17 Haziran 2020 Çarşamba

Bu gün Neler oluyor ve Yarın neler olacak?


Ezberlerimiz bozuldu.
Bakış açılarımız değişti. Hayatımıza yeni kavramlar girdi. Birçok kavram ise kayboldu.

Hemen bir örnek vermek gerekirse, Otelcilik Dünyasının içindeki temel değer olan, İnsani Dokunuş, bilinmez bir meçhul zamana kadar kayboldu.

Bir de bizim için çok önemli olduğunu yeni anladığımız bir kavram hayatımıza girdi.

Bağlı olmak. Ya da bağlantılı olmak..
İnsanları dönüştüren seyahati biliriz.
Amacı olan seyahatler vardır. Onlar hakkında da fikir sahibiyiz.
Kimi insanlar bir anlam arayışı ile seyahat ederler. Hayatlarına bir anlam kazandırmak isterler. Bunun için yol kat ederler.
Ama şu son birkaç ay boyunca yaşadığımız pandemi şartları ve karantina önlemleri bize çok önemli bir gerçeği gösterdi.

Çok farklı bir turizm varmış, onu öğrendik.

Bağlantı turizmi
Bağlantı, hayatımızın en önemli aktivitesidir. Hatta daha da ötesi hayatımızın anahtarıdır.
Yaşadığımız çağda insanlarla bağlantıda kalmak akıl ve beden sağlığımız için vazgeçilmez bir gereksinimdir. Yeryüzündeki insani akışa bağlı kalmak çok önemlidir.
Yaşadığımız korkutucu deneyim gösterdi ki, başkalarına, doğaya ve kendimize bağlı kalmak her zamankinden daha fazla önem taşıyor.

Şimdiye kadar hep işimize bağlı durumdaydık.

Finans ile bağlantılı idik. Maddi yaşama fazlası ile bağlanmıştık. Toplum içindeki konumumuz ve nasıl göründüğümüz bizim için çok öncelikli idi.
Tek bir yol ve yön vardı. 
İşimize ya da kurumsal sorumluluklarımıza olması gerekenden çok daha fazla enerji ve zaman ayırmak… Önceliklerimizi işimize göre belirlemek.
Şimdi bu durum hızla değişiyor. Bu günlerde her yerde tek bir dilek duyuluyor.
Arkadaşlarla, aile ile daha fazla zaman geçirmek. Hayatı daha güzel deneyimlemek. Daha az çalışmak. Ün, şan, şöhret ve güzellik peşinde daha az zaman harcamak.
Hayatımıza anlam katan gerçek deneyimler yaşamak. Yüzlerimize gerçek bir gülümseme kondurmak. Yüreklerden gelerek şarkılar söylemek.

Covid19 çevre ile barışmamızı sağlayacak mı?

Eğer insanlık eski normale çok hızlı bir dönüş yapmaz ise.. Yani Covid19’un insanları zorladığı yeni normal kalıcı hale gelirse..
Yeryüzünün ve insanlığın geleceği adına güzel gelişmeler var, demektir.
Virüs yaşattığı acıların yanında, Dünya’mıza iyilik de yaptı.
Ulaşım ağları minimuma indi.
Kentler enerji tüketimini azalttı.
İnsanoğlunun çevreye dönük vahşeti bitti.

Farklı ve çevre dostu bir model güçlenmeye başladı.

Karbon salınımı düştü.
Güvenilir kaynaklar bu yılın Ocak-Nisan döneminde karbon emisyonlarında çok dikkat çekici bir düşüş olduğunu teyit ediyor. Düşüş oranı yüzde 17 ve bu çok önemli bir gelişme.
New York’ta Mart ayı bazında çok umutlandıran bir gelişme oldu.
Karbon salınımı, 2019 yılının Mart ayına göre yüzde 50 azaldı.
Çin’de kömür tüketimi yüzde 40 geriledi. Karbon salınımı ise yüzde 25 düştü. İtalya, İspanya, İngiltere’de çok olumlu gelişmeler oldu.
Avrupa ve Kuzey Amerika başta olmak üzere, Dünya’da enerji talebi yüzde 4 azaldı. Kömür talebinde azalma yüzde 10 civarında gerçekleşti.
Petrol ve benzeri fosil yakıtlara olan talebin düşmeye devam edeceği tahmin ediliyor. Bunu Nükleer enerji ve gaz da takip edebilir.
Ama bütün mesele bu olumlu gelişmelerin kalıcı olması ve bir daha eskiye dönüşün olmaması. Yoksa kazanımlar kısa zamanda uçup gider.

Artık ofislerde de Doğa ile bütünleşmek zamanı

Doğa ile bütünleşmek aslında en basit olanı. Bunu doğa ile bağlantıda kalmak olarak da tanımlayabiliriz. Buna bağlı olarak sizlere yeni bir kavram sunayım.
Biyofilik tasarım ve deneyim. Bu tasarım size doğadan uzakta olsanız bile onun tam kalbindeymişsiniz gibi bir deneyim fırsatı sunuyor.
Biyofilik tasarım, insan sağlığını geliştirmek için doğal sistemleri ve süreçleri çevre tasarımına dahil etmeyi savunan bir yaklaşımdır.
Bilim, ofislerde doğallığın yer almasının sağlık üstünde çok olumlu etkileri olduğunu söylüyor. Doğa ile benzeşen ofisler sağlıklıdır.

Evden çalışmak kalıcı olmalı

Pandemi bütün Dünya’da evden çalışmayı yaygınlaştırdı. Verimlilikte ve işleyişte hiçbir akşama olmadı. Süreçler pandemi öncesi gibi yürütüldü.
Uzmanlar, evden ( ya da uzaktan ) çalışmanın kalıcı olacağını öngörüyor.
Bu değişim gerçekleşirse, çalışanların işyerlerine gitmek için harcadıkları zaman, enerji ve yakıttan olağanüstü ölçülerde tasarruf edilecek demektir.
Sadece bu bile, kentlerin arap saçına dönmüş trafiğine belli ölçülerde çözüm sağlayacaktır.

İnternet üzerinden toplantılar sürmeli

Pandemi döneminde, insanlar ilk şoku atlattıktan sonra, işlerin devam etmesi gerçeğinden hareketle toplantılara devam ettiler.
Ortak mekanda toplantılar yerine online toplantılar başladı.
Bu toplantılar sayesinde araç kullanımı azaldı. Trafik kullanımı önlendi. Daha rahat ve stressiz toplantılar mümkün hale geldi.

Ulaşımda yeşil akım başlamalı

Eğer uçaklarla, petrol ile çalışan vasıtalarla seyahat etmeyi sürdürürsek, gelecekte tadını çıkaracağımız bir gezegen kalmayacak.
Bu kadar sık seyahat edersek de aynı son ile karşılaşacağız. Yeryüzünü dumana ve karbona boğan seyahatleri azaltmak gelece olan vicdani borcumuz.
Elektrikli araçlar ucuzlamalı ve yaygınlaşmalı. Şarj istasyonları da öyle..
Sık sık tatil ya da başka amaçlı seyahat yerine, daha az sayıda seyahat planlanmalı. Zira her uçak seyahati atmosferi biraz daha yaşanmaz hale getiriyor.

Yürekten çağrım- Herkes ağaç dikmeli

Kim bilir, belki de virüslere karşı bu kadar dayanıksız hale gelmemizin arkasında, doğadan kopmuş olmamız vardır.
Ağaçlardan, doğal gıdadan, temiz havadan, temiz sudan uzaklaştıkça bakterilere ve virüslere karşı daha zayıf hale geliyor olamaz mıyız?
O zaman bu işin anahtarı- Ağaç.
Çaremiz daha çok, çok daha fazla, milyarlarca ağaçta…
Ağaç, sera gazı etkisini azaltır.
İklim bozulmasının önüne geçer.
İşin uzmanlarının desteğini alarak, her yere ağaç dikelim. Her fırsatta ağa dikelim. Ama yanlış yere yanlış ağaçları dikme hatasına da düşmeyelim.
Çevremizi yeşillendirelim.

Hiç yorum yok: