2018 yılının bir verisini okudum. İlk sekiz ayda, Ankara’ya gelen turist sayısı ile ilgili bir bilgi idi. Bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 34 artmış hem de.
Peki, kaç turist gelmiş?
450 bin...
Aynı dönemde, Bulgaristan’ın
başkentine kaç turist gelmiş?
700 bin.
Aynı dönemde, Ukrayna’nın
Başkenti Kiev’e kaç turist gelmiş?
1 milyon 400 bin.
Aynı dönemde, Tahran’a kaç
turist gitmiş?
900 bin.
Aynı dönemde Kahire’ye kaç
turist gelmiş?
1 milyon 300 bin.
Paris, Londra, Moskova,
Madrid, Berlin…
Bunlara hiç bakmayalım.
Aradaki fark moralimizi bozar.
Ankara’ya gelen turist
sayıları çok düşük
Evet, Ankara’mıza 2018’in
ilk sekiz ayında gelen turist sayısı 500 bin bile değil.
Dünya’da, turizmden en az
pay alan başkentler listesini araştırın.
Güzel
Başkentimiz Ankara ilk sıralarda çıkacak.
Evet, öyle.
Ankara, Dünya turizminden,
hak ettiğinin çok altında bir pay alıyor. Bunu hem gelir anlamında ifade
ediyorum, hem de tanınmışlık seviyesi açısından.
Ankara’mızı.. Atamızın
yadigarını..
Bütün değerleri, doğal,
tarihsel, arkeolojik, kültürel zenginlikleri ile masaya yatırsak…
Dünyanın en güçlü turizm
destinasyonlarının arasında olması gerektiğini görürüz.
İngiltere, Fransa, İspanya,
Rusya, Almanya, Hollanda, Tayland, Japonya, İtalya..
Bu ülkelerden
bahsettiğimizde insanların aklına hemen Londra, Paris, Madrid, Moskova, Berlin,
Amsterdam, Bangkok, Tokyo, Roma geliyor.
Ama
Türkiye denildiğinde?
Ankara, İstanbul, Antalya,
Muğla gibi kentlerimizden sonra akla geliyor..
Ankara çirkin bir Başkent
mi?
Ne münasebet?
Üniversite yıllarımın o
düzenli kenti hala aynı düzeni devam ettiriyor.
Sakinlik ve sadelik isteyen
ruhlara hitap eden bir estetiği var.
Tarih?
Dopdolu.
Arkeoloji?
Az
aşağıda sadece bir örnek vereceğim. İnanılmaz.
Doğa?
Anlatılmaz, yaşanır..
Kış turizmi?
Başa güreşir..
Bilim, sanat, kültür, spor?
Avrasya’nın ilk beşine
rahatlıkla girer.
Müze?
Sayısını araştırdım ve çıkan
sonucu görünce hem şaşırdım, hem de utandım..
O kadar çok ve ben o kadar
azını görebilmişim..
E o zaman sorun nerede?
Çünkü
Ankara gücünün farkında değil
Bu yazımızda, Ankara’nın
turizm envanterini değerlendirmeye kalkarsak, koca bir kitap yazmamız gerekir.
Zaman yetmez.
Ben, bu gün, bana göre,
Ankara turizminin en güçlü silahı olabilecek, muhteşem bir mirası anlatayım
size. Siz de, bu değeri duyduktan sonra “ vay canına” dersiniz.
Bu silahın adından yola
çıktım. İnternette bir araştırma yaptım.
Okuduklarım karşısında önce
şaşırdım..
Sonra kendime kızdım..
Sonra Ankara turizmi ile
ilgili bütün oyunculara kızdım..
Sonra utandım… Merak
etmeyin, sizin ve genelde Ankara turizmi ile ilgili bütün aktörlerin adına da
yeterince utandım.
Zira benim ve sizin
dışımızda, Dünya’da çok sayıda insan bu değerin farkında.
Bu muhteşem miras insanlığın
ortak bilgi hazinesine çoktan girmiş, kimsenin haberi yok.
Ey
Ankara, Gordion’a sahip çık
Başkente 93 kilometre
mesafede bir yer var.
Gordion.
Bu isim ile AVM var.
Otel var.
Konut projesi var.
Ama Gordion üzerinden
geliştirilen bir tek turizm projesi yok.
Gordion’u tanıtacak bir tek
tanıtım filmi yok.
Biraz acı olacak ama
korkarım Ankara turizmcileri arasında Gordion’u giden, inceleyen, o meşhur
efsaneyi okuyan, değerlendiren kimse yok.
Gordion tarihsel geçmişinde
sayısız hikayeye sahip, ama bunları sahiplenip Dünya’ya anlatacak kimseler yok.
Gordion
Müzesini bilir misiniz?
Evet! Bir müzesi var.
Çok bakımlı ve çok tanınmış
olduğunu söylemek zor.
Bu yılın başlarında tavanı
akıyordu ve görevliler tavandan sızan suya çözüm olarak naylon ile
kaplamışlardı. Naylonların köşesinden akan sulardan zemini korumak için kovalar
kullanıyordu. Ki bu müzeyi yılda 50 bin kişi ziyaret ediyor. Bu sayının 20 bin
kadarı yabancı.
Sırası gelmişken, 5 bin
yıllık mirasın sergilendiği bu müzeyi, milyonlarca yerli ve yabancının ziyaret
etmemesinin de bizim ayıbımız olduğunu belirtelim..
Bu
sayı mümkün müdür? Abartıyor olabilir miyim?
O zaman bu iddiamızın altını
dolduralım.
Bu müze ile ilgili olarak,
içinde Kral Midas, Gordion Düğümü, Büyük İskender’in olduğu hikayeler
oluşturalım.
Kral Midas ile ilgili iki
muhteşem efsane var. Onları çağdaş anlamda yorumlayıp geliştirelim.
Ama en önemlisi, İskender’in
tek bir kılıç darbesi ile çözdüğü Gordion Düğümünden hareket edelim ve
yaratacağımız hikayeleri evrensel platformlara yayalım.
Bu hikayeleri başarılı bir
biçimde yazarsak, Dünya’ya doğru anlatırsak, Müze ve hemen çevresindeki
Yassıhöyük, orta vadede çok yoğun bir ziyaret trafiğine sahne olur.
Haydi hep birlikte biraz
utanalım
Neden?
Varan 1…
Gordion
Düğümünü kaç turizmci biliyor?
Bilmek yetmez.
Gordion Düğümü ile ilgili
efsaneyi kaç turizmci biliyor?
Bu da yetmez..
Gordion Düğümünü kim ve
nasıl çözmüş, bunu kaç turizmci biliyor?
Büyük İskender’in Anadolu
macerasını kaç turizmci biliyor?
1659-1695 yılları arasında
yaşamış Henry Pursell’in Gordion Düğümünü Çözmek başlıklı bir bestesi olduğunu
kaç turizmci biliyor?
https://www.youtube.com/watch?v=CnZaQh9TVIg
Bu parçayı Dünyanın en güçlü
orkestralarının icra ettiğini?
Bu parçada Gordion Düğümün
Çözüm temasının işlendiğini?
Bitmedi..
Gordion Düğümünü bilenler
parmak kaldırsın
Önce
Gordon Düğümü ile ilgili biraz bilgilenelim;
Kral Gordios, kendisi için
çok büyük önem taşıyan bir öküz arabasını, Friglerin Tanrısı olan Sabazios’a
adak olarak götürmeyi düşünür.
Burada ismi geçen Tanrı
Sabazios; Yunanlar tarafından Zeus olarak isimlendirilmiştir.
Arabayı kızılcık dallarından
yaptığı bir düğümle tapınağın sütununa bağlayan Kral, ustalıkla attığı bu
düğümü çözmenin neredeyse imkânsız olduğunu söylemiştir.
Rivayete göre, her kim bu
düğümü çözmeyi başarırsa o aynı zamanda Asya’nın da hükümdarı olma şansına
erişecektir.
M.Ö. 334 yılında kente girip
düğümü çözmek için bir süre uğraşan İskender, en sonunda dayanamaz ve
sinirlenerek düğümü kılıcıyla keser. Bunun üzerine halk onu Asya’nın Efendisi
olarak selamlar. Gordion’dan gücüne güç katarak ayrılan Büyük İskender
gerçekten de söylenegeldiği üzere fetihten fetihe koşarak seferlerine başarıyla
devam eder.
Batı’da,
iş ve siyasette, Gordion Düğümü modeli
Batı Dünyasında, modern
zamanların çetrefilli sorunlarına kesin ve doğrudan bir çözüm bulmak ile ilgili
bir model olduğunu kaçımız biliyoruz?
Bu modelin adının, sorunlara
bulunan kestirme çözümlere, Gordion Düğümünü Çözmek adının verildiğinden kaç
turizmcinin haberi var?
Kısa bir tanımlama yapalım;
Gordion Düğümü, Dünyanın her
yanında, insanlar için, çok zor, inatçı ve neredeyse çözümsüz gibi görünen
sorunları ifade etmek için kullanılır. Günümüzün iş Dünyasındaki sistem
sorunları bu terim ile alakalıdır.
Batı iş dünyasının fikir
ustaları, teorisyenler Gordion Düğümü üzerinden yönetim ve sorun çözme
modelleri üretiyor. Bu başlık altında seminerler düzenliyor.
Bizim
bundan haberimiz yok.
Ankara’da, Gordion’a bir
geziyi de içine alan bir İş Dünyası Konferansları dizisi neden düşünülmesin? Bu
Konferanslarda, İskender’in sorunlara basit ve keskin çözümler üretme yeteneği
neden vurgulanmasın? Neden böyle bir model geliştirilmesin?
Ankara, Gordion Düğümü,
Büyük İskender, Yassıhöyük, Gordion Müzesi üzerinden farklı bir turizm konsepti
geliştirmelidir.
Bu konsepte, İskender’in
Anadolu’ya giriş ve Gordion’a varış rotası da eklenebilir. Örneğin Türkiye ve
Dünya’dan iş hayatının profesyonellerine İskender rotası ile bir tur olabilir.
Düğümün var olduğu kabul
edilen noktada, tura katılan profesyoneller için aynı düğümlerden yapılabilir.
O düğümü çözme yöntemleri denenir. İş biraz yarışmaya dönüştürülebilir.
Ankara’nın prestijli kongre
salonlarında, uluslararası Gordion Düğümü sempozyumları neden olmasın?
Üniversiteler bu konuda
tezler sunmaya davet edilebilir. Böylece, Gordion Düğümü, akademik dünyada, iş
hayatında, sporda ve sanatta Ankara turizmi için muhteşem bir sıçrama tahtasına
dönüşür.
Daha
başka neler olabilir?
Henry Pursell’in Gordion
Düğümü bestesinden hareketle bir müzikal yazılabilir. Dünyanın sayılı
sahnelerinde sergilenebilir.
Gordion Düğümü isimli bir
opera eseri olabilir. Eser Gordion’da, tarihsel atmosfer bire bir
canlandırılarak sergilenebilir.
Gordion Düğümü temalı
heykel, müzik, resim, fotoğraf yarışmaları düzenlenebilir.
Bu başlık altında sosyal
medya hesapları mutlaka açılmalıdır.
Dünyada zaten bir Gordion
markası var.
Bize
düşen o marka ile Ankara Gordion’u örtüştürmek.
Bakın Gordion Düğümünden
nerelere geldik.
Sadece bir düğüm ve onun
çevresindeki tarihsel şahsiyetler ve bir de beste Ankara turizmi için nasıl da
bir marketing fırsatına dönüştü.
Ankara’mızda daha neler var,
neler…
Sırası geldikçe yazacağız.
Hayatımın en önemli, en özel
bölümünün anılarına ev sahipliği yapan bu muhteşem Başkent için yapılacak o
kadar çok şey var ki…
2 yorum:
Harika bir yazı. Belirttiğiniz sorun ve buna yönelik çözüm önerileriniz gerçekten dikkatle ele alınması gerekiyor. Elinize emeğinize sağlık.
Emeğine sağlık.
Bilmek paylaşınca değerleniyor.
esenlikler
Yorum Gönder