Çok ilginç bir yaz geldi ve geçiyor. Otelleri açıp açmama kararını verirken arafta kaldık. Bir türlü karar veremedik. Bazı adımları atmakta geciktik.
Doğrusunu itiraf etmek
gerekirse, bu yaz bütünlemeye kaldık.
Konuklarımız bu yaz
performansımızı çok beğenmediler. Sınıfta bırakmadılar, ama gelecek yıl tekrar
sınava almak üzere bizi ikmale bıraktılar.
Eskiden, Eylül ayı, hızlı,
renkli ve coşkulu geçen bir yazın sonunu haber verirdi.
İnsanlar tatilden dönmeye
başlardı. Okullar açılırdı. Hayat her alanda normalleşirdi. Tempo düşmeye
başlardı. Eylül insanların yüreğine aşkın ilhamını nakşederdi.
Eylül, aynı zamanda, sıcak
yaz turistlerine göre daha rafine zevklere sahip tatilcilerin seçkin tatil
yörelerine seyahat etmeye başladığı ve otellerin dingin bir havaya girdiği ay
olurdu.
Bu ay ile birlikte hem
tatilciler, hem de oteller psikolojik açıdan rahatlamaya başlardı.
Bütün
bu ifadeler 2020 öncesine özeldi ve orada kaldı.
Covid19 geldi ve artık tatil
ve seyahat dünyasının yeniden tasarlanması acil bir gündem maddesi olarak
önümüze konuldu.
Artık yeni tanımlar, yeni
kriterler, yeni ürünlerin ortaya konması gerekiyor.
Bu demektir ki, sektörün
önünde önemli bir görev var. Bir araya gelmek ve hem geçmişin hem de yaşanmakta
olan sürecin bir muhasebesini yapmak.
Bunun için hem birçok
neden var, hem de yeterli zaman. Böyle yaparsak, Covid19 sonrası Dünya’ya yeni
turizm modelleri sunabiliriz.
Bu
zor zamanlar için size bazı önerilerim var.
Önceliğimiz, zor
zamanlarda tatile gelen ve mutsuz olan insanları kazanmak.
Kaldı ki, bu tavsiyelerim
bu günden uygulanabilir.
Sezon devam ediyor. Geriye
kalan sürede herkesi etkilemeli ve kazanmalıyız. Sezon bitene kadar,
Antalya’dan, her gün binlerce mutlu ve bizi savunmaya hazır konuk evine
dönmeli.
Yoksa sosyal medya ve
yorum siteleri mutsuzluk hikayeleri ile dolup taşacak.
Turizm Dünyasında her
zaman için bir tartışma potansiyeli vardır. Daha da ötesi, müşterilerin hizmet
ve ürünlerden memnun kalmaması da neredeyse kader gibidir.
Ne yaparsanız yapın yeterli
bulmayacak ve mutsuz olacak birileri her zaman olacaktır.
Sosyal mesafe artık bir
kural haline geldi.
İlave olarak birçok
güvenlik ve sağlık önlemi alındı. Bu nedenle tatilciler daha çok para
ödeyecekler. Virüse karşı kendilerini rahat hissetmek isteyecekler.
Gelecek yıl daha az
hoşgörülü, daha sabırsız bir konuk profili ile karşılaşacağımız kesin.
Ne yaparsak yapalım
gelirken taşıdıkları gerginlik ile bize hep sorular soracaklar. Sorunlar
çıkaracaklar. Bizi zorlayacaklar. Gerecekler.
Gelecek yıl insanlara
asla, hayır cevabını vermeyin. Bunun yerine ekip olarak o talebine
alternatifler sunmaya çalışın.
Bu seçenekleri sunarken ön
saflarda çalışanlarınızın sabırlı olmasına dikkat edin. Onlara devamlı olarak
empati ve anlama eğitimleri verin.
Yasal,
duygusal ve profesyonel sınırlarınızı bilin.
İnsanların seyahat
etmelerinin birçok nedeni vardır. Kimileri eğlence arayışındadır. Kimileri İş
için seyahat eder. Kimileri de sosyal statü için.
Özellikle ikinci gruptakiler
turizm profesyonellerinden ‘ sosyal duruşun gücünü anlamalarını beklerler.
Tatilcilerin yüreğinde birçok korku ve endişe olabilir. Çok basitçe ifade etmek
gerekirse, özür ve bahane duymak istemeyebilirler.
Tatilciler özellikle bu
kriz dönemlerinde, sinirlenmede çok hızlı ve affetmede çok yavaş olabilirler.
Tam da bu nedenle siz sakin ve sabırlı kalmak zorundasınız.
Dışarıdaki gerginlikleri
ve öfkeyi kapıda bırakın. Pandemi sonrasının seyahat dünyasında, ev
sahiplerinin sabırlı ve sakin kalması çok önemlidir.
Aslında müşterinin size
gelerek şikayetlerini iletmesi, daha iyi hizmet ve ürün sunabilmeniz için bir
fırsattır ve işyerinizdeki en güçlü eğitimlerden daha etkili bir eğitim
şansıdır.
Ama
bu noktada bir şart var.
Mutlaka dinlemelisiniz.
Sözünü kesmeden ve büyük bir dikkatle dinlemelisiniz.
Dahası var.
Savunmaya geçmeyin.
Gardınızı alırsanız, o da alır.
Ne istiyorsunuz? Haklı
çıkmak mı, onu şikayet noktasına getiren sorunları çözümlemek mi?
Sorununu ileten misafir
karşısında şunları yapın;
Şikayetlerini ve
önerilerini mutlaka not alın. Kişiliğine ve konuşmasına verdiğiniz önemi ve
saygıyı vurgulamış olursunuz.
Zamanınız var ise,
müşteriden aldığınız bilgileri ekip arkadaşınızla paylaşın. Deneyimleri var ise
aktarmasını ve çözüm için öneri getirmesini isteyin.
Stres
yönetimi tekniklerini mutlaka öğrenin.
Sıkı bir empati kurma
eğitimi alın. Bu becerinizi geliştirin.
Bilin ki, tıpkı sizde
olduğu gibi, müşterinizin de zor zamanları olacaktır. Bu zor zamanlar da tüm
ağırlığı ile sizinle iletişim kurduğu dönemlere denk gelebilecektir. Zor
zamanlarınızda siz neler bekliyor ve istiyorsanız, müşteriniz de aynı
beklentiler içinde olacaktır.
Başarılı yöneticiler,
etkili müşteri karşılama uygulaması yapabilenlerdir.
Öncelikle kimsenin
davranışını değiştiremeyeceğinizi kabul edin. Tek silahınız kendi
davranışlarınız, pozitif etki gücünüzdür.
Kontrolünüzü asla
yitirmeyin.
Dinleyin.
Dikkatinizi ve ilginizi
gösterin.
Asla suçlamayın.
Şikayet karşısında
şirketinizi suçlamayın.
Şikayet sonrasında
iletişime devam edin. Önemli ve özel günlerde müşterinizi hatırlamanız önemli
bir silahtır. Kendinizi unutturmayın.
Müşterinin, kendisine daha
fazla ürün ve hizmet seçeneği değil, tam aradığı ürünü/hizmeti tam istediği
zamanda, yerde ve biçimde bulmak istediğini bilin.
Her müşterinin özel
beklentilerinin bilgisine sahip olmak önemlidir, burada da sağlıklı ve aktif
bir dinleme becerisi gereklidir.
Sizinle müşteri arasındaki
ilişki bir tür karşılıklı tanıma ve öğrenmeye dayalı olmalıdır. Bu sayede
önemli bir avantaj yakalarsınız.
Müşteriyi kendisi hakkında
bilgi vermeye yönlendirin. Ne kadar çok öğrenirseniz o kadar çözüm üretme
şansınız olacaktır. Hiç tanımadığınız bir müşteriye nasıl bir yaklaşım
sergileyeceğinizi kolay kolay kararlaştıramazsınız.
Sorularınızla müşteriyi öğretmenlik
yapmaya yöneltin. Öğretmenlik rolü her insanın gurur duyacağı bir misyondur.
Bunu önemsediğinizi hissettirin.
Kişisel bilgilerinin
mutlaka aranızda kalacağı güvencesini verin, güven kazanmanın önemli bir
yöntemi sır saklamaktır.
Her fırsatta memnuniyetini
sorgulayın. Bu sorularda samimi olun.
Başa dönelim..
Gelecek yaz otelcilerin
tam bir sabır taşı olmaları gerekiyor…
Tam bir sakinleştirici
gibi davranmaları şart olacak.
İkinci bir şans aldık ,
değerlendirelim..
En önemlisi..
Elimize ulaşan bütün
yorumları, şikayetleri ve kendi gözlemlerimiz sonucunda elde ettiğimiz bütün
verileri toparlayalım. Kış aylarında bütün çalışanlarımıza başucu kitabı olarak
verelim. Ders çalışmalarını rica edelim. Yönetim ekibi olarak her bir yorum ve
şikayet üstünde tek tek kafa yoralım.
Alınacak çok ders var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder