Gelin bir ufuk turu yapalım. Ama kimse kırılmasın, gücenmesin
Bu ufukta, bir yanda kaybedenler, bir yanda kazananlar olacak. Herkes hazır olsun.
Neden olacağını da aşağıda
okuyun lütfen.
Mart- Temmuz dönemi turizm
sektörü için tam bir yol ayrımı oldu.
Kimin uzun süreli maraton
koşucusu olduğu, kimin kısa mesafeyi bile çıkarmaktan aciz, nefessiz,
beceriksiz olduğu ortaya çıktı.
Kimlerin fırsat kollayan
felaket tellalları olduğu da..
Kimlerin sektöre umut ve
cesaret veren vizyonerler olduğu da..
Bu süreç zor zamanlarda
sektöre kapkara haberleri üfürüp zehirleyenleri de açığa düşürdü. Heybelerinde, sektöre kin ve nefretten başka bir şeyleri olmadığı ortaya çıktı.
Merak edenler sosyal medyalarındaki Mart, Nisan, Mayıs ayları paylaşımlarına tekrar bir bakıversinler, bir zahmet. Daha da merak edenler, bir yerlerde hazırlanan korku ve panik yaratacak paylaşımları dağıttıkları whatsapp geçmişini de bir gözden geçirsinler.
" 2020 nedir ki, 2021 bile kuşkulu. Turizm falan olmaz artık bu ülkede" diyenleri unutmadık."
Zor
zamanları aşacağız
Bir zaman gelecek ve
coronavirüs yenilecek. Eğer, gelecek başka krizlere gebe değilse, hayat normale
dönecek. Ama bunun adı Yeni Normal
olacak.
Yeni normal, yeni iş
modelleri, yeni oyuncular, yeni kurallar ile gelecek. Aniden değil, ama zamana
yayılan bir dönüşüme tanık olacağız.
Pandemi sonrasında
birileri kaybetmiş, birileri de kazanmış olacak.
Birileri
geleceği kazanacak.
Turizm endüstrisinde
geleceği kazanmak demek, pazarda çok güçlü bir konuma yükselmek anlamına
gelecektir.
Geleceği kazanacak olan o
birileri..
İnsanların saygısını
kazanacak.
Güvenini kazanacak..
Sevgisini kazanacak..
Gönüllü avukatlığını
kazanacak.
Pazar liderliğini
kazanacak..
Bunları kazanacak olanlar
kimler olacak ve bu nasıl olacak? Bu lider işletmeler ne yapacak ya da ne
yapmış olacak da, bu mertebeye yükselecek?
Turizmin
onuruna ve ruhuna sahip çıkanlar
2020’nin kış aylarında
başlayan pandemi faciasında doğru bir duruş sergileyenler..
Dik duranlar.
Yenilmeyenler.. Yıkılmayanlar..
Bu duruştan beslenen duygular
ile çalışanlarına liderlik yapanlar. Onlarla sevecen ve cesur bir iletişimi
sürdürenler. Morallerini yükseltmelerine omuz verenler..
Pandemi ilan edildiği
andan itibaren risk planlarını devreye alanlar…
İnsanlar evlerine
kapandığı andan, sezon açılana kadar, çalışanları ile düzenli iletişimi
sürdürenler, onları bilgilendirmeyi ihmal etmeyenler..
Kurumsal hiyerarşi ile
sarmalanmış bir sevgiyi ve ihtimamı onlara yansıtanlar. Bütün kademelerdeki
yöneticileri ile düzenli olarak görüşenler, bilgi paylaşanlar..
Zor zamanların en önemli
silahı olan aidiyet duygusunu besleyenler.
Çalışanlarını kaybetmemek
için her türlü fedakarlığı yapabilenler..
Onlar
kazanacaklar.
Turizm endüstrisinin en
değerli varlığı olan eğitimli ve donanımlı işgücünün en iyilerini kazanacaklar.
En iyiler ile en iyi hizmeti sunacaklar.
Hemen, orta vadede ve uzun
vadede oyunun kesin kazananı olacaklar. Onlar turizm dünyasının bütün
oyuncularının kalplerine girecekler.
Kaldı ki her alanda oyunu kazananlar tüketicilerin, çalışanların,
paydaşların kalplerine girmeyi başaranlardır.
En az bu kadar önemli olan
bir boyutu daha var.
Piyasalar.
Ya da daha yaygın ifade
ile tüketiciler. Onlarla olan iletişim ve paylaşımlar.
Sadede
gelelim.
Bu gün, sektör ile olan
ilişki anlamında, kafası en karışık olan kitle onlar.
Toparlayalım.
Pandemi öncesinde..
Pandemi döneminde
Pandemi sonrasında..
Pazar ile, müşterileri ile
en samimi ve en şeffaf iletişimi kuranlar kazanacak.
En doğru önlemleri alanlar
ve bunu yaparken tesisini bir yasaklar adasına çevirmeyenler kazanacak. Onlar,
tatilin özündeki özgürlük hissini korumayı başarmış olacaklar.
Tesise gelen konuğunu en doğru şekilde bilgilendiren ve koruyanlar, piyasaların en değerli markaları haline gelecekler.
Olabilecek şikayetleri ve
yorumları en kısa sürede okuyan ve hemen çözüm üretenler bunun karşılığını
gelecek yıllarda fazlası ile alacaklar.
Birileri
kazanıyorsa..
Birilerinin de kaybedeceği
aşikar.
Önce çalışanlardan
başlayalım.
Çalışanları eve kapandığı
andan itibaren onlarla düzenli iletişim kurmayı beceremeyenler.
Onları evlerde kaderlerine
terk edenler. Motive etmek bir yana, bir kere bile arayıp hal hatır
etmeyenler. Duygusal kopuş yaşayanlar.
Çalışanlarının sağlığını,
en az müşterileri kadar titizlikle koruyamayanlar..
Aylarca süren belirsizlik
boyunca çalışanlarına doğru mesajları veremeyenler. Yanlarında olduklarını
hissettiremeyenler.
Kaybedecek.
En değerli işgücünü..
Başarılı yetenekleri..
Emek dünyasındaki
güvenilirliklerini
Çalışanların sadakatini…
Verimliliğini
Kaybedecek..
Bu
kadarla kalmayacak. Daha da ötesi var.
Misafirleri ile geleceğe
dönük bir iletişim kuramayanlar..
Beklentileri
karşılayamayanlar.. Gerçeklerden korkanlar.
Ürününe ve markasına
güvenmeyenler, ama alternatifi olmadığı için burada çalışmaya devam edenler,
buna mukabil markasına yeterince sahip çıkmayanlar.
Kaybedecek.
Hep birlikte göreceğiz…
Önümüzdeki dönemde birçokları
tarih olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder