Geleceği öngöremezseniz, geleceği planlayamazsınız.
Bu da olmayınca, hiç hesapta
olmayan krizler patlar ve hazırlıksız yakalanırsınız.
Geçmişte hep böyle oldu.
Terör?
Körfez krizi?
2008 Küresel finans krizi?
Rusya ile askeri uçak krizi?
Darbe?
Pandemi?
Deprem?
Bu gün itibarıyla, sektör,
gelecek analizlerini gündemin ilk sırasına almalıdır.
Şimdi, gelecek 10 yılda
karşılaşabileceğimiz kriz kaynaklarını sıralayalım.
Rusya-NATO
gerilimi
İnsanlık tarihinin en stratejik
kara parçasına egemen olma mücadelesi artarak devam ediyor. Oyuncular
değişiyor, ama savaşın amacı aynı kalıyor. Bu kara parçası Avrasya’dır. Zira
buraya egemen olan Dünyaya hükmeder.
Bu gün, bu kara parçasına
egemen olma kavgasının tarafları NATO ve Rusya. Aralarındaki jeopolitik gerilim
yükseliyor. Ukrayna Savaşı, ilişkileri, son zamanların en istikrarsız dönemine
soktu. NATO bir yandan Rusya’ya ekonomik yaptırımlar uyguluyor, bir yandan da
Ukrayna’ya askeri ve finansal destek veriyor. Bu bir nevi sabır testidir.
Siber
haydutluk
Dijital çağın en belalı
risklerinden birisi siber saldırılardır. Bu tehlike her an daha büyük, daha
karmaşık, daha amansız hale gelen bir jeopolitik sorundur.
Gerek bireysel kuruluşlar ve
gerekse ülkelerin stratejik kurumları bu riskin hedefleri arasındadır. Ulusal
güvenlik bu risk karşısında oldukça kırılgandır.
Ulusal altyapılar
dijitalleşiyor. Elektrik şebekeleri, su tedarik ağları, ulaşım sistemleri,
finans kanalları siber saldırı8lara karşı giderek daha savunmasız hale geliyor.
Bu sistemlerin maruz kalacağı yıkıcı bir siber saldırı, ülkesel ve hatta
bölgesel çapta kaos yaratabilir.
Kalıcı siber saldırıların
yansımaları finansal piyasalar ve ekonomi üzerinde geniş kapsamlı bir etkiye
sahip olabilir. Devlet ağları, özel sektör ağları ve altyapılarının tümü
bilgisayar korsanlığı ve casusluğa açıktır.
ABD
ile Çin arasındaki Stratejik Rekabet
Çözümsüz kalan bir dizi
çatışma ve gergin rekabet, 2024 yılında şiddetli bir jeopolitik risk
kaynağıdır. Bunların en tehlikelisi ABD ile Çin arasındaki gerilimdir.
Bir taraftan Güney Çin
Denizindeki hegemonya kavgası, diğer taraftan Tayvan’ın statüsü ABD ile Çin
arasındaki gerginliğin iki temel nedenidir.
Öte yandan, finans ve
teknolojideki aşırı rekabet de iki devin arasındaki mesafeyi açmakta ve uzlaşma
olasılığını azaltmaktadır.
Güçlenen
Ulusalcı Pragmatizm ve Küreselleşme Karşıtlığı
Küreselleşme karşıtı
hareket, ekonomik büyüme önünde bir engeldir. Uluslararası ilişkileri de
olumsuz etkiler. Rusya’nın Ukrayna saldırısı Avrasya ülkelerini içe kapanmaya
ve kendi halklarının çıkarlarını korumaya yöneltti.
Ulusalcı pragmatizm,
hükümetleri kendi sanayilerini desteklemeye teşvik etti. Ülkeler, yabancı
rekabete karşı koruma duvarlarını yükseltmeye başladılar. Yerli üreticiler,
sübvansiyonlarla dışarıya karşı destekleniyor.
Yakın gelecekte, kapalı
ekonomilerden oluşan kapalı bir Dünyaya geçebiliriz. Bu ise, yerel ölçekte
işsizlik, pahalılık ve kıtlık anlamına gelecektir. Ekonomik krizler her zaman
siyasi ve sosyal kargaşayı tetikler.
İklim
riski
İklim riski, artık onu risk
olarak isimlendirecek üst sınırı çoktan geçti.
Küresel göç dalgaları, iklim
kaymasının sonuçlarından birisidir. İklim riski, politik açıdan en
kutuplaştırıcı sorunlardan birisidir. Mesela kitlesel göçler hedef ülkelerin
istikrarını bozmaktadır. Göç edenler, yerleşik halk arasında nefret duygusunu
yükseltmektedir.
İklim riskinin ulusal
güvenlik ve küresel istikrar üzerinde geniş kapsamlı etkileri olacaktır ve
iklim değişikliğinin etkileri aşırı hava olayları, türlerin yok olması,
yükselen deniz seviyeleri ve gelişmekte olan ülkelerde artan yoksulluk şeklinde
şimdiden görülmektedir.
İklim değişikliği
kasırgalar, kuraklıklar, seller ve orman yangınları gibi daha sık ve şiddetli
hava olaylarına yol açarak altyapıya zarar vermiş ve tedarik zincirlerini
bozarak, kaynak kıtlığına ve ekonomik istikrarsızlığa yol açmıştır.
Enerji
güvenliği
Sürdürülebilir ve
erişilebilir enerji kaynaklarına sahip olmak bir ülkenin ekonomik refahı için
yaşamsal öneme sahiptir.
Buraya kadar anlattığımız
iklim, siber güvenlik ve Ukrayna savaşı riskleri, küresel enerji hatlarına
büyük zarar verdi. Bu konuda endişeler arttı.
Enerji 2024 için en
korkutucu jeopolitik risklerden birisidir.
Ukrayna Savaşına kadar Rus
gazı Avrupa’daki haneler ve ekonomiler için ucuz ve bol bir enerji kaynağı idi.
Bu avantaj kayboldu.
Bu durum, Avrupa’nın
ekonomik rekabet gücünü zayıflattı. Bu
ülkelerin ekonomileri orta vade için güçlü imdat işareti veriyor.
Covid19
Pandemisi ve Gelecekteki Olası Epidemiler
Pandeminin sosyal ve
ekonomik zararı halen devam ediyor. Bir başka taraftan mutasyonlar ve yeni
virüsler, yeni hastalıkları ortaya çıkarıyor.
Hayatın düzgün işlemesi için
küresel sağlık sisteminin güvende olması gerekir. Ancak, yeni virüsler ve
mutasyonlar sistemi tehdit ediyor.
Keza, tedarik zincirleri de
bu risklerden payını alıyor. Mutasyonların ve yeni virüslerin güçlenmesi,
küresel sağlığı 2024 ve sonrası için kırılgan hale getiriyor.
Pandemi, küresel ticareti
önemli ölçüde etkiledi.
Birçok ülke virüsü
engellemek için sınırları kapattı ya da seyahatleri yasakladı. Bu kargaşa,
gelecekte de karantina ya da üretim kesintileri olasılığını güçlü tutuyor.
Pandemi nedeniyle kesintiye
uğrayan tedarik zincirleri, kısıtlamaların kademeli olarak azaltılması ile
toparlanmaya başladı. Ama bir başka risk ortaya çıktı. İşgücü
yetersizliği. Bir taraftan da bazı
ürünlere dönük aşırı talep nedeniyle pahalılık da önemli riskler arasına girdi.
Ürün azlığı karaborsaya neden oluyor.
Pandemi aynı zamanda bazı
ülkelerin ticari engeller ve tarifeler uygulamaya başlaması yüzünden
korumacılığı da güçlendirdi.
Bu tür politikalar jeopolitik
gerilimleri artırabilir ve daha parçalı bir küresel ticaret sistemine yol
açarak, ekonomik büyüme ve jeopolitik istikrar üzerinde olumsuz etkiler
yaratabilir.
Türkiye turizmi bu risklere
göre acil durum planlamaları yapmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder