30 Aralık 2012 Pazar

Değiş ya da öl


Akdeniz’deki çok değerli turizmci dostlar…

Yatırımlarınızın verimliliğini bugünlere kadar başarı ile sürdürdünüz.

Bunu yaparken de çok önemli bir misyonu yerine getirdiniz.

Bu ülkeye sadece istihdam değil, yurtdışında muhteşem bir itibar da kazandırdınız.

En küçük bir şüphe bile duymadan açıkça ifade ediyorum, yüzlerce yıllık ‘Barbar Türkler’ algısı yerle bir oldu ise, bunda en büyük pay sizindir.

Sizin, Dünya’nın en riskli ve en kırılgan endüstrisi olan turizme yaptığınız cesur yatırımlar bu süreci başlattı.

Sizin yatırımlarınızda olağanüstü bir konukseverlik ile karşılaşan Avrupalı’nın, Rus’un, Amerikalı’nın ezberi bozuldu.


Otellerde, sokaklarda, meydanlarda, istisnalar dışında, muhteşem bir konukseverlik ile karşılaşan turist bu ülkede müşteri değil, insan olduğunu hissetti.

Ülkesinde itilen, kakılan, ötekileştirilen ve hayata inancı tükenmiş Avrupalı emekli sizin tesislerinizde insan olmanın gururunu yaşadı. İşte tam da bunun için otellerinizin müdavimi oldu.

Bugün Avrupa’nın önde gelen yayınları, araştırma kuruluşları, tatil siteleri, bu eşsiz ülkeyi her yıl, tatil seçeneklerinin ilk sıralarına koyuyor ise, bunun haklı gururu size aittir.

Bütün bunlar için size kocaman bir teşekkür.

Daha alınacak çok yol var. Yaşananlar, Türkiye’nin gelecekte varacağı yerin belki çeyreği bile değil. Ben de sizler gibi Türkiye’nin geleceğine adeta biat derecesinde güveniyorum.

Teşekkürden sonra bir de minik bir uyarı. Tehlike uyarısı demeyelim, bir işaret…

Aslında bu dev yatırımları akıl eden, hayata geçiren, yaşatan sizlerin de çok iyi bildiği ve mutlaka gündeme aldığı bir durumu hatırlatma…

İnsan artık daha az sadık…

Ya da daha az sadakatli, diyelim.

Hele hele ürünlere, markalara, kurumlara sadakat daha da hızla azalıyor. İnsanın sadakatini kazanmak için kırk takla atmak zorundasınız.

Teknoloji ve bilgiyi genetik hafızasına kodlayan insanoğlu artık daha yeniyi, daha ilginç olanı, daha yararlıyı, daha estetiği, daha etkin olanı arıyor.

İnsanoğlu tüketim alışkanlıklarında ‘ihanet’i normalleştirdi ve bundan asla bir vicdani rahatsızlık duymuyor artık.

İnsan, tüketim dünyasının 7 Kocalı Hürmüz’ü oldu.

Bu gerçekliği görmek, anlamak ve kabullenmek durumundayız. Ki, bu ‘ihanet’ trendine yenilmek bir yana, biz tüketicinin aklına ve yüreğine en ‘çapkın’, en ‘çekici’ seçeneklerle girelim ve her daim ‘gözdesi’ olalım.

Tamam.

“Edebiyatı bırak kardeşim, anlat ne oluyor?” dediniz.

Duydum.

Hemen sadede geliyorum.

Hadi gelin he birlikte itiraf edelim.

Turizm, katma değeri çok yüksek bir endüstri değildir.

Doğanın ve tarihin verdiği zenginlik turizmin en önemli bileşenidir ve bu bileşenin ortaya çıkmasında insan aklının en küçük bir katkısı yoktur.

Yani…

Antalya’ya bu eşsiz kıyıları insan aklı vermedi.

Antalya bu eşsiz denizi bir ziynet gibi kuşanırken insanoğlunun ortaya çıkmasına daha milyarlarca yıl vardı.

Antalya, denizinde yüzülürken, bir saat mesafede kayak yapılabilen bir coğrafya, ama insan iradesi bunun dışında.

İşin kötüsü de bu ama…

Aynı insanoğlu, artık içinde insan aklının ve emeğinin billurlaştığı ürünleri tercih etmeye başladı.

Yaratıcılık istiyor…

Emek istiyor…

Zeka istiyor…

Fayda arıyor…


Bakınız değerli dostlar, gelecekte, belki tahmininizden de daha önce bütün bu otelleriniz, tatil köyleriniz vs vs demode olabilir.

Doyumsuz insanoğlu, otellerinizi ve tatil köylerinizi hafızasındaki ‘etnografya müzesi’ne postalayabilir.

Tatil anlayışı değişebilir.

Hayata bakış açısı farklılaşabilir.

Teknoloji insana bir tatilden beklediği her şeyi evinde ve dijital olarak sunabilir.

İşte tam da bunun için diyorum ki;

‘Differentiate or die’ yani ‘ değiş ya da öl’ 

Bu mevzuu uzun bir süre işleyeceğim. İş çok ciddi zira… Bir önceki yazım ile bağlantılı olarak adım adım gideceğim. Sonuçta ortaya projeler çıkacak.

Umarım yararım olur.

Bir önerim var elbette. Ama önerimi size sunana kadar siz lütfen şu haberi okuyun.

Alman mimar Bolu'ya yaşlılar köyü kuracak

Kardeş iki kent Neuss ve Bolu ortak bir projeye imza atarak Bolu’da Alman ve Türk yaşlıların bir arada yaşacağı Yaşlılar Köyü kuracak.

Uzmanlık alanı çevreci binalar olan Alman mimar Ingo Tintemann tarafından Yaşlılar Köyü’ne inşa edilecek 400 ev, enerji giderleri düşük çevreci özelliklere sahip olacak.

Özel yönetimi de olacak Yaşlılar Köyü’ne ayrıca rehabilitasyon merkezleri de kurulacak.

Yaşlılar Köyü’nün kurulacağı alanı tespit etmek için beraberinde bir heyetle kısa bir süre önce Türkiye’ye giden mimar Ingo Tintemann, burada kendilerine gösterilen üç farklı arazi arasından köyün kurulacağı alanı seçti.

Ingo Tintemann, “Burası aynı zamanda coğrafi açıdan çevreci binaların yapımı için oldukça iyi bir konumda. Yeterince güneş alıyor ve engebeli bir arazide olması nedeniyle rüzgardan korunuyor” dedi.

Ocak ayı sonunda tekrar Bolu’ya gideceğini söyleyen Tintemann, Yaşlılar Köyü içerisinde hobi alanlarının geniş tutularak bu köyün huzurevi görünümünden uzaklaştırılmasının hedeflendiğini de ifade etti.

İlk etapta 200 evin yapımına başlanmasının planlandığını belirten Tintemann, çevreci özelliklere sahip binaların yapılmasının Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz’ın fikri olduğunu söyleyerek,

“Bolu’da neredeyse beş ay evlerin ısıtılması gerekiyor. Yapılacak çevreci evlerle enerji tasarrufu da sağlanacak. Bolu Belediyesi projenin gerçekleşeceği alanda arsa alımına devam ediyor. Köyde yaşlı insanlar yaşayacağı için engebeli arazinin alt ve üst kısımlarını bir asansörle birbirine bağlamayı da düşünüyoruz. Engebeli arazilerde yaya ulaşımını rahatlatmak için Portekiz’in başkenti Lizbon’da, İspanya’da ve Kuşadası’nda kayalıklar üzerine inşa edilmiş bir otelde bu tip asansör örnekleri var. Bu örnekleri yakından inceleyeceğiz” dedi.

Önümüzdeki yıllarda yapımına başlanacak Yaşlılar Köyü projesine Neuss ve Bolu kentleri dışında Alman Kızılhaçı ile Kızılay da destek verecek.

Bolu Belediyesi Basın Danışmanı Hüseyin Tuncay yer tespiti için Bolu’ya giden mimar Tintemann’ın Su Arıtma Tesisleri’nin bulunduğu bölgeyi uygun gördüğünü söyleyerek, gerekli resmi işlemlere başlandığını ve kısa zaman içerisinde konu ile ilgili somut adımlar atılacağını ifade etti.

Hiç yorum yok: