12 Şubat 2019 Salı

İş Görüşmelerinin En Kritik Sorusu


Bir şirketin insan kaynakları yöneticisi ile görüşüyorsunuz.

Her aşama başarı ile tamamlandı. Son adıma gelmekte olduğunuzu anlıyorsunuz. Birkaç soru daha sorulacak. Siz hepsine hazırsınız.

Yeterli heyecana ve morale sahipsiniz. Karnınızdan yukarıya doğru bir sıcaklık esiyor. 

Mutlusunuz. Galiba işi kaptınız.

Ama…

Bir son adım var. O en zorlu soru… O sırat köprüsü gibi soru…

-        Bizden talep ettiğiniz ücret nedir?

Kan ter içinde kalırsınız. Düşünür durursunuz. Alt ve üst limitler arasında gidip gelirsiniz.

Bir maaş söylediniz. Görüşmeci bu cevabınıza balıklama atladı. Çıktınız. Kafanızda deli sorular. Acaba kendinizi ucuza mı sattınız?

Size bir kötü, bir de iyi bilgi vereyim

Eğer kafanız bu soru ile uğulduyorsa, kendinizi ucuza sattığınızdan emin olabilirsiniz.

Şirket size daha fazlasını vermeye hazırdı. Dolayısı ile siz bu konuda dersinizi çalışmadan görüşmeye gitmişsiniz.

İyi bilgiyi vereyim; evet bu durumu düzeltmek mümkün.

Aman, sakın geri dönüp, daha yüksek bir maaş talep etmeye kalkmayın.

Rezil olursunuz.

Tek bir yol var. Başka bir iş bulacaksınız. O işi sunan şirket ile ilgili çok ayrıntılı bir araştırma yapacaksınız. Sizden önceki bütçeleri öğrenmek için sıkı bir çalışma yapacaksınız.

İyi bir iş görüşmesi yaptıktan sonra, maaş aşamasında çuvallayan ( Başta ben olmak üzere ) birçok yetenekli ve başarılı yönetici tanıyorum.

Son derece olumlu geçen bir görüşmenin ardından, işletmeye katacağı artıların karşılık çok düşük bir maaşa evet diyen birçok yönetici var turizm sektöründe.

Bu konuya farklı yazılarda ayrıntılı olarak değineceğim. İş görüşmelerinin son aşamasındaki bu çuvallamaların nedenlerini paylaşacağım. Düşük maaşla işe başlamanın hem işletmeye, hem de yöneticiye verdiği zararı anlatacağım.

Kimse size karşı değildir. Herkes kendisinden yanadır

İşveren ile ilgili olarak bilmeniz gereken bir temel gerçeklik var. Maaş görüşmelerinde ya da farklı bir konuda, o kendi tarafındadır.

İşi ile ilgili hedeflerine ulaşabilmek için bazı becerilere ve bilgilere gereksinimi vardır. Bunları en ekonomik bütçe ile elde etmek ister.

İşletmenin önceliği her zaman kendi hedefleridir. Açık konuşmak gerekirse, sizin duygularınız ve yaşam kaliteniz çok sonra gelir.

Diyelim ki, şirketin bu görev için belirlediği aylık bütçenin 5 bin TL altında bir maaş talep ettiniz. 

Sizinle görüşme yapan yöneticinin ağzı sulanacaktır. Bu küçük tasarruf onun patronundan ya da amirinden bir aferin almasını sağlayacaktır. Sizin, daha düşük bir maaş nedeniyle yaşam kalitenizin düşmesi onun umurunda bile değildir.

Günümüzde, geçen yüzyıldan kalma şirketlerin en can alıcı yaşam kriteri, belirlenmiş olan bütçeleri tutturmaktır.

Biricik hedef budur.

Sizin ilk sıradaki amiriniz sizi bir insan olarak çok seviyor olabilir…

Tepedeki yöneticiler için, bir bütçe tablosunda, yanına TL ibaresi yerleştirilmiş bir satırdan başka bir şey değilsiniz.

Birçok şirket yöneticisi çalışanları üretim sürecinin girdileri arasında kabul ediyor.

İyi yöneticiler, çalışanlarına hakkaniyetli bir maaş vermeyi tercih ederler.

Bunun çok basit bir denklemi vardır. Bir yıla varmadan işi bırakan birisinin yerine yeni birisini aramak, bulmak ve onu işe alıp gerekli eğitimleri vermek çok maliyetlidir.

Şirket bu maliyetten kurtulmak isterse, elindeki çalışanlarını mutlu etsin, yeter.

Ya çalışanlar açısından?

Türkiye’de iş görüşmesine davet edilen profesyonellerin çok büyük bir yüzdesi dersini çalışmadan gidiyor. Hazırlık yapmadan gittikleri bu görüşmede, birçok aşamayı başarı ile geçseler bile, maaş sorusunda çuvallıyorlar.

İşe başladıkları gün hemen çevreyi araştırıyorlar. Kendilerine denk pozisyonlarla aralarında fark olduğunu öğreniyorlar. Ya da sektör ortalamasının daha yüksek olduğunu görüyorlar.

O dakika mutsuzluk başlıyor. Verim düşüyor. Uyumsuzluk patlıyor. Yönetici, bir yıla varmadan işten ayrılıyor. Derken, bir kısır döngü başlıyor.

İş görüşmesine gidecek arkadaşa tavsiyeler:

Senin için, bu görüşmeden başarı ve mutlulukla çıkma süreci, çok önceden başlar. Daha, eski işinden ayrıldığın andan itibaren gong çalmış demektir.

Yani?

İş arama sürecinde maddi ve manevi olarak güçlü olmak zorundasın.

Seni en az bir yıl geçindirecek bir zor zamanlar fonun olmalı. Bir yıl, iş arama süreci olarak uzun bir süredir. Ama sen en kötü senaryoya göre hazırlık yapmalısın.

O halde, çalıştığın zamanlarda ne yapıp etmeli ve bir fon yaratmalı ve doldurmalısın.

Yaşam kaliteni düşürmeden hayatını sürdürecek bir fonun varlığı sana güç ve güven verir.

İş görüşmesine başın dik, omuzların havada gidersin. Böyle bir profil çizersen de, seninle iş görüşmesi yapacak yetkiliye karşı taktik üstünlük kazanmış olursun.

Gerekirse psikolojik danışmanlık al. Bu alanda uzman psikologlar var. Seni iş görüşmesinde yaşayabileceğin gerginliklere hazırlayabilirler. ( Hayır, konunun psikolojik rahatsızlıkla hiçbir ilgisi yok. Konuyu kişiselleştirmeyelim.)

Diksiyon dersleri al. Soracağın soruların ve vereceğin cevapların hangi tonda etkili olacağı ile ilgili olarak alıştırmalar yap. Sesini, mimiklerini, bakışlarını, duruşunu iyi kullan.

Karşı tarafı derinlemesine araştır

Şirketin seni tanıma hakkı var ise, senin de onu tanıma hakkın var.  O seninle ilgili olarak her şeyi araştırıyor. Referanslarını arıyor ve en ince detaylara kadar soruyor.

Bunları sen de yap.

Piyasayı araştır. Hakkında en küçük ayrıntıları bile takip et. Kafanda çok net bir fotoğraf oluştuktan sonra iş görüşmesine git.

Bu şirkette çalışıp ayrılanlara ulaş. Ayrılma nedenlerini öğren. Maaşlarını sor

Şirketin ödeme gücü nasıldır? Maaşlar zamanında yatıyor mu?

Müracaat etmeyi düşündüğün pozisyonun bütçesi ne kadardır? O pozisyon için ödeyebilecekleri en yüksek maaş nedir? Bu miktar kimlere ödenmiş?

Kurum Kültürünü araştır

Kurumun yönetiminde tutarlılık var mı?
Kurum dışarıya karşı şeffaf mı?
Kurum alanında lider mi?
Müşteriler o kurumla iş yapmaktan mutlu mu?
Çalışanlar o kurum için çalışmaktan gurur duyuyor mu?
Kurum hem içeride, hem de dışarıda başarılı bir iletişim politikası yürütüyor mu?
Kurum varlıklarını sağlıklı ve şeffaflıkla kullanıyor mu?
Kurum sürdürülebilir bir karlılık sağlıyor mu?
Kurum kitlelerin saygısını kazanan sosyal sorumluluk projeleri yürütüyor mu?

Bu soruların cevaplarını al. Dersini çalış.

Bütün bu ön hazırlıkları yap. İyi hazırlan ve güçlü bir biçimde pazarla

Hiç yorum yok: