19 Şubat 2024 Pazartesi

Etkili Hitabet Zor Bir Sanattır

Hitabet, dinleyenleri, bir sonraki cümleyi şiddetle merak ettirme becerisidir.

Sizi dinleyen insanlara akıcı bir şekilde konuşmak zor bir sanattır.

Dinleyen ya da dinlemek zorunda olan insanların ilgisini canlı tutmak çok daha zor bir sanattır. Bu ilgiyi canlı tutabilmek için çok iyi bir hazırlık gerekir.

İnsanların, konuşan kişiyi, içten gelen bir dikkat ile dinleyebilmeleri için, hitabet sanatında ustalaşmak gerekir. Bu da yetmez. Dinleyicileri çok iyi analiz etmek ve onları saracak bir hitabet tarzı geliştirmek şarttır.

Şurası bir gerçek ki, insanlar size bu ilgiyi mutlaka vermek zorunda değiller.

Aksine, siz, bu ilgiyi çekmek için gereken bütün becerilere sahip olmak durumundasınız.

Bu becerilere kısaca bakalım.

Canlı, etkili ve kararlı bir ses tonu.

Bu ses tonunu adeta bir senfoni gibi kullanacak ustalık.

Bu ustalığı destekleyecek bir beden dili.

Merak ve heyecan uyandıracak mimikler.

Sesinize uygulayacağınız dalgalanmalar.

Doğru yerde verilecek duraklamalar.

Bunların tamamı, iyi bir konuşmacı olmak için size avantaj sağlar. Ama madalyonun bir de öteki yüzü vardır. Siz, sağlıklı ve dinamik bir etkileşim için önemli bir role sahipsiniz. Bir de sizi dinleyenler var. İşte asıl odaklanmak zorunda olduğunuz taraf onlardır.

Onları safınıza çekmenin kolay olmadığını hatırlayalım.

Şu keskin cümle hep aklınızda olsun.

Kimse sizi dinlemek zorunda değil.

Dinlemek zaman alır. Kişinin, kendisine ait zamandan ayırıp sizi dinlemesi için ona çok haklı nedenler sunmalısınız. O zamanı size zorla değil gönülden ayırmalıdır.

Dinlemek, beyinsel enerji harcamaktır. Kişinin, beynini size odaklaması için, ona, cazip, keyifli ve heyecanlı konular sunmalısınız.

Dinlemek gözü yorar. Zira doğru dinlemek için, konuşan insana bakmak gerekir. Kişinin gözünü sizden ayırmadan dinlemesi için, uyumlu bir görüntünüz olması gerekir.

Bunları sağlamanın yolu sıkı bir hazırlıktan geçer.

Doğru soruları sormak ve doğru cevapları bulmak önemlidir.

Bu konu ya da konuşacağım hususlar, dinleyiciyi saracak mı?

Bir heyecan yaratacak mı?

Onlarda, bambaşka bir bakış açısını tetikleyecek mi?

Kafalarında soru işaretleri uyandıracak mı?

Konuştuklarımın etkisi uzun süre devam edecek mi? Yoksa hiçbir iz bırakmadan, kulaklardaki mana bariyerlerinde takılıp kalacak mı?

Düşündürecek mi?

Hatta daha da ötesi var. Şaşırtacak mı?

Kızdıracak mı?

Bu tepkilerin hepsi konuşmanın başarısı için birer ölçüttür.

Düşündürüyorsa, onu sardınız.

Şaşırıyorsa, onu sarstınız.

Kızıyorsa, duygularından yakaladınız.

Günümüzün bir gerçeğini hatırlayalım. İnsanoğlu odaklanmakta zorlanıyor. Özellikle de konuşmalara odaklanmakta fiziksel ve duygusal zorluklar yaşıyor.

O nedenle, konuşma öncesinde, dinleyenlere dair çok somut bilgilere sahip olmalısınız

Konu onlar için ilginç mi?

Beni ne kadar süre heyecanla dinleyebilirler?

Bu da yetmez.

Konuşurken çok iyi bir gözlemci olmak zorundasınız.

Dinleyicilerin bakışlarından en doğru sonuçları çıkarmalısınız.

Sıkıldılar mı?

Heyecanları sürüyor mu?

Sonuç..

Doğru zamanlama..

Doğru konular..

Doğru ses tonu..

Doğru mimikler ile insanları sarabilirsiniz.

Ama unutmayın. Azami odaklanma süresi yirmi dakikadır.

Son bir not: Sakın, ama sakın elinize sayfalar dolusu not alıp oradan okumayın.

İlk dakikada kaybedersiniz.

Hiç yorum yok: