin, sağlık
turizminin, fotoğrafçıların, şairlerin, ressamların, tedavi edici bir yaşam
coşkusunu hep birlikte tattıkları bir yeryüzü Cennetine dönüştürün.
Bu Cenneti, her gün binlerce
aracın, ortalığı dumana boğarak insan taşıdığı basit bir yol olmaktan
çıkarmanın zamanı geldi de geçiyor.
Çalışanlar, işi nedeniyle
Antalya’ya gidip dönenler, turistler, o daracık otobüs, otomobil camlarından
görünen manzarayı kanıksadılar.
Onlar için bir anlamı yok.
Belki farkında bile değiller. Her gün sadece ve sadece o yoldan gelip
geçiyorlar. Hepsi bu.
O zaman, sorun, insanları
bir yerden bir yere taşımaksa, başka yollar açın. Antalya’nın Kuzeyinden yeni,
geniş ve daha işlevsel bir yol yapın.
Ama artık bu muhteşem yola
itibar kazandırın. Onu, hak ettiği eşsiz mertebeye yükseltin.
Nereden
çıktı bu ‘çılgın’ öneri?
Türkiye’yi ve Dünyayı
gezenler, sorum size..
Antalya’dan Kemer’e
giderken, hemen solunuzda eşsiz bir mavilik, sağınızda gözbebeklerinize vals
yaptıran muhteşem bir yeşil..
Var mı böyle bir ahenk?
Her bir dönemecin ardından
patlayan bambaşka bir manzara?
Hele hele kış aylarında,
fırtınanın yola kadar savurduğu dalgalar.
Ya Kemer’den dönerken her
bir dönemecin ardından uzaklarda beliren sevecen Antalya silueti? Sanki
kucağına davet eder gibi gülümseyen bu muhteşem kent?
Hem giderken, hem de dönüşte
huzuru hücrelerine kadar hissetmeyen var mı?
Antalya-
Kemer yolu bir Terapi Hattı olmalı
Hatta terapinin de ötesinde…
O yol bir sanat, kültür,
yaşam, sosyalleşme rotası olmalı.
Dünyanın en temiz havası
orada teneffüs edilmeli.
En sakin ve bir o kadar da keyifli
bisiklet rotası, o yol olmalı.
O yolda yürüyenlerin
ayakları, gözleri, burunları, ciğerleri bayram etmeli.
Ruhu sakatlanmışlar..
Hüzünlüler..
Yaşamdan darbe almışlar..
Enerjileri tükenmişler..
O rotaya gelip tazelenmeli..
Gücünü toplamalı.
Hayata bağlanmalı.
Konyaaltı-
Kemer arasındaki asfaltı kaldırın
O yolda sadece toprak ve kum
olsun. Yani yarısı kum, yarısı toprak olabilir.
Ama trafik bitmeli.
Taşıtlara kapalı olmalı.
Sadece yürüyüş ve bisiklet..
Kum ya da toprakta yürüyüş
her şeyin ötesinde bir masajdır.
Tedavidir…
O yolda yürüyenler canları
istediğinde inip o güzel koylarda yüzebilmeliler.
Bu yürüyüşler zamanla
Antalya’nın bir kaynaşma ritüeline dönüşür.
Markalaşır…
Dünyanın sayılı terapi
etkinlikleri arasına girer.
Psikologlar, hekimler bu
yürüyüşü tavsiye etmeye başlarlar.
Doğa ve yaşam dergileri,
kanalları bu yürüyüşü haberlere taşırlar.
Hatta bir zaman gelir, yılın
belirli bir günü belirlenir. Antalya Terapi Yürüyüşleri Haftası olarak seçilen
bir zaman diliminde binlerce insan bu rotada kucaklaşır.
Orası
bir Yaşam Vahası olur
Yılda bir kez Resim Haftası
düzenlenir. Dünyanın sevilen, tanınan ressamları davet edilir.
Amatör ressamların da
katılımı ile resim yapma seansları düzenlenir.
Her yıl yüzlerce amatör veya
tanınmış ressam Antalya resimleri yaratır.
Elimizde dev bir resim
arşivi olur. Bu resimler hem Dünyadaki tanıtım fuarlarında sergilenir… Hem de
Antalya ile ilgili bir sitede online olarak sergilenir.
Fotoğrafçılar gelir..
Selfie meraklıları da…
O yol yılın her günü
fotoğraf safaricilerinin en cazip rotalarından birisi olur
Şairlere de yer olur..
Yazarlara da..
En
parlak önerimi en sona bıraktım
Meşhur Sıçan Adası..
Kıyıdan rahat rahat yüzme
mesafesinde..
Bu adayı sonsuz
yalnızlığından kurtaralım. Hayata katalım. O yolun heyecanına ve mutluluğuna o
ada da ortak olsun.
Sıçan Adası artık Antalya
gibi bir aşk ve heyecan kentinin parçası olduğunu anlasın.
Adanın yola bakan tarafına
her yaz başında bir ahşap sahne kuralım.
Kolayca sökülüp monte
edilebilen bir sahne..
Büyük ve işlevsel bir sahne
olsun.
Sahile de yine ahşap oturma
grupları, localar yapalım.
Bu ada ve sahil denklemine
neler sığmaz ki..
Konserler…
Operalar…
Sahilde binlerce
sanatsever..
Sahnede opera sanatçıları…
Karmen oynanıyor..
Moda defileleri…
Düşünün, Dünyanın sayılı
moda sanatçıları, ünlü mankenler, tasarımcılar burada.
Mankenler deniz üstündeki
sahnede…
Modacılar sahilde…
Lüks dürbünlerle defile
izliyorlar..
Bütün Dünya nefesini tutar,
bu etkinlikleri izler..
Bütün hepsi için bir tek
karar yeter.
Yolu kapatmak.
Gerisi gelir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder