6 Kasım 2020 Cuma

2021 için Kapkara Tablo Çizenler kimler?

Gelin, önce şu geçtiğimiz yılın bahar aylarına gidelim.

Kimler neler demiş, neler yapmış, bir bakalım.

2020 Baharında neler oldu?

Dünya Sağlık Örgütü, yaşanan Coronavirüs salgınını Pandemi olarak ilan etti. Bu karardan hemen sonra Türkiye de önlemlerini almaya başladı.

Birkaç gün içinde patlayan panik bir anda kaosa neden oldu. Yapılan birkaç önemli hata Coronavirüsün yayılmasını tetikledi. Bir süre sonra da adeta hayat durdu.

Turizm sektörünün içinde olan herkes gözlerini belirsiz gibi duran bir geleceğe dikti. Ufukları kaplamış olan umutsuzluk bulutlarına bakan herkes, 2020 için turizmin bittiğini ilan etti.

Gözlerine taktıkları siyah güneş gözlüklerinin karası akıllarını da karartan bazıları turizmin en az birkaç yıl için çöktüğünü beyan etti.

Ben her mecrada buna itiraz ettim.

Daha henüz ortalığın toz duman olduğu bir ortamda, Nisan ayında, bu paniğin Mayıs ayı ortasında geçmiş olacağını, Coronavirüsün gündemin alt sıralarına düşeceğini vurguladım.

Kültür ve Turizm Bakanlığının Türkiye’de ve Dünya’da kabul görecek ve güven sağlayacak bir strateji ile süreci yöneteceğine inanarak, sektöre güven verdim.

Dedim ki;

Haziran ayında iç Pazar..

Temmuz ayında, İngiltere, Rusya ve BDT

Ağustos ayında Almanya ve bütün Avrupa pazarı hareketlenir.

Çarkları döndürecek bir ivme yakalarız.

Aylardan Kasım…

Herkes haklı çıktığımı teslim ediyor.

Gamlı Baykuşlar şimdi de 2021 için ötmeye başladı

Yüzleri de kızarmıyor.

Hayat her dediklerini yalanlıyor. Ama onlar hiç üstlerine alınmıyor.

Her seferinde, bir sonraki felaket senaryosunu yazmaya başlıyorlar. Şimdi de gündemlerinde 2021 yaz sezonu var. Oraya çalışıyorlar.

Yine kapkara tahminlerde bulunuyorlar.

Yine umutsuzluk yaymaya çalışıyorlar

Yine turizmin geleceğine dair olumsuz tahminler yapıyorlar.

Yine moral bozuyorlar.

Acaba kimdir bunlar, bir bakalım..

Ne dedikleri hiç önemli değil. Kim olduklarını görelim.

Bunlar birkaç farklı kategoride toplanabilir.

Yaklaşımları, donanımları, becerileri, eğitimleri, geçmişleri itibarıyla birbirinden farklılaşan bu kategorilere bir göz atalım. Tanıyalım ve anlamaya çalışalım.

Eğer bunları doğru tanırsak ağızlarından çıkan kelama da ona göre tepki veririz.

Müzmin felaket tellalları

Kendileri gelecekten ve çevreden korkarlar. Hep bir felaket beklentisi içindedirler. Her şeyin bir anda alt üst olacağını düşünürler. Olumlu düşünenlere de öfkelenirler. Bu beklentilerinde haksız çıkmak da ayrı bir korku nedenidir.

Bu tiplerden, Türkiye turizmi için hiçbir dönemde olumlu sözler duymadık. Hiçbir dönemi beğenmediler. Her türlü başarıyı gölgelemeye gayret ettiler.

Gerginlikten beslenenler

Huzur ve barış onlar için zehir gibidir. Asla sindiremezler. Bulundukları çevrede sıcak dostlukların, huzurun, iyi ilişkilerin olmasından mutsuz olurlar. Bu meyanda, Türkiye turizmi için kapkara tahminlerde bulunduklarında ortalık buz keser, insanlar gerilir. Ortalık karışır. Bu tipler de bundan büyük bir haz alırlar.

Ezeli ve ebedi işsizler

Belli ki yeteneksizsin. Belli ki eğitimsizsin. Belli ki hasbelkader bir koltuk bulmuşsun, ama kısa sürede foyan ortaya çıkmış. Bir ay bile sürmeden yollanmışsın.

Zira üstüne hiç uymayan bir elbiseyi giymeye çalışmışsın.

Dolayısı ile işsizsin. Hem de ezelden ebede. Ta ki hangi sektörde ve hangi pozisyonda çalışabileceğine karar verene kadar.

Ama yapma!

Sen işsizsin diye bütün bir sektörün batması için dua etme. Karalama. Herkesin de işsiz kalmasını dileme. Buradan beslenme.

Dediğim gibi, Turizm ve yöneticilik sana uymuyor.

Git rahatça oynayabileceğin bir oyun alanı seç. Turizm için beddua etme.

Her daim başarısızlar

Aslında üstteki model ile çok benzeşirler. Zira başarısız oldukları için genellikle işten ayrılmak zorunda kalırlar. Ama başarısız olduklarını asla kabul etmezler.

Onlara göre suçlu daima kendileri dışında kalan süreçler, diğerleri ve dış koşullardır. Gelecek yıllarda da başarısız olacaklarını bildikleri için şimdiden kara tablolar paylaşırlar ki, muhtemel bir olumsuzlukta ellerinde gerekçeler olsun.

Çağdışı kalmışlardır. 2020’lerde, geçen yüzyılın ölçüleri, doğruları ile hareket etmeyi tercih ederler. Bilgilerini tazelemeyi düşünmezler.

Tam da bu nedenle çağı yakalayamazlar. Asla başarılı olamazlar. Başarılı olamayınca da sektöre umutsuzluk yaymayı tercih ederler.

Klavye bilmişleri, klavye filozofları

Bir topluluğun karşısına sıkıp iki lafı bir araya getiremeyen klavye filozofları, iş sosyal medyaya gelince bülbül kesilir. Bunlardan özellikle turizmde çok vardır.

Burada, doğru dürüst işler yapmaya çalışan, topluma ve sektöre moral verenleri görünce sinir krizi geçirirler ve bir sosyal medya linçi başlatmaya çabalarlar.

Hepsi boş…

Türkiye turizmi çok güçlüdür

Dinlemeyin.

Bakmayın.

İnanmayın.

Her şey çok güzel olacak.

Türkiye turizmi 2020’de başardı. Güven verdi. Gelen konuklar güvenerek evlerine döndüler.

2021 orada bizi bekliyor. Hep birlikte yaşayacağız ve göreceğiz.

Hiç yorum yok: